ECB Para Politikası Toplantısı’nda beklendiği gibi herhangi bir faiz değişikliğine gitmedi. Euro Bölgesi’nde enflasyonun yükselmeye devam etmesi, barış görüşmelerinde son gelişmeler sebebiyle aksama olması ve savaşın daha da uzayacağı anlaşılmasıyla piyasalar merkez bankasının parasal sıkılaşmaya hızlıca başlamasını, varlık alımını bir an önce durdurmasını ve yaz aylarında faiz artırımına gitmesini bekliyordu. Piyasaların aksine kurul varlık alımlarının 2022 yılının 3. Çeyreğinde bitmesi gerektiğini vurguladı. Anladığımız kadarıyla ECB savaşın seyrini yakından takip ederek, radikal bir şekilde sıkılaşmadan ziyade beklemeyi tercih ediyor.

ABD tüketici enflasyonu da geçtiğimiz haftada yakından izlediğimiz önemli bir veriydi. TÜFE’nin kırılımlarına baktığımızda enerji ve ikinci el araç fiyatlarındaki artış ciddi anlamda göze çarpıyor. Enerji kalemindeki yıllık artış yüzde 32 olurken, ikinci el fiyatları geçen senenin aynı ayına göre yüzde 35,2 arttı. Çekirdek enflasyona baktığımızda beklentilerin altında yüzde 6,5 gelmesi, tedarik zincirlerindeki toparlanmanın sinyali olarak değerlendirilebilir.

Yurtiçinde gündem oldukça yoğundu. TCMB piyasaların beklediği gibi politika faizini yüzde 14’te sabit bıraktı. Karar metnine baktığımızda, jeopolitik risklerin gıda ve emtia fiyatlarındaki artışların küresel boyutta tüketici ve üretici fiyatlarının artmasına yol açtığı vurgulandı. Metinde en dikkat çekici cümle ise makro ihtiyati politikaların güçlendirileceği söylemi oldu.

Makro ihtiyati politikaların 2008 finansal krizinin arından finansal sistemdeki istikrarsızlığın ekonomiye, devlet ve hane halkına ne kadar yıkıcı bir etkisi olduğunun anlaşılması üzerine finansal ve makro ekonomik istikrarı sağlamak için ortaya çıkmış bir kavram olduğunu da ekleyelim.

Öte yandan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısı sonrası açıkladığı 150 milyar TL’lik kredi paketine değinmek istiyorum . Yüzde 9 faiz oranı ile 50 milyar TL turizm, 100 milyar TL ‘si ise ihracat yapan şirketlere tahsis edilecek kredi paketi, pandemi başladığından bu yana en fazla yıpranan sektörlerin başında gelen turizme ilaç gibi geleceği aşikar. İhracatçı içinde kullanacakları bu uzun vadeli kredi yatırımlarının hızlanması ve diğer ülkelerdeki rakipleri ile rekabet gücünü artıracak bir hamle olarak görüyorum.  Lakin TCMB tarafından sağlanacak bu devasa kredi miktarı daha önceki kredi paketlerindeki gibi yanlış kullanılırsa bu yurtiçindeki enflasyonu artıracak bir durum olacaktır.

Bu hafta izlenecek önemli veri akışlarına sırayla bakalım;

Pazartesi, yurt içinde TCMB tarafından uluslararası yatırım pozisyonu ve konut fiyat endeksi verileri açıklayacak. Ayrıca, sabah erken saatlerde Çin’den Mart ayına ilişkin işsizlik oranı, sanayi üretimi ile 2022 yılı 1. Çeyreğine ilişkin GSYH verileri yakından takip edilecek. Avrupa ve ABD çok önemli bir veri akışı beklenmiyor.

Haftanın ikinci gününe geldiğimizde de Avrupa’dan önemli bir veri yok, ABD’de ise Mart ayı konut başlangıçları ve inşaat izinleri verileri izlenecek. Yurt içinde, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tahvil 2 ve 4 yıllık tahvil ihaleleri gerçekleştirilecek.

Çarşamba günü Çin Merkez Bankası’nın borç verme (LPR) faiz oranını açıklayacak. Geçen hafta orta vadeli faiz oranında değişikliğe gitmeyen banka zorunlu karşılık oranını düşürmüştü. Yurt içinde ise, TÜİK yurt dışı fiyat endeksi verilerini yayımlayacak. Akşama doğru Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanacak merkezi yönetim borç stoku rakamları ile günü sonlandıracağız.

Perşembe gününe geldiğimizde, TCMB ve TÜİK’in birlikte hazırladığı tüketici güven endeksi Nisan ayı rakamları açıklanacak. Öğleden sonra, TCMB haftalık rezerv dağılımını ve yurt içindeki yerleşiklerin döviz pozisyonlarını yayımlayacak. Avrupa’da ise Mart ayına ilişkin tüketici enflasyonu verisi yakından izlenecek.

Haftanın son gününde,  Euro Bölgesi ve ABD’den gelecek PMI verileri takip edilecek.  İngiltere’de açıklanacak perakende satışlar da piyasaların yakından gözlemleyeceği önemli bir veri olacak.