Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA

Olası senaryolar

Bir yandan beşik gibi sallanan ülkenin deprem gerçeği, her deprem sonrası şu şiddette şuralarda deprem bekliyorum diyen yer bilimciler.

Bir yandan depremle beraber en büyük sorun ki bende bu çok dikkate alınmalı bir giriş cümlesi. Olası bir depremde yaşanılacak yıkımların kestirilemeyen senaryoları, dönüşümü konuşanlar, vaatler vs, şehirlerin taşınması vs.

31 Mart Yerel seçimlerine son saydığımız bugünlerde, her adayın eksiksiz projelerinin ana başlığı kentsel yapılaşma da olası çözüm önerileri, dönüşümle beraber şehirlerin gerekirse taşınması.

Bakın biraz bu cümleler dikkatle okunduğunda mantık sınırların ötesinde olduğunu inanın çok rahat görebilirsiniz.

Neyi nereye taşıyorsun, taşıyacaksın?

İnsanların yüksek enflasyon karşısında ki alım gücünün iyiden iyiye düşmesi, yerinden kımıldamayan emekli maaşları, asgari ücretin kulaklara hoş gelmeyen artışı vs karşısında yerinden gerçekten kımıldamakta sakınan bir halk var öyle az oranda falan değil bayağı ciddi ekonomik sıkıntı içinde yaşamaya çalışan bir halk var.

Bu insanlar başlarını soktukları evlerinde zor şartlarda ekonomi savaşında varoluş mücadelesi verirken kimi nereye nasıl taşıyacaksın??

Sadece şehirleri değil sanayiyi de taşıyacağız diyorlar.

Ya akıllara uyacak bir başlık bile değil nereye taşıyacaksın Sanayiyi??

6 Şubat depremlerinden hemen sonra yaşadıkları şehirleri bırakmak zorunda kalmaların en tercih ettiği şehir Ankara oldu başta. Ve Ankara’da kiralar bir anda inanılmaz oranda arttı.

Fırsatçılıktan asla ödün vermeyen ev sahipleri bu eserin mimarı ve Ankara şu an en pahalı şehirler arasında hatırı sayılır bir sıralamaya çıktı bile.

Hadi sanayiyi taşıyalım hayal edelim mesela Dilovası’ndaki sanayi tesislerini taşıyalım, Hadımköy deki tesisleri taşıyalım. Uzar gider bu hayallerimiz.

Taşıyamıyoruz değil mi hayallerimiz bile error veriyor bu düşünceyi zihnimizin hayal kesimine ilettiğimizde.

6 Şubat depremin vurduğu, yenilenmesi gereken şehirlerin başında Hatay, Kahramanmaraş, Malatya geliyor.

31 Mart seçimleri yaklaşırken büyük yıkımların yaşandığı bu şehirlerde seçmenin tercihi çok önemli.

İktidar partisinin konut inşası sandığa yansıyacak mı?

Muhalefetin büyük yıkım yaşayan şehirlerde seçmenin kalbini kazanma formülleri neler?

Bu konuda bence en kritik il Hatay...

Hatay da seçim tahminlerimde yanılmayacağımı biliyorum.

Seçim tahminleri 29 Mart’taki yazımda paylaşmak en iyisi.

1 senedir Hatay için konteynır kentlerdeki insanların yaşam mücadelesini, hasar almış duvarları yıkılmış evlerin yıkık duvarları içinde eşyalarını gördüm ya ben bu sene 7 Şubat’ta Hataya gittiğimde, yıkılmış duvarların içinden yarım kalan yaşamların uçuşan tülleri saklıydı hala o evlerde.

Elindeki İmkansızlıklar içinde şehri için halen mücadele eden bir başkan var Hatay’da.

Birkaç sene öncesine kadar Hataya daha nasıl yatırımcı getirebilelim, daha nasıl bu şehirdeki insanlara güzel imkanlar sunabilirim diye uğraşan bir Lütfü Savaş var o şehirde.

O dönemlerde yurtdışında özellikle yatırımcı buluşmalarında tanık oldum birkaç kez başkanın bu çalışmalarına.

Deprem ile beraber tepkileri çeken, faturası kendisine kesilen bir başkan var o şehirde.

Nereden Hataya geldik diye düşündüm çok etkiledi o yarım kalmış yaşamların izlerini depremden bir sene sonra 7 Şubat’ta gittiğimde görebilmek beni.

O yüzden olası senaryoları bir kenara koyarak gerçeklerle ilgili görüşleri vaatleri gündemine almalı adaylar.

Her gün akşam TV’de canlı yayına aldığımız adaylar söz birliği etmişçesine seçmenine hemen ilk sözü projesini kentsel dönüşüm ile başlamasında tek bir soru soruluyor nasıl yapacaksınız?

Kaynağı nasıl sağlayacaksınız?

Aday oldukları ilçede daha önce yaşamamış olanlarla tanışıyorum bugünlerde hemen ilk projesi kentsel dönüşüme geliyor.

Ne kadar tanıyorsunuz aday olduğunuz yeri diyorum, gülerek tanımaya çalışıyoruz işte cevapları geldiğinde rahatsız ediyor aldığım cevap, panik etmesi bir tık üzerinde.

O yüzden olası kazanma senaryolarını, vaatlerin bir kenara koyarak öncelikle gerçekleri görerek gerçekçi kararlarla temkinli kararlar ile oturulmaya çalışılmalı o başkanlık koltuğuna.

Ülkemizin güzel insanlarının fırsatçılık karşısında vereceği sınav gerçekten kalmadı.

Hak ettiği çok güzel yaşamlar varken.

Öyle değil mi?