Katar'ın tam bir sahil ülkesi ve deniz toplumu oluşu da göze çarpmaktadır. 100 yıl öncesine kadar insanlar inci avcılığı ile geçimini sağlamışlar. Oksijen tüpünün henüz kullanılmadığı dönemde 2 dakikalık sürelerle dalgıçlar deniz dibine iner, bulabildikleri incileri İran ve Hindistanlı tüccarlara satarak geçimlerini sağlarlarmış.

Olacak ya, bir süre sonra bölgeye gelen bir Japon girişimci sahilde boy gösterir ve dalgıçlardan, çok daha yüksek fiyatlarla inci midyesi almak istediğini açıklayınca, kimseler işin bir adım sonrasını düşünmeden sepetler dolusu canlıyı yabancının ellerine teslim ederler.

Girişimci bu incileri yapay havuzlarda üretmeye başlayınca da halkın ekmek kapısına bir anda kilit vurulmuş olur. Üretilen bu yeni nesil inciler ne orijinal incidir ne de sahtedir. Eski inciler kadar değer taşımamakla birlikte sürümden elde edilen fazlaca gelir, havuz incisi üretimi yapan bir kaç yabancının kasasına inmektedir. Açlık, yokluk, umutsuzluk dönemi artık başlamıştır.. diye düşünülürken bir süre sonra umulmadık bir anda yer altında kıymetli siyah bir sıvının derya deniz bolluğundaki varlığı keşfedilir. “Bazen bir kapı kapanır ve belki daha hayırlı bir başka kapı açılmış olur..” Hükmü tecelli etmiş ve bir nevi “Kudret Helvası" misali İlahi Hazineden yeni nimetler ortaya çıkıvermiştir.

Yayımlanan raporlarda, Ülkenin GSMH’nın yüzde 56’sı, ihracat gelirlerinin ise yüzde 89’u petrol ve doğalgaz gelirlerinden elde edilmektedir. Sahip olunan doğalgaz rezervleri, dünya doğalgaz rezervlerinin yüzde 15’ine tekabül ettiği belirtilmekte ve mevcut kapasite ile 300 yıl boyunca üretim yapılabileceği hesaplanmaktadır.

Diğer ülkelere göre yeraltı zenginliklerinden gelen imkanlar Katarlılar tarafından göreceli olarak daha iyi değerlendirilmiş ve doğru yatırımlar yapılarak bugünkü refah seviyesine ulaşılmış olur.

Türkiye ile Katar arasında ticaret hacmi, 2020 verilerine göre 1.5 milyar ABD Doları’nın üzerinde olup bu miktarın 1.2 milyar $’lık kısmı, çoğunlukla elektrik- elektronik aksamı, inşaat, mobilya, hayvansal gıdalar, mineral yağlar kapsamında Türkiye ihracatı olarak gerçekleşmiştir.

Katar tarafından en fazla ithalatın ABD, Fransa, Birleşik Krallık, Çin Halk Cumhuriyeti ve Hindistan gibi ülkelerden yapıldığı; makine ve cihazlar, elektronik- elektrikli aletler, mücevherat aksamı gibi ürünlerin fazlaca tercih edildiği dikkate alındığında, Türkiye’nin bu pastadan daha fazla pay alması gerektiği aşikârdır.

Kültürel etkinlikler ve ülke tanıtımı bağlamında Katar, özellikle uluslararası spor etkinliklerine hevesli davranmakta ve motor yarışları, atletizm, futbol gibi bir çok alanda yarışmalara ev sahipliği yapmaktadır. Yine uluslararası standartlarda inşa edilen müzeler, buralarda sergilenen on binlerce yılda oluşmuş çöl gülleri, bir buçuk milyonu aşkın inciyle oluşturulmuş eşsiz halı, paha biçilemez tarihi eserler... Çölün gizemli ve macera dolu derinlikleri, Basra Körfezi'nin enginliği turizm açısından önemli bir potansiyel taşımaktadır.

Siyasal ilişkiler bakımından ise, Türkiye ve İran başta olmak üzere yakın görüp güven duyduğu ülkelerle dostane ilişkiler oluştururken diğer ülkelerle de sorun yaşamama ve denge politikası uygulamaları dikkat çekmektedir.

Son dönemde ABD'nin de yönlendirmesiyle. Suudi Arabistan, Bahreyn ve Mısır başta olmak üzere bazı ülkelerce tertiplenen ekonomik ambargonun beklenenden daha az sıkıntıyla atlatılmasının temelinde, dost bildiği Türkiye'nin tam anlamıyla gereğini yerine getirmesi, İran ile olan coğrafi yakınlığı ve etrafının denizde çevrili olması gibi sebepler yatmaktadır.

Katarlıların ata babalarından devraldığı söylenen Osmanlı - Türkiye muhabbeti, Devlet yetkililerimiz ve Sefaretimiz başta olmak üzere bölgede yaşayan 8 bini aşkın Türk’ün vermiş olduğu güven, iş birliklerimizin temelini oluşturacak şekilde bugüne kadar gelmiş ve İnşallah daha da güçlenerek devam edecektir.

Kalınız sağlıcakla..