Dolar $
32.33
%-0.12 -0.03
Euro €
34.94
%0.26 0.09
Sterlin £
40.91
%-0.02 -0
Çeyrek Altın
3912.44
%-0.12 -4.75
SON DAKİKA

İstanbul'un deprem tarihini neden önemsemeliyiz?

Kıymetli okurlarım, biz jeofizikçiler tektonik depremleri tanımlarken, kayaçların milimetrik olarak fay zonları boyunca birbirlerine sürtünerek biriktirdikleri elastik deformasyon enerjisinin, kayaçların direnme gücü aşıldığında aniden açığa çıkması olarak tanımlarız.

Elbette ki jeolojik olarak bu kayaçların direnme gücü yani mukavemet sınırı bellidir. 

Marmara denizinde bulunan sedimanter kayaçların, tarihsel depremleri incelediğimizde deprem üretme periyotlar aslında hiçte karmaşık değildir. 

Öyle ki, ABD’li jeofizikçi Tom Parsons 2004’te, 1500-2000 yılları arasında gerçeklesen depremleri inceleyerek İstanbul depreminin tekrarlama periyodunu belirlemiştir.

Parsons “Küçük Kıyamet” adı verilen 1509 ve Büyük İstanbul Depremi olarak adlandırılan 1766 depremlerinin Kuzey Marmara Fay Zonu’nda 7’den büyük depremler olduğu sonucunu çıkarmıştı. Bu durumda iki büyük deprem arasındaki süre 257 yıl olarak görünüyor. Büyük deprem eğer dakik olursa, 1766 üzerine 257 eklendiğinde 2023 yılını işaret ediyor demiştir.

TBDY-2018’e göre bina önem katsayısı 1 olan konutlarda DD-2 düzeyinde deprem tekrarlama periyodu 475 yıl olarak belirlenmiştir. Özellikle Jeofizikçiler, tarihsel depremleri incelediğimizde ciddi enerji biriktirecek fayların izini adeta bir dedektif gibi sürerek günümüzde meydana gelme ihtimali olan kuvvetli yer hareketlerinin gerçekleşme olasılıklarını bulmaya çalışıyorlar.

Öyleyse, İstanbul’u etkilemiş olan en önemli tarihsel depremleri hatırlayalım:

24 Ağustos 358: Enkaz altında kalanlar kadar deprem sonrası çıkan yangınlarda da ölen sayısı yüksekti. İstanbul bu depremin yaralarını yedi yılda sarabildi.

25 Eylül 437: Depremin artçıları uzun sürdüğü için İstanbul halkı dört ay boyunca evlerini terk edip surların dışındaki açık alanda yaşamıştır. 

15 Ağustos 554: Bizans döneminin kayıtlara geçen en şiddetli depremi. Depremin Doğu Akdeniz kıyıları ve İskenderiye’yi de etkilediği kayıtlıdır. 

9 Ocak 869: Büyük deprem bir pazar günü başladı ve artçı şoklarıyla birlikte İstanbul yaklaşık kırk gün sallandı. Aralarında Ayasofya ve Azize Meryem kiliselerinin bulunduğu birçok büyük yapı ağır hasar gördü.

26 Ekim 989: X. yüzyılda 915, 945, 948 ve 960 yıllarına ait deprem kayıtları bulunuyor. 989 depremi büyük bir deprem. Tarihçiler İzmit’ten İtalya’ya kadar geniş̧ bir coğrafyanın depremden etkilendiğini ve İstanbul’da binlerce evin yıkılıp birçok insanın öldüğünü kayda geçmişti.  

23 Eylül 1063: Tarihçilere göre, çok güçlü üç sarsıntı sonrası İstanbul’da çok az ev yıkılmaktan kurtulmuştur.

1 Haziran 1296: İstanbul’un yanı sıra doğruda Sakarya Nehri’ne, batıda Manisa ve İzmir’e kadar 64 kale, birçok tapınak ve binlerce bina yıkıldı.

12 Şubat 1332: Depreminde sarsıntıların yanı sıra yine tsunami yıkıcılığı yaşandı. Sayısız binanın yıkıldığı ve kiliselerin zarar gördüğüne dair kayıtlar bulunuyor.

10 Eylül 1509: “Küçük Kıyamet”, 1070 ev, 109 cami ve mescit tamamen çöktü, 5 bin insan can verdi. Edirnekapı ile Yedikule arasındaki surlar yerle bir oldu. Maddi hasar ve can kaybının yüksekliği nedeniyle “Kıyamet-i Suğra”, yani “Küçük Kıyamet” olarak adlandırıldı. 

22 Mayıs 1766: Büyük İstanbul depremi, daha önceki hemen tüm depremlerde ya kubbesi çöken ya da kayıtlara girecek kadar zarar gören Fatih Camii bu depremde tümüyle çöktü. Bu büyük depremin artçı sarsıntıları tam olarak 8 ay devam etmiştir.

10 Temmuz 1894: Deniz önce sahillerden 200 metre geriye çekilmiş ve sonra şiddetli dalgalar halinde karaya vurmuş, kıyılardaki kayıklar tekneler parçalanmıştır. Bu sırada İstanbul’a denizden bakanlar çöken binalardan yükselen toz bulutlarını dehşet içinde görmüşlerdir.

17 Ağustos 1999: İzmit Körfezi Depremi ya da Marmara Depremi olarak adlandırılıyor. İstanbul’da resmî rakamlara göre 981 kişi öldü, 7204 kişi yaralandı. 

Bakınız, İstanbul’da büyük deprem olmaz, söylenenler doğru değil deyip, insanlara sevimli gözükmeye çalışan bazı hocalara sesleniyorum. Tarihsel deprem kayıtlarının da doğruladığı gibi, İstanbul beklediği büyük depreme her gün bir adım daha yaklaşırken orta Marmara çukurunda ki faylar, ölü fay deyip burada deprem olmayacağını söylemek düpedüz saçmalıktır. 

Lütfen çok geç olmadan, yaşadığınız binanın deprem güvenli olup olmadığını sorgulayınız…