Dolar $
32.27
%0.05 0.01
Euro €
34.81
%0.05 0.01
Sterlin £
40.59
%-0.01 -0
Çeyrek Altın
3931.56
%0.12 4.69
SON DAKİKA

Bir ülkede mutsuzluk viral olursa?

Öncelikle viral kelimesine açıklık getirmek istiyorum. Viral kelimesi, Latince kökenli olan virus kelimesinden türemiş, dilimize Fransızca'dan geçmiştir.

Bu kelime, "virüs kaynaklı olan" anlamına gelir. Bir tıp terimi olan bu ifade, sosyal medya terimi olarak da "virüs gibi yayılan, hızlı yayılım gösteren" manasında mecaz anlamla kullanılır.

O zaman bir ülkede mutsuzluk nasıl viral oluyormuş irdeleyelim.

*Ülkemizde asgari ücretle geçinmeye çalışan insan sayısı tüm çalışanların %62’sini oluşturuyorsa ve asgari ücret bir zamanlar dalga geçtiğimiz Çin’de 300 $ iken ülkemizde 295 $’a karşılık geliyorsa , mutsuzluk hızla yayılır.

*Ortalama kiralık ev fiyatları 1 asgari ücrete karşılık geliyorsa mutsuzluk daha da hızla yayılır.

*Ev genci diye bir kavram oluştu ülkemizde ne okulunu bitiriyor, ne çalışıyor, ne üretiyor, ne evlenebiliyor? 

Kaktüs gibi, suya, ışığa pek ihtiyaç duymayan ayrıca hiçbir işin ucundan tutacak motivasyonu, kendine güveni olmayan tamamen ailesine bağımlı bir genç kesim var ülkemizde. Her şeyden ümidini kesmiş, kendisi gibi arkadaşları olan ailesinden aldığı harçlığı nargileye verip akşama kadar bir kafede elinde cep telefonu ile geçiren gençler bunlar.

Sorulduğunda, asgari ücretle çalışmayı kendisine hakaret olarak kabul eden fırsatını bulsa Almanya ve Kanada gibi ülkelere yüzerek gitmeyi bile düşünecek bir kafa yapısına sahip, yaşadığı ülkeden nefret eden, dini anlamda kendini ateizm ve deizm arasında konumlandıran gençler düşünün, hatta etrafınıza dikkatle bakın göreceksiniz onları.

Metrobüste giderken kafasını cep telefonundan kaldırmayan ve bir birlerine benzeyen mutsuz, umutsuz, gençler düşünün…

*Bir öğretmen düşünün, bağlantıları sayesinde zamanında kadro almış arkadaşı, 12 bin TL maaş alırken. Kendisi ücretli öğretmenlik yaparak aynı ders saatiyle 6 bin TL alıp kendisini kullanılmış hissedip okullar tatil olunca para alamayan sigortası yatmayan bir öğretmen düşünün, mutlu olabilir mi?

*Bir emekli düşünün, asgari ücret 295 $ iken, en çok paraya ihtiyacı olduğu dönemde hiç çalışamayacak kadar fiziki yetersizlikler içinde, ortalama 187 $ alarak yaşamaya çalışan, ülkesine en az 25-30 yıl hizmet ettiği halde adam yerine konmayan adeta yok sayılan, 13 milyon 722 bin emekli düşünün, mutlu olabilir mi?

*Bir doktor düşünün, onca fedakarlıkla okuyup 706 $ alarak nöbet tutan, çoğu kez hasta yakınları tarafından tartaklanıp hakarete uğrayan, hatta dayak yiyip ölüm tehditleri alan bir doktor mutlu olabilir mi?

*TMMOB, ülkemizde bir mühendisin alması gereken asgari ücreti 601 $ olarak açıkladığı halde çoğu kez piyasada 322 $’a çalışan ve garsonluk yapsam bahşişlerle daha çok alırım diye isyan edip işini bırakan bir mühendis, mutlu olabilir mi? 

Bu şekilde sayfalar dolusu tüm meslek gruplarını yazıp canınızı daha çok sıkmak istemiyorum, örneklerimi özellikle dolar karşılığı yazdım çünkü maalesef TL artık satın alma gücü en alt seviyede olan para birimlerinden olduğu için 5 bin, 8 bin gibi rakamlar ciddiye alınmıyor halkımız tarafından.

Aslında sorun sadece rakamlar değil, asgari olan yaşam koşullarındaki önlenemeyen düşüş…

İstediği hiçbir şeyi alamayan, hayal kuramayan hep parayı düşünen, kabul edilmiş bir çaresizlikte olan toplumun sadece vaatlerle mutlu olmasını beklemek, hayalperestliktir bana göre.

Şimdilerde seçim öncesi siyasi partiler bir birlerini eleştirirken aslında halkın önemli bir çoğunluğunun her gün neler yaşadıkları konusunda en ufak bir fikirlerinin bile olduğunu zannetmiyorum.

Son dönemde bu tarz konularda ciddi bir paradigma değişikliği yaptım kendim de, zira artık insanların, partilerin, şirketlerin, her kimse, asla ne söylediklerine bakmıyorum, sadece ne yaptıklarına bakıyorum…

Siz de öyle yapın…

Aksi taktirde bu umutsuzluk hepimizi hasta edecek…