Dolar $
32.47
%-0.15 -0.04
Euro €
34.7
%-0.8 -0.28
Sterlin £
40.47
%-0.78 -0.32
Çeyrek Altın
3979.97
%-0.31 -12.1
SON DAKİKA

Doğaya sahip çıkmak bu kadar mı zor?

Yıllardır iklim değişikliğinden bahsediliyor ve çok geç kalmadan tüm ülkelerin gerekli önlemleri alması gerektiği konuşuluyor. Bazı ülkeler nispeten önlem alıyor bazıları ise konuyu yeterince ciddiye almayarak önlem almak bir yana koruması gereken doğasını da katletmeye devam ediyor.

İklim değişikliğine dair yapılan son ölçümler buzullarda sıra dışı bir ısı artışı olduğunu ve ölçümlerin tüm zamanlara göre on ila on beş derece arasında fazla olduğunu gösterdi. Uzmanlar asıl endişe verici olanın ise hem Güney hem de Kuzey Kutbunda bu artışın yaşanması olduğunu belirtti. Bu artışın devam etmesi durumunda ise su seviyeleri daha da yükselecek, bazı bölgelerde çölleşme dolayısıyla kuraklık başlayacak, tarım konusunda yaşanan sıkıntılar daha da büyüyecek ve birçok canlı türü yok olacak. Durum bu kadar vahimken her ülkenin özellikle verimli topraklara sahip olup bu toprakları değerlendirmesi gereken ülkelerin ciddiyetle tarım faaliyetlerine yönelmesi gerekiyor ancak maalesef biz bu olanaklara sahip olsak da şansımızı değerlendirmediğimiz gibi mevcut topraklarımızı da riske atacak faaliyetlerde bulunuyor veya bulunulmasına göz yumuyoruz. 

Geçtiğimiz haftalarda yoğun bir şekilde yağan kar sebebiyle barajlarda su seviyesi arttı. Alibeyköy Barajının su seviyesinin artmasıyla piknikçilerin kıyılarda bıraktıkları çöpler tahliye kapaklarında birikmeye başladı. Atılan çöplerin yaz aylarında yangına sebep oluşu, doğaya karışmayıp yıllar boyu çevreyi kirletmesi ve daha birçok soruna sebebiyet vermesi bilinen gerçekler olmasına rağmen bu konuda gerekli hassasiyetin hala gösterilmiyor oluşu bile ne kadar büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun idrak edilemediğinin bir kanıtı niteliğinde. Zaten plastik atık ithalatı gibi çözümlenmesi gereken konular varken bir de bizim bu kirliliğe sebebiyet veriyor oluşumuz akıl karı değil.

Aynı zamanda her sene orman yangınları veya inşaatlar sebebiyle küçülen ormanlık alanlarımız madenler sebebiyle daha da küçülüyor. Geçtiğimiz günlerde yine maden araması için ihale verilmesi çevre kuruluşlarının tepkisine sebep oldu. Her fırsatta belirtildiği üzere maden aranmasına açılan alanlar bu faaliyetler sebebiyle zarar gördüğü için verimleri kayboluyor ve bunun geri dönüşü olmuyor ancak bu konudaki uzmanların ve çevre örgütlerinin uyarıları yeterince dikkate alınmadığı için ihalelere devam ediliyor. 

İklim krizinin yol açtığı sorunlar bu gidişle her sene daha da artacak olan doğa felaketleri ile anlaşılacak ancak artık gecikmeden bu konuda seferberlik ilan edilip önlemler alınmazsa ve mevcut topraklarımızı korumak için tehlikeli projelerden geri adım atılmazsa bundan on yıl sonra alınacak önlemlerin bir işe yaraması pek mümkün görünmüyor.