Dolar $
32.45
%-0.18 -0.06
Euro €
34.72
%-0.76 -0.26
Sterlin £
40.57
%-0.55 -0.22
Çeyrek Altın
3980.24
%-0.3 -11.84
SON DAKİKA

Biletle değil, abdestle girme zamanı

Elhamdülillah Fatih'in emaneti olan Ayasofya 24 Temmuz Cuma namazı ile açılacak. Ayasofya'da ilk namazın, Lozan Barış Antlaşmasının 97. yıl dönümüne rastlayan 24 Temmuz'da kılınacak olması dikkatlerden kaçmadı..

86 yıldır kanayan yaramız fethin sembolü Ayasofya Cami, Danıştay kararında oy birliği ile 27.11.1934 tarihli Ayasofya kararını kaldırdı.

Almanya manşetlerinde bahsedilen 2. Fatihi olarak addedilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımı ile açılacak. Ayasofya camisinin açılmasını istemeyen başta Yunanistan ve belli ülkeler bunu uluslararası alanda tartışmaya açacaklar. Ancak sonuç alamayacakları da kesin. 

Polemik oluşturmak isteyenler “Diğer camileri doldurdunuz da Ayasofya’ya bu kadar taktınız? diye bağnazca sevincimize limon sıkmasın. Olay ecdadımızın emanetini muhafaza etmek özüne geri kazandırmaktır. 

Artık biletle değil, abdestle girme zamanıdır.

Kordoba’daki camiyi kiliseye çeviren İspanyolların yaptığı normal karşılayan zihniyet Ayasofya’nın cami olmasını doğru bulmuyor. Ya da başka ülkelerde bulunan camileri ya kiliseye veya sinagoga çevirirse düşüncesi bizim önümüze set mi olması gerekiyor. Yapılan tehditlere boyun eğip her söyleneni kabullenmemiz mi gerekiyor. Belki de işi siyasete döküp hükümete giydirip amaç pirim yapmak mıdır? Ayasofya’nın tarihini bilmeyenlerin yorum yapması… 

“Vay efendim saygı göstermiyorsunuz. Tarihinizde böyle bir olay yaşanmamıştır.” gibi sözlerle gelenlere Osmanlı döneminde işgal edilen topraklarda hiçbir mabede zara vermediği gibi dinlerini değiştirmeleri için baskı yapılmadığını ibadetlerini kendi mabetlerinde devam etmelerine müsaade etmiştir. İslamiyet’in ve Türk milleti kadar başka dinlere saygı göstermiş ne tarihte ne de günümüzde görülmemiştir. Fatih İstanbul’u fethettiğinde buraya zarar vermemiş, bilakis kendisi de onların ibadethane olarak kullandığı yeri kendisine ibadethane olarak görmüş, o yapıya da saygı göstermiştir. Gidin Batı ülkelerine, Osmanlı döneminden kalan Mimar Sinan eserleri dâhil birçok ibadethane o kadar ahlaksızca amaçlar için kullanılıyor ki... Ama bizler Ayasofya’yı kendimize cami olarak belirleyerek onu saygımızı da göstermiş bir milletiz.

Ayasofya camisinin önemini anlayamamış ya da anlamak istediği gibi yorum yapanlar “diğer caminin yanına bir tane daha eklendi” diyerek sıradanlaştırıp kime ya da neye hizmet ettiklerini merak ediyorum. Kendi tarihine kendi kültürüne camisine sahip çıkmayanların da yorumları sizlere bırakıyorum.

Keşke eleştiri yapmadan önce Türk bayrağının sembolünün önemi kadar kendi kültürel değerlerimizin önemini anlayabilsek. Tehdit ederek korkutarak baskı yaparak yaptırım uygulatmaya çalışan ülkelere boyun eğmeyeceğiz. Ayasofya’nın ibadete açılmasını Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve Batı ülkelerindeki camilerin durumu ile kıyaslayan da...

Herkesin kafasındaki soru şu Ayasofya camisinde duvar ve kubbelerinde bulunan mozaikler ve levhalara ne olacak? Resimlerin olmasından dolayı namaz kılmaya bir mani durumun olup olmadığıdır.

Diyanet işleri başkanı Mehmet Görmez ’in açıklamasına göre namaz kılınacak yerin kıble yönünde resim olmadığı için namaz kılmaya bir engeli yoktur. Mozaik ve levhaların üzerine ibadet esnasında örtü ile kapatılarak ve daha sonra açılacak sistem getiriliyor. Bu şekilde hiçbir yerine zarar vermeden halka açılacaktır. Ayasofya’nın açılmasının önünde ne bir hukuki bir engel kalmıştır. Mozaik ve levhalarında namaz kılmaya engel değildir.