Dolar $
32.53
%0.05 0.01
Euro €
34.94
%-0.24 -0.08
Sterlin £
40.74
%-0.28 -0.11
Çeyrek Altın
3994.59
%0.06 2.34
SON DAKİKA
Son Yazıları

Tarım Türkiye'yi şaha kaldırır

22 Aðu 2021

Önceki yazımızda, küçük tasarruflar ile oluşturabilecek ekonomik işbirliklerinin yönelebileceği yatırım alanlarından birinin yaklaşık 2 milyon hektarlık kullanılabilir boş arazi mevcudiyeti nedeniyle tarım sektörü olduğunu belirtmiştik.

Tarım alanında ekonomik işbirlikleri yapılabilmesi halinde, işletilmesi maliyetli olan küçük arazilerin birleştirilmesi ve işletilmeyen arazilerin tarıma kazandırılması süreci önem kazanmaktadır. Toprak sahipleri ister sermaye katılımcısı olarak,  isterse de toprağını girişimciye kiralamak suretiyle işbirliği faaliyetinde bulunmaları sağlanabilir. Konuya daha geniş bakıldığında, isteyenler finans kaynağıyla, isteyenler toprak kaynağıyla, isteyenler de bilgi veya iş gücü kaynaklarıyla bu girişimlerin paydaşı olarak uzun vadeli, milli ve yerli oluşumlar şeklinde güzel bir başlangıç oluşturabilirler.

Elbetteki sermaye maliyeti yanında, yatırım kararlarını etkileyen önemli faktörlerden bir diğeri ise kârlılık durumudur.

Öncelikle belirtmeliyim ki, insanoğlu ister uzayın derinliklerine yolculuk etsin, ister bilişim ve iletişim teknolojilerinde inanılmazları başarsın, isterse de rutin bir yaşam sürdürsün, nefes alıp verdiği sürece sağlıklı beslenmeye ihtiyaç duyacaktır ve bu yönelişin yegâne adresi de tarım ürünleri olacaktır.

8 milyarı aşkın insanın yarısına yakını yetersiz beslenme veya açlık tehlikesiyle karşı karşıya olduğu hesaba katılırsa, çok daha fazla tarım ürününe ihtiyaç duyulacağı aşikârdır.

Ülkemiz açısından değerlendirildiğinde ise tarım ürünlerine olan potansiyel ihtiyacın en belirgin göstergesi tüketicinin muhatap olduğu satış fiyatlarıdır.

Enflasyon artış oranlarında da önemli etkisi olan raf fiyatları, olması gerektiğinden yüksek ise ya üretim yeterli seviyede değildir ya da spekülatif hareketler fiyatları yükseltiyor demektir. Spekülatif hareketlerden arındırılmış fiyatlardaki artış, arzın talebi karşılayamadığı anlamına gelmektedir.

Görüleceği üzere, tarım alanının kârlılık yönüyle de yatırım yapılabilecek bir sektör olması, aracılar tarafından elde edilen yüksek kazancın, hak eden, emek veren üretici cebinde kalması ile mümkün olacaktır.

Peki bu kadar kazanç farkına rağmen üretici ürününü neden bizzat değerlendirememektedir?

Üretici için en büyük handikaplardan biri ürününü pazarlama konusunda yaşadığı sorunlardır.

Hayatını yüzyıllardır tarıma adamış Anadolu köylüsü için, okuma yazma bilememe dahil bir çok konudaki bilgi eksikliği, pazarlama için yeterli zaman bulamama, ulaşım sıkıntıları, ürünün elde kalma endişesi, küçük miktardaki ürünün pazara taşınmasında olabilecek ek mali yükler, köylü üzerindeki psikolojik etkiler, ticaret sektöründe yaşanabilen spekülatif tutumlar gibi bir çok etkenler ürününün yok pahasına elden çıkmasına neden olmuştur.

Mustafa Kemal Atatürk'ün “Köylü Milletin Efendisidir” sözündeki, insanlığa ders olabilecek kati beyanına rağmen bu arzu gerçekleşememiş, Anadolu köylüsü yıllar yılı, şehir merkezine girerken bineğinden inerek yürüme ihtiyacı duymuş, devlet dairesine girerken kasketini koltuğu altına sıkıştırması sıkı sıkıya tembihlenmiş, köylü olmanın psikolojik baskısını her zaman üzerinde hissetmiştir.

Tüm bunlara rağmen, Cumhuriyetimizin ilk yıllarından itibaren hız kazanan kooperatif teşkilatlanmaları,  köylümüz için hayata geçirilen en anlamlı faaliyetlerden biridir.

Bu oluşumlar, yetişmiş insan kaynağı ve mali imkân yetersizliklerine rağmen, ürün için taban fiyat belirlenmesi, ihtiyaç duyulan kaliteli tohum, suni gübre, fide, fidan vs. temin edilebilmesi, köylünün devletin sunduğu imkânlarından haberdar edilmesi gibi hizmetlerin gerçekleştirildiği önemli merkezler haline gelmişlerdir.

Girişimcilik için önemli fırsatlar sunduğunu ifade ettiğimiz tarım sektöründe, eskiye oranla şartlar önemli ölçüde değişmiştir.

Ürün pazarlamanın önemli bir engeli kabul edilen ulaşım sorunu,  ülkenin dört bir yanında, uluslararası standartların çok üzerinde açılan demiryolu ve karayolu ulaşım imkânlarıyla çoktan halledilmiştir.

Teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmeler pazarlama fırsatlarını önemli ölçüde artırmıştır.

Gelişmiş depolama tesisleri ve soğuk zincir entegre taşıma sistemleri sayesinde ürünün kısa sürede elden çıkarma zorunluluğu ortadan kalkmıştır.

Yapılacak önemli şey ise; özel sektörün yönünü oldukça kârlı olan tarım alanına çevirmesi, imkânlar ölçüsünde pazarlama ve lojistik gibi yan sektörlerle birlikte, Türkiye’yi tarım alanında dünyada söz sahibi ülke konumuna getirmesidir.

Şahsen, vizyon sahibi yatırımcılarımızın bu alanda başarılı işlere imza atacağını ve Anadolu’yu şaha kaldıracağını görür gibiyim.

Toprağımızın çeşitli felaketlerle başa çıkmaya çalıştığı bu dönemlerde yine tarımdan ve topraktan konuşmaya devam edeceğiz.

Keyifli okumanız dileklerimle, kalınız sağlıcakla.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları