Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Yabancının swap ve dolar oyunları yine tutmadı

05 Aðu 2020

Yabancı banka ve yatırımcıların Türk Lirası oyunu yine boşa çıktı. Londra swap piyasasında gecelik vadede TL faizi, bayram sonrası Türk piyasalarının açılmasıyla dün 29 Temmuz'daki yüzde 6,8'lik seviyeden kademeli olarak yüzde 280'e, yüzde 520'ye, yüzde 850'ye ve ardından 1050'ye yükseldi. Yabancı borsadaki kâğıtları dahil TL bulabilmek için çok sayıda menkul satışı gerçekleştirdi.

Türkiye’ye yönelik riskli para operasyonlarına girişen yabancı banka ve yatırımcıların, Merkez Bankası (TCMB), Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) Türk Lirası’nı korumak için aldığı tedbirler karşısında eridiği ve başarı elde edemediği gözleniyor.

Türk bankalarının ise normal şartlar içinde belli periyotlarla dengeleri bozmadan yurt dışına yeterli miktarda TL verdiği, yatırımcının ise üstlendiği riski büyük yükümlülükleri yerine getirebilmek için yüksek faizden TL bulmaya çalıştığı ifade ediliyor.

Piyasalarda TL’ye yenilmekten bıkmayan yabancı bankalar, dün yine hüsrana uğradı. Geçen yıl Mart ve Nisan aylarında olduğu gibi bu sene de aynı para oyunlarıyla TL üzerinden katlamalı para kazanmak ve Türk parasının değeriyle oynamak isteyen yabancı banka ve yatırımcılar ödedikleri yüksek faizle büyük zararlar ederek kurdukları tuzağın içinde yine boğuldu. Açığa düşen yabancı bankalar TL bulamadıkları için geçen yıl olduğu gibi “dört rakamlı” faizlere razı oldular.  

Yatırımcılarının da talepleriyle TL üzerinde dolar oyunuyla önce Türkiye ekonomisini yıpratmak ve buradan da yüksek kârlar elde etmek için dolar swapı veya dolar vererek TL borçlanan ve ardından eline geçirdiği TL ile yeniden dolar alarak yüksek risk alan yabancı bankalar, şimdi TL borcunu ödeyebilmek için nesi varsa satıyor. Türkiye’nin TL’nin değeriyle oynamaya bir kez daha müsaade etmediğini gören yabancı bankalar yaptıkları zararları bir kenara bırakıp itibarlarını korumak amaçlı katlamalı yüksek faizlere boyun eğiyorlar.

Faizler dört haneye çıktı

Art niyetli ve dolma bilgilerle Türk ekonomisine tuzak kurup para kazanmak peşinde olan ve dolar/TL kurunun yukarı gideceği sanısıyla dolar-TL swapına giren ya da dolar satın alanlar, istedikleri olmayınca yükümlülük vadelerinin yaklaşması üzerine piyasada TL arayışına geçti.

Londra swap piyasasında gecelik vadede TL faizi, bayram sonrası Türk piyasalarının açılmasıyla dün 29 Temmuz'daki yüzde 6,8’lik seviyeden kademeli olarak yüzde 280’e, yüzde 520’ye, yüzde 850’ye ve ardından 1050’ye yükseldi. Londra swap piyasalarında gecelik vadede lira faizleri Türk bankalarının Londra piyasalarına TL akışını durdurmalarıyla Nisan 2019’da da yüzde 1300’lere kadar çıkmıştı.

Londra swap piyasasında elinde Türk Lirası bulunduran yabancı bankalar söz konusu likiditeyi görünüşte spot piyasada TL’nin değer kaybedeceğine yönelik yeni pozisyon alarak hanelerine kâr yazdırmak istedi, ancak yine olmadı. Mart ve nisan aylarında hem Türkiye ekonomisini yıpratmak, hem TL’nin değerini düşürmek hem de çifte kazançlar elde etme peşinde koşan yabancı banka veya yatırımcıya karşı BDDK’nın aldığı önlemlerle Türk bankaları Londra swap piyasasına TL sağlama eğilimini kesmiş ve ilgili bankaların işlemlerini özkaynakları ile orantılı sınırlamıştı.

