Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA

Kovid-19 aşıları ve fikri mülkiyet

Ülkeler hızla vatandaşlarını aşılamaya çalışırken aşıların fikri mülkiyeti konusu son haftalarda çok konuşuldu, hala da konuşulmaya devam ediyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya aşının üretim kapasitesini artırmak için fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasını desteklese de, Avrupa ülkeleri bu şekilde üretimin artırılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle böyle bir hamleye gerek olmadığını savunuyor.

Patent sistemi buluş sahibinin haklarını koruması için oluşturulan bir sistem. Patent alan buluş sahibi bu sayede 20 yıllık bir koruma sağlamış oluyor. Bir buluş için korunmak istediği ülkede patent alınması gerekse de aşı gibi uluslararası toplumu ilgilendiren buluşlar için uluslararası patent sisteminden faydalanılması gerekiyor.

Bununla ilgili ise uluslararası iki önemli anlaşma bulunuyor. İlki 1970 yılında imzalanan Patent İş birliği anlaşması, ikincisi ise 1995 yılında yürürlüğe giren Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPS). Bu anlaşma Dünya Ticaret Örgütü anlaşmasının bir eki sayılıyor ve üye devletler bu anlaşmayı kabul edip, uygulamak zorunda.

Ancak pandemi gibi toplum sağlığını tehdit eden durumlarda bazı istisnai önlemler alınabiliyor. TRIPS’in 31bis maddesine göre olağanüstü hallerde devlet veya devletin yetkili kıldığı kişiler buluşu zorunlu lisans ile kullanabiliyor. Ancak patent sahibine en kısa zamanda haber verilmesi ve onun da buluşu kullanmaya devam edebilmesi gerekiyor. Zorunlu lisans başkasına devredilemeyeceği gibi, patent sahibine de bir ödeme yapılması gerekiyor. Zorunlu lisans kullanımı patentin tescil edildiği ülkede kullanımla sınırlı olsa da Doha Deklarasyonu ile buna istisna getirilmiş. Böylelikle maddede belirtilen uygun şartlara sahip ithalatçı ülkelere de zorunlu lisans verilebiliyor.

Buluş sahibi şirket veya kişilerin patent başvurusu yapmaması halinde ise isteyen buluşu ücretsiz olarak kullanma hakkına sahip oluyor. Bu durumda buluş sahibi buluş üzerindeki kontrolünü kaybediyor. Günümüzde çok olası bir durum olmamakla birlikte 1954 yılında çocuk felci aşısının mucidi Jonas Salk aşı için patent almayarak aşıyı tüm insanlığa armağan etmeyi seçmiş.

Ancak şu anki durumda fikri mülkiyet hakkının kaldırılmasına gerek olduğunu düşünmüyorum. Şirketler lisans sözleşmesi yaparak kullanım hakkı verebilir veya hoş gözükmeyecek olsa da zorunlu lisans ile bu duruma mecbur bırakılabilir. Bu hakkın ortadan kaldırılmasıyla bir anda aşı üretimi gözle görülür şekilde artıp, Dünya’nın fakir bölgelerindeki insanlara kadar ulaştırılacaksa bu çözüm mantıklı ancak böyle bir durum da çok mümkün görünmüyor.