Dolar $
32.54
%0.06 0.02
Euro €
35
%-0.13 -0.04
Sterlin £
40.77
%-0.24 -0.09
Çeyrek Altın
3986.83
%-0.13 -5.32
SON DAKİKA
Son Yazıları

Yapısal dönüşümün sanayi ayağı!

14 Tem 2019

Önemli bir iş insanımız sanayide atılması gereken adımları özetle anlattı.

Dedi ki: Sanayimizde bir toparlanma gözleniyor. Ancak son yıllarda kan kaybettiğimiz de kesin. Olumsuzluğu tersine çevirmenin üç yolu var: Birincisi yenilikçi ürünlerle dünya pazarlarına açılmak… İkincisi haksız rekabetin önlenmesi, vergi adaletinin sağlanması… Son olarak gençlere, sanayinin ülke ekonomisi açısından olmazsa olmaz olduğunun anlatılması ve benimsetilmesi…

Dünkü yazımda sanayide son 14 aylık trendi rakamlarla anlatmaya çalıştım ve bir toparlanmadan bahsettim. Evet, bir toparlanma arefesindeyiz. Şirketlerimiz küresel ekonomideki yavaşlamayı iliklerine kadar hissetseler de ihracatçı firmalarımız global daralma karşısında kılı kırk yararak ayakta kalma mücadelesi veriyor. Nitekim bunu faaliyet kârlılığında görebiliyoruz.

İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO) 2018 yılına ait Türkiye’nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması sonuçlarına bakıldığında durum daha net ortaya çıkıyor. Tabandan gelen ses; Türkiye’nin efradını cami, ağyarını mani bir sanayiye ihtiyacı olduğunu ve sanayisiz ekonomiden bahsedilemeyeceğini adeta haykırıyor.

***

En azından tabandan gelen uzun vadede borçluluğunu azaltan bir sanayimiz var. Finansa ulaşma ve yeni yatırımları hayata geçirme adına kısa vadede mutlaka bir şeyler de yapılacaktır sanırım. Son veriler bilhassa tabanda yer alan KOBİ’lerimizin faaliyet kârlılığında bir iyileşmenin olduğu yönünde. İSO’nun 2018 yılına ait araştırması da bunu gösteriyor.

Sanayi üretiminin hâlâ eksilerde olduğu, söz konusu süreçte yüksek kur ve faizlerin etkisiyle firmaların finansman giderlerinin arttığı, girdi maliyetlerinin yükseldiği gözleniyor ki, bu bir yıllık süreçte yüzde 10’ların üzerini ihtiva ediyor. Küresel korumacılığın zirve yaptığı zor bir dönemden geçiyoruz. En sert siyasi, ekonomik, konjonktürel ve jeopolitik riskler karşısında mücadele ediyoruz. Söz konusu zorluklara rağmen ayakta kalabilmeyi; sanayimizin gücü, sanayicimizin sabrı ve gelecekten umutlu olmasına bağlıyoruz.

Zira böyle zorlu bir süreçte hiçbir millet bu kadar bir başarıyı faaliyet hanesine yazdıramaz. İSO’nun İkinci 500’ünü incelediğimde gördüğüm şu:

Türkiye’nin tabanını oluşturan KOBİ ve üstü sanayici firmalarımız üretimden satışlarını yüzde 27,8 artışmış... Küresel resesyonun iyice ağırlık kazandığı bir dönemde yüzde 6’nın üzerinde reel büyüme yakalamış… Üretimden satışlarda yüzde 6,2’lik bir büyümeyi kimse küçümseyemez.

2017 yılına göre döviz krizinin patladığı 2018 yılında net satışlara oranla faaliyet kârlarını 1,8 puan artırarak yüzde 12’nin üzerine çıkaran sanayicimize desteği azaltamayız. Hatta verdiğimiz desteklerin bir iki misliyle daha katkı sağlamaya çalışmalıyız.

***

Tabii ki dünyanın sanayi 4.0’lara yürüdüğü, Ar-Ge ve inovasyon hareketlerinin hızlandığı bir dönemde Türkiye daha hızlı olmalı. Yüzde 100 doğru bilgiyi içinde barındıran sanayi envanterlerini ortaya koyup yepyeni bir sanayi politikasıyla yürümek mecburiyetindeyiz.

Yeni bir sanayi envanterinin beklendiği böyle vetirede yeni açıklanan 11. Kalkınma Planı’nda şirketler için bir “uzman havuzu” çalışmasının başlatılması sanayimiz için önemli bir adım olabilir.

“Uzman havuzu da neymiş?” deyip geçmeyin…

Sanayide bize gereken en önemli şey neydi… İnovatif ürünlerle dünya pazarına çıkmak… Sanayide özellikle haksız rekabeti önleyecek yapısal reformları en kısa zamanda hayata geçirmek ve gençleri sanayinin birer parçası haline getirmek için çalışmalar başlatmak…

İşte kalkınma planına alınan yeni çalışmayla kamu uygulamalarında yerli üretimin geliştirilmesi öncelik oluyor. Özel sektör firmalarında büyüme ve kurumsallaşma yaygınlaştırılıyor. İmalat sanayisinde “ölçek ekonomisine uygun bir üretim yapısı”nın oluşturulması sağlanıyor ve KOBİ'lerin önündeki engeller kaldırılıyor.

***

Dolayısıyla bu kadar güzel hizmetlerin kapısı da “uzman havuzu”ndan geçiyor. Firma birleşmelerine yönelik eşleştirme, nitelikli istihdam, danışmanlık desteklerini içeren yeni bir destek programı geliştiriliyor. Her şeyden önemlisi; imalat sanayisine ilişkin veriye dayalı analiz ve planların yapılması, bu alanda faaliyet gösteren şirketlerin düzenli izlenmesi amacıyla Ulusal Sanayi Veri Master Planı hazırlanıyor.

Peki, bu master planı ne işe yarayacak? Bunlar “cek, cak” da değil… Özetle anlatayım…

Sanayinin mevcut ve gelecek dönem üretim yapısında tedariki gerekli, kritik görülen ham maddelerin belirlenmesi ve bunların arz güvenliğini sağlayacak politikalar geliştiriliyor. Söz konusu politikaların geliştirilmesi için de kamu/özel ortaklığıyla bir yönetişim mekanizması ihdas edilerek sanayinin temel meseleleri kısa vadede çözülüyor.

İşte en müşahhas örnek… KOBİ'lerin verimliliğini artırmak ve dijital dönüşümlerine katkı sağlamak amacıyla Model Fabrika (KOBİ Yetkinlik Merkezi) Danışmanlık Destek Programı başlatılıyor. Firma birleşmelerine yönelik eşleştirme, nitelikli istihdam, danışmanlık desteklerini içeren yeni bir destek programı hayata geçiriliyor.

Sanayide yapısal dönüşüm bu olsa gerek!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları