Dolar $
32.27
%-0.05 -0.01
Euro €
35.05
%0.33 0.11
Sterlin £
40.87
%0.44 0.18
Çeyrek Altın
4019.76
%0.91 35.8
SON DAKİKA

Avrupa'daki enerji krizi Türkiye için fırsat mı?

Bulunduğumuz coğrafi konumumuz sayesinde Avrupa'daki bir çok sektörde krizi kara döndürebilecek güce sahibiz. Düşünsenize, Petrol burada, gaz burada, ucuz iş gücü burada, değerini yeni anladığımız doğal güzellikler burada ve en önemlisi su kaynakları da bu yörede.

Öyle bir bölgeden söz ediyorum ki pergelin iğnesi Ankara’ya konduğunda kapsadığı daire ise bir taraftan Çin öteki yanda İngiltere Kuzeyde Rusya güneyde de Ortadoğu ve Afrika. 

Asya enerjisine de köprü Ortadoğu enerjisine de... Rus gazına da Ukrayna buğdayına da... ABD’nin oynamak için silah bağışladığı teröristler de burada, kendini bir anda güçlü hisseden abi kucağına oturmuş saldırgan küçük komşu devletler de yanı başımızda. Biz çok şenlikli bir bölgede yaşıyoruz. 

Ama inanıyorum ki; Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı, Avrupa'nın Rus doğalgazına olan aşırı bağımlılığını bir kez daha vurgulamış ve böylece diğer ürünlerin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki enerji işbirliğinin öneminin altını kalın kalemle çizmiştir. Aslında bizi hak ettiğimiz kefeye koyamayan AB, Türkiye-Avrupa enerji ilişkileri söz konusu olunca bir çıkış yolu aramaktan geri kalmıyor. Bir de Avrupa'nın Rusya'ya bağımlılığı da bilhassa son günlerde ziyadesiyle ortaya çıkmışken. Durum böyle olunca da Avrupa hemen enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine öncelik verdi.  AB ve Türkiye arasındaki enerji ilişkileri, özellikle Avrupa'nın Rus gazına bağımlılığı göz önüne alındığında, her zaman önemli bir güven parçası olmuştur. Bu nedenle konu AB için stratejik bir öncelik arz etmiştir. Türkiye, Orta Doğu ve Hazar havzasındaki enerji kaynakları için Avrupa tüketici pazarlarına doğru bir koridor olmayı hedeflemiştir. Türkiye üzerinden geçen gaz boru hatları bu stratejik ilişkinin temelini oluşturmuştur. Şimdi de bunu kullanma zamanı geldi. Bakalım nasıl bir tavırla karşılayacaklar. Tahıl geçişinde bir şey diyemeyen ülkeler bu konuda ne yapacaklar.

AB ile Türkiye arasındaki enerji işbirliğini derinleştirmek için önemli bir platform olan AB-Türkiye Üst Düzey Enerji Diyaloğu 'nu kendi yararlarına olunca bize hatırlatıveriyorlar. Biliyorsunuz, 16 Mart 2015'te başlatıldı bu işbirliği. Akıllarına şimdi geldi ama keratalar hemen bir yıl sonra yani 2016'dan beri bunu engellediler. Biz ne ülkeyiz ki İsa’ya da Musa’ya da yaranamıyoruz. Türkiye-Avrupa Üst Düzey Enerji Diyaloğu ve işbirliği, Anadolu üzerinden Güneydoğu Avrupa ülkelerine doğalgaz naklinden öteye geçmedi. Ek olarak, transitin mevcut ve muhtemel gelecekteki sınırlı boyutu göz önüne alındığında, Türkiye üzerinden Avrupa'ya giden gazın stratejik önemi çok değerlidir... 

AB'nin doğal gaz tüketimi 2020'de 394 milyar metreküp (bcm) olarak gerçekleşti. İki boru hattı, doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa'ya taşıdı. Türk Akım Avrupa pazarları için 15,75 bcm kapasiteye sahip, ancak 2020'de sadece AB'nin gaz tüketiminin yüzde 1,2'si kadar bir miktar bcm'den geçiş yaptı. Trans-Adriyatik Boru Hattı, Güney Gaz Koridoru'nun bir parçasıdır ve Trans Anadolu Gaz Boru Hattı (TANAP) vasıtasıyla Türkiye üzerinden Azeri gazına erişim sağlamaktadır. Her iki ağ da tam kapasitede çalışıyor olsa bile bu, 2020 rakamları kullanıldığında AB tüketiminin aşağı yukarı yüzde 6,5'ini temsil edecektir. Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki elektrik ticareti de oldukça sınırlıdır. Fakat şimdi ne bulsalar istiyorlar. Hani Karadenizli vatandaş fıkrada demiş ya “ Aha da ne oldi?” Fakat bize mecbur kalıp da kapımıza gelseler dahi, daha önceden kendi koydukları kurallara takılabilecekler. Avrupa Komisyonu, üye devletlerin 2049'u hedefleyen uzun vadeli gaz sözleşmelerini imzalamasını durdurmayı önermişti. Dolayısıyla, doğal gaz uzun bir süre tüketilecek olsa ve Türkiye'nin transit ülke rolü bir ölçüde önemini korusa da Yeşil Anlaşma ve enerji geçişi ile birlikte fosil enerjilere dayalı işbirliği önemini kaybetmeye mahkumdur. Aynı şey Türkiye için de geçerli. Ankara'nın net sıfıra ulaşmayı hedeflediği 2053 yılında ekonomisinin karbonsuzlaştırılmasını sağlamak için ülke benzer zorlu bir süreçten geçecek. Yakın gelecekte, Avrupa ülkeleri ve Türkiye, yenilenebilir teknolojilerin enerji ve kaynak ihtiyaçlarını kökten değiştirdiği, aynı zamanda kıtlık ve kaynaklar için yenilenen rekabetin zorluklarıyla karşı karşıya kaldığı çok farklı bir dünyayla karşı karşıya olacak.  

Ben pek fazla içinizi karartmadan güzel günler dileyerek bugün veda edeyim.