7 Lira’yı delmek istiyorlar

Gelişmekte olan ülkelerdeki faaliyetlerini Türkiye’de tam anlamıyla yerine getiremeyen ve çok sayıda kamu tedbir duvarıyla karşılaşan yabancı banka ve yatırımcıların dolar/TL’deki psikolojik 7 lira sınırını yıkıp, doları TL bazında çiftli rakamlara taşıma amacını güttüğü tahminleri yapılıyor.

Alınan izlenimlere göre, daha önce de aynı taktikleri deneyen ancak başarısız olan kesimlerin, TL’yi zayıflatıp maliyeti düşük TL’ye kolay ulaşmak isterken asıl TCMB’nin faizleri artırmasını zorluyorlar. Sadece swap veya “dolar - yerli para” değişimi ile değil, Merkez Bankası rezervleri, cari açık, bütçe dengesi, enflasyon ve faizlere yönelik spekülasyonlarla Türkiye’nin ekonomik zorluk çektiği algısını dünyaya yaymak isteyenler, bulanık suda balık avlamaya çalışıyorlar.

BDDK, Türk Lirası’nın 2018 yılında tarihi zirveyi görmesinin ardından Ağustos 2018’te swap işlemlerinin özkaynak toplamına oranını önce yüzde 50’ye ardından yüzde 25 ve daha sonra kademeli olarak bazı işlemlerde yüzde 1’e kadar indirmişti. Böylece BDDK’nın geçen yılki para swapı, forward, opsiyon ve diğer türev piyasalardaki işlemleri bankaların yasal özkaynaklarıyla sınırlaması sonrası Londra piyasasında işlem hacimleri yok denecek kadar azalmıştı.

TL’yi kuvvetlendiriyorlar

Londra swap piyasasındaki dört haneli yüksek faizlerin Türkiye’de ekonomi yönetiminin 1,5 yıldır uygulamaya çalıştığı hamlelerin karşılığı olduğunu belirten bir analist de, “Söz konusu hareketler küçük rakamlarda da oluyor. Ancak geçen yıl ve bu sene gördüğümüz 3 olay TL’ye talep sebebiyle faizlerin olmadık seviyelere çıktığını gösterdiği halde yatırımcı bu yolu denemekten vazgeçmiyor.  Gösterge olarak alınmasa da likiditenin olmadığı bir piyasada böyle riskli hamleleri yapmak da gerçekten deli cesareti işi. Türk ekonomi yönetimi gereken her türlü tedbiri almış. Siz hâlâ TL bulurum ümidiyle, TL üzerinde yatırım oyunları oynuyorsunuz. Şaşılacak durum! Söz konusu durum yatırımcının çaresizliğini göstermesi açısından bence ibretlik. Aslında TL’yi kuvvetlendiriyorlar” yorumunu yapıyor.

“Bir devletin piyasa veya ekonomideki endişeleri gidermek için geçen yıldan bu yana 110 milyar dolarlık bir döviz satışı yapabiliyorsa o ülkenin iktisadi yönden de güçlü olduğunu gösterir” diyen analist, doların 7 Lira eşiğinde tutulmadığını, serbest piyasa koşullarında bu seviyede kaldığını ve daha da aşağılara inebileceğini savunuyor. Yüksek gösterilen Türkiye CDS’lerinin döviz likiditesi kaynaklı olmadığını, ekonomisi çok kötü durumda olduğu halde CDS’si Türkiye’den iyi durumda olan ülkelerin ciddi ekonomik sıkıntılar yaşadığına işaret eden yorumcu, Türkiye CDS’lerinin jeopolitik sebeplere dayalı siyasi kararlar sonucu piyasaların yönlendirmesi sonucu oluştuğunu ifade ediyor.

Manipüle aracı değil

Pandemi ile birlikte küresel merkez bankaların ve diğer ülke merkez bankalarının aralarında yapacakları para swaplarına açık kapı bırakılmasına karşılık, swap piyasalarında eski alışkanlık olan spekülasyondan öte manipülasyona kadar varan işlemlerle kat kat kazanç sağlama peşinde koşanlar, suçluluk psikozunu üzerlerinden atmak için kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyorlar. Diyorlar ki, “Yaptığımız bu swaplar TL’nin dolar karşısında istikrar kazanmasına imkan tanıyabilir. Türkiye’nin yapısal sorunları var. Türkiye parasını korumak için BDDK gibi kurumlarla tedbir alıyorsa demek ki TL hâlâ kırılgan” diyerek Türk ekonomisine küresel anlamda swap manipülasyonuna ek bir darbe daha vurma amacını güdüyorlar.

Londra swap piyasasındaki bazı yatırımcı kesimin; önce TL’nin değerini ekonomik, jeopolitik veya oluşan CDS’lerle düşürerek algı oluşturmak ve ardından Türkiye’nin dövize ihtiyacı olduğu izlenimiyle TL’nin değer kaybından para kazanmak isteyen yatırımcıları da peşine takıp hedefine ulaşmak istediğini savunan birçok analist de spekülasyon ötesi çalışanların Türkiye’nin aldığı önlemlere teslim olduklarını belirtiyorlar. Aynı analistler pandemi ortamında piyasaların açılması, dış ticaretin işler hale gelmesi için swapın önemli bir anahtar olduğunu belirtirken, konusu aracın bir manipülasyon enstrümanı olarak kullanılmasının piyasa etiğine ters olduğunu vurguluyorlar.

Kur TL lehine gevşer

Gerçekleştirilen spekülasyon ötesi girişimlerin her defasında başarısız kaldığına dikkat çeken analistler, “Yurt dışındaki uzun pozisyonları çözmek adına TL kısıldığından Londra’da gecelik TL swap faizleri yükseliyor. Türk bankaları ise yeterli miktarda yurt dışına TL gönderiyor. Ancak yüksek riskli yatırımlara girişen bankalar, borçlarını belli vadede ödeyebilmeleri için TL’ye muhtaç oluyorlar ve faizler de hiç beklenmediği kadar çıkıyor. Yabancı bankalar zarar etmesine karşılık TL ihtiyacı için uluslar arası rekabette itibarını kaybetmemek adına bu kadar yüksek faizleri göze alıyor” diyorlar. Analistler aslında söz konusu para operasyonunun dönüp dolaşıp Türkiye’ye yaradığını, uzun zamandan beri 7 lira sınırını aşıp daha üst baremlere çıkmak isteyen yabancı yatırımcının TL karşısında mağlup olduğunu, malûm hamleler sonunda dolar/TL’nin Türk Lirası lehine gevşediğine, bunun geçmiş dönemlerde de yaşandığına işaret ediyorlar.

Dünya merkez bankalarının genişleme politikaları çerçevesinde negatif faiz uyguladığını, Türkiye’nin de aynı oranda bugün enflasyona göre 3 puanlık bir negatif faizle yürüdüğünü belirten analistler, Türkiye’nin mali istikrar yolunda her geçen gün daha iyiye doğru gittiğini, bu iyi gidişin yurt dışında birçok banka ve yatırımcıyı Türkiye üzerinden hedefledikleri kazancı sağlayamadıkları için üzdüğünü, ekonominin TCMB’nin liderliğinde gerçek faizlerle dengede planlanan yolda ilerlediğini kaydediyorlar. Aynı analistler Türkiye’nin şu anda faiz artırmaya değil, faizleri daha da aşağı çekmek için enflasyon oranlarını yüzde 5’lere çekmesi gereğine vurgu yapıyorlar.

TL likidite akışı dengeli

Yine bir yorumcu, “Kamu kesimi ve analistlerin de ifade ettiği üzere ‘bir deriden 4 post’ çıkarmak isteyenler Londra swap piyasasında faizleri yükseltiyorlar ve kendi kazdıkları kuyuya düşüyor. Zira swap piyasasının kısa vadeli olduğu ortadayken riskli dönemlerde büyük montanlı riskli yatırımlara girmek elbette büyük ihtimalle açığa düşmeyi gerektirir. Elinizdeki 1 milyon doları 30 gün vadeyle bir Türk bankasına TL karşılığında o günkü kurdan ödünç veriyorsunuz. Vade dolduğunda aldığınız borç TL’yi geri ödemek zorundasınız. Hem de faiziyle. Yine Türk bankasına verdiğiniz doları da faiziyle geri alıyorsunuz. Kurdan kazanma ihtimaliniz var. Yine aldığınız faiz farkından kazanma ihtimaliniz var. Ama siz borç olarak aldığınız TL’yi, borç olarak verdiğiniz dolar almak için kullanıyorsanız, o zaman piyasa ifadesiyle ‘ateşe oturuyorsunuz’ demektir. Elin parmakları kadar sayılı vade günü gelince de TL bulmak için faizleri yükseltiyorsunuz” değerlendirmesini yapıyor.

Bir analist de, dün Borsa İstanbul’da son 4 gündür gözlenen satışların TL ihtiyacı sebebiyle yabancı kaynaklı olabileceğini, nitekim Londra piyasasında TL faizlerinin 1050’ye çıkmasıyla dün borsadaki satışların sertleştiğini değerlendirdi. 6,98’lerden 6,92 liraya kadar inen dolar kurunun yeniden yukarı yönlü hareket ederek 6,97’ye geldiğine dikkat çeken yorumcu, “Hakikatte borsada son günlerdeki satışlar yeni yükselişin habercisi. Yüksek faiz ödemek istemeyen yabancı borsada hisse satarak zararını hafifletmek istedi. Satışların kısa süreli olduğunu düşünüyorum” diyor.

Kamu ise Türkiye’deki bankaların yurt dışında ihtiyacı olan bankalara yeteri kadar Türk Lirası cinsinden likidite sağladığını, ancak TL’deki değerin korunması için de gereken tedbirlerin de alınmasının gereğini dile getiriyor. Londra swap piyasasında gecelik TL faizlerinin likidite eksikliğinden değil, TL üzerine oynanan oyunlar ve yatırımda büyük riskler alınması sebebiyle yükseldiğini belirten kamu yetkilileri, swap işlemlerinde faizlerin bu kadar yükselme nedeni yurt dışı yatırımcı ve bankaların dolar almak için Türk Lirası arayışlarından başka bir şey olmadığını söylüyor.

  Elde sayısız araç var

“Normal piyasa enstrümanlarını spekülasyon ötesi işlemlerle yıkıcı bir şekilde kullanmaya çalışanlar dünyanın her yerinde oynamaya çalıştıkları oyunları Türkiye’de artık oynayamayacaklarını öğrenmeleri gerekiyor” diyen bir analist de, TL’nin zayıflığına oynayanların her zaman altta kalacaklarını ifade ediyor. Türkiye’nin dinamik ve canlı ekonomisiyle her zaman olduğu gibi pandemi ve sonrası engelleri rahatlıkla aşabilecek güçte olduğunu, TCMB’nin elindeki sayısız araçlarla piyasayı bir anda dengeye getirebileceğine vurgu yapıyor. “TCMB isterse bir hafta vadede repo fonlamasını gerçekleştirmez. Döviz karşılığı TL swap piyasasında vadesi gelmemiş toplam swap satış sınırlarına düzenleme getirebilir. Döviz piyasasında ihale açmaz. Bu ve buna benzer hamleler hem TL’nin değerini korur, hatta daha fazla değerlendirir, hem de faizleri aşağı yönlü itmeye yarar” bilgisini veriyor.

Swapı tarif ederken Merkez Bankası’nın (TCMB) terimler sözlüğüne müracaat gerekir. Burada swap şöyle açıklanıyor:

“İki tarafın bir varlık veya yükümlülüğe bağlı olan nakit akışını aralarında değiştirdikleri işlemdir. Örneğin on yıllık sabit faizli borca sahip bir firma ile benzer ancak dalgalı faizli borca sahip bir firma birbirlerinin yükümlülüklerini değiştirebilir. Swap işlemlerinde, faiz oranları ile döviz kurlarındaki değişmeler sonucunda ortaya çıkan riski en aza indirmek amaçlanmaktadır.”

Swap, TCMB'nin terimler sözlüğünde de aktarıldığı gibi özellikle döviz kurlarında oynaklığın yaşandığı zamanlarda yatırımcının bu oynaklıktan kaynaklanan riskinin önünü alması için önemli bir araç olarak ortaya çıkıyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları