Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Taşıma suyla değirmen dönmez, dönse de kâr etmez!

19 Kas 2020

Makro ekonomi, finansal ve fiyat istikrarının öncellendiği yeni dönüşüm döneminde katılım sektörüne ciddi görevler düşüyor.

2023 yılı hedefleri doğrultusunda katılım bankacılığına yeni bir vizyon getirildi. Söz konusu stratejinin yine günün şartlarına göre yenilenerek 2025 yılı itibariyle yürürlüğe konacağına dair para ve maliye politikaları kapsamında çalışmalar var.

Katılım bankacılığının bugün finans sektörü içindeki büyüklüğü yüzde 5,5. Özellikle kamu otoritesi tarafından desteklenen katılım bankacılığının 2023 yılı stratejisi kapsamında en geç yüzde 2025 yılında yüzde 15 büyüklüğe ulaşması gerekiyor.

Tasarrufları artırıp üretimi artırmada “katılım sektörü” asla göz ardı edilmemeli.

***

Gelecek 5 yıllık süreçte yüzde 10 daha fazla büyüme tabii kolay bir iş değil. Ancak Türkiye gibi verimli topraklara sahip ve kamunun tam destek verdiği katılım bankalarının daha fazla büyümesi için de hiçbir sebep yok.

Zirâ, katılım bankacılığının yeni vizyonu kapsamında öncelikle çok fazla vizyoner olması gerekiyor. Katılım sektörü, hayata dair yeni ürün ve hizmetleri en kısa zamanda yaygınlaştırıp elinde bulundurduğu potansiyelle birlikte bugün için olmaz gibi görünen aktiviteyi en kısa sürede başarması en büyük beklenti.

Mesela, sigorta alanı oldukça boş… Alınacak fetva ve izinlerle bu alanın mutlaka en sağlıklı şekilde doldurulması katılım sektörünü ciddi şekilde büyütecek. Çünkü bireysel emeklilik sigortasında (BES) elde edilen başarılar bunun en önemli göstergesi. Tasarruf açığına ciddi destek verecek söz konusu hizmetin güneşin girdiği her yere girmesi hakikaten elzem.

***

Çünkü gerçek ekonomiye ulaşabilmek için faizsiz sistemin dümene geçmesi artık şart.

Dedim ya, yüksek tasarruf olmazsa olmaz… Tasarruflarınız olmazsa taşıma suyla değirmen dönmez, dönse de kâr etmez, daha fazla borçlandırır… Ülkemiz dış tasarruflarla istenilen büyümeyi