Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Doğa bir yaşam biçimine dönüşmeli

06 Aðu 2021

Dünyadaki en fazla çok paydaşlı kavramlardan biri şüphesiz doğadır. Tabiatı korumak, ekolojik dengenin bozulmaması için mücadele etmek ülkede yaşayan herkesiz doğal bir misyonudur. İşte bu yüzden insanların sürdürülebilir dönüşümlere odaklanmaları gerekiyor.

Bana kalırsa bu dönüşümün en sağlıklı şekilde kitlesel olarak gerçekleşmesi tek nedene bağlı, bu neden ise; doğanın bir yaşam biçimine dönüşmesidir.

Tabiat herkes için gerekli ama herkes için bir yaşam şekli değil. Bunu sizin de gözlemlediğinizi düşünüyorum. Bunun neden ve nasıl gerçekleştiğini biliyoruz aslında. Artan dünya nüfusu ve insanların kitleler halinde bir ülkenin belirli kentlerinde yaşamaya başlamasının sonucunda insanlar doğadan uzak bir hayatı yaşamaya başladı. 

İlk dönemlerde kentte yaşamak daha modern bir ömür sürmek ile aynı anlama geliyordu, hala da öyle. Yüksek binalı dairelerde oturmak, alışveriş merkezlerinde sosyalleşmek gibi nedenlere bağlı kalarak kente yaşamak özellikle de büyük ya da metropollerde yaşamak insana daha fazla prestijli geliyor. 

Haliyle bu durum insanların yaşam biçimlerine de yansıdı. Doğada olmak ve tabiatı yaşamak kırsal yaşamı benimsemek veya kırsal yaşamdan kopamamak olarak nitelendirildi. Ve insan hayatı için olumsuz olarak addedildi. Çünkü kırsalda olmak imkânlara sahip olamamak, fırsatları kaçırmak ya da geniş anlamda hayatı yaşayamamak veya yakalayamamak olarak değerlendirildi. 

Doğadan uzaklaşıp, kente yakınlaşan birey zamanla doğanın ehemmiyeti unutmaya ya da hiç öğrenmemeye başladı. Modernizmi doğadan kopmak ve kentte yaşamak şeklinde tanımladı.

Gerçi doğadan kopmak bir sorun ama en az onun kadar kentli olamamak da bir sorun. Belki insanlar kentte yaşamak yerine kentli olsalardı doğayı bu denli hızlı kaybetmezdi.

Doğanın varlığı ile var olduğunu, gıdasını, havasını, suyunu terk ettiği doğadan aldığını da unutan, bunu bilse bile göz ardı eden insan, doğayı korumanın insan hayatı için ne kadar önemli olduğunu da unuttu. Başka bir ifade ile, kentte yaşamak doğayı unutturdu. İşte sorunda belki burada başladı. 

Fakat şunu da ifade etmek gerekiyor; pandemi dönemiyle beraber birçok insan unutulan bu değeri hatırladı, çoğunluğu doğada olmayı arzuluyor ve eskiye nazaran daha sıklıkla doğada vakit geçiriyor, belirli bir kısım ise hayatını doğada sürdürmek ya da tamamlamak için yatırımlar ve planlar yapıyor, girişimlerde bulunuyor.

Doğayı korumanın veya doğaya önem vermenin birçok nedeni var, evet. Sayabilirsiniz. Ancak doğayı korumak; farkındalık videolarından, kampanyalardan, sosyal sorumluluk çalışmalarından ziyade yaşam şekli olarak benimsenmesiyle daha sağlıklı ve süratli olacağına inanıyorum.

İşte o zaman duyarlılık artacak, çünkü insan evinin sadece apartman dairesi olmadığının farkına varıp, doğayı da bir ev olarak kabul etmesine neden olacak.  

Maalesef bugünlerde ülkemizin de içerisinde bulunduğu birçok ülkede orman yangıları gerçekleşiyor, derin bir üzüntü ve kaygı içerisinde bu anlara şahit oluyor ve bir an evvel yanan ateşin sönmesini ümit ediyoruz. 

İnsanların ihmalleri ile tahrip edilen ve unutulan doğa ancak yaşam şeklinin doğa olarak kabul edilmesiyle sürdürülebilir bir hal alacağına inancım tam. Doğayı kente tercih etmenin zaruriyeti daha fazla ortaya çıktı. İlk cümlede yazdığım çok paydaşların her biri var olma nedenlerine bunu mutlaka eklemelidir. Zira yaşam biçimi kişinin bizzat kendisidir, kendisinden olandır. 


Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları