Herkes Influencer olabilir mi?
Influencerlık yani dijital içerik üreticiliği; günümüzde hala hakları yenen, bir yandan özenilen bir yandan da yerilen bir meslek grubu olmaya devam ediyor.
Kimileri haklarında havadan para kazanıyorlar diyor, kimileri bu mesleği herkes yapar diyor, kimileri de hayatlarını paylaşmaktan başka bir şey yapmıyorlar diyor. Gerçekten böyle mi? Bir paylaşım yaparak binlerce kişiyi peşlerinden sürükleyen bu insanların tek yaptıkları bu olabilir mi?
Dijital içerik üreticilerinin bu sektörde yer
edinmeleri, eğer ki bir yarışma programından ya da zaten çok sevilen bir
projenin içinden çıkmadılarsa tıpkı diğer meslek grupları gibi, o kişilerin de
yıllarını alıyor. İçerik üreticiliği dediğimizde aklımıza sadece kozmetik
ürünler ya da kıyafet paylaşımları gelmesin. Pazarlama stratejilerinden,
teknolojiye, sağlıktan, kültür sanata, giyimden, psikolojiye aslında hayatın
içinde olan her alanın içeriği üretilebilir, bunun influencerları olabilir. Çünkü
aslında insanların o konuda bilgiye veya tavsiyeye, araştırmaya ihtiyacı var.
Bunları da günümüzde ücretsiz şekilde öğrenebilecekleri yerler Youtube,
İnstagram veya diğer uygulamalar. Dijital içerik üreticileri sayesinde daha da
kolay yoldan hap bilgiye ulaşıyorlar. Bu bilgiler her zaman doğru mu, geçerli
mi? Bu da o mesleği yapan kişinin paylaşımlarının tutarlılığı, takipçileri
tarafından güvenilir bulunması, üreticinin bilgisi, hakimiyeti ve dolayısıyla
araştırmasına, kendi üzerinde deneyimlemesine varıyor.
Yani bir içerik üreticisi aslında tanıtacağı ürünü ya
da hizmeti paylaşmadan önce kendi deneyimliyor, öğreniyor, araştırıyor daha
sonra paylaşıyor. Bu süreçlerinde hiçbiri bir günde olmuyor. O deneyimlediklerini
daha sonra video olarak çekme, kurgulama, doğru zamanda paylaşma ve bir kitle
elde etme süreçleri var ki bunların hepsi mesai demek. Ayrıca bir içerik
bittikten sonra başka içerik bulması, bunların sürekli planlanması, özgün
olması meselesi ise bitmeyen bir mesai. Aslında dışardan hizmeti alan kişi bir
dokunuşla o ürüne ya da bilgiye ulaşırken ve bundan dolayı bu yapılan işin
kolay olduğunu düşünürken; arkasında harcanan zamanın ve emeğin hakkını
vermediklerini düşünüyorum. Ayrıca bu meslek grubu bireysel, öz disipline bağlı
bir sistemle ilerlediği için 7/24 zihinde ne üretebilirim ya da bir yere
gittiğinde, gezdiğinde, etkileşime girdiğinde her zaman içerik üretmeye açık
bir algıyla yaşamak zorunda da kalıyorlar. Bunun da maddi manevi olumsuz
tarafları cabası. Çünkü düzensiz para akışı olan bir meslek, insanlar anını
yaşarken o video çekmesi gereken bir meslek gibi…
Yani başlangıçtaki soruya dönersek, herkes influencer
olabilir mi? Herkes bunu deneyebilir ama bir yer edinebilir mi? Sanmıyorum. O
zaman her sosyal medyada bir şey paylaşanın peşinden milyonların koşması
gerekirdi. Görüyoruz ki her birimizin peşinden milyonlar koşmuyor.
İyi haftalar dilerim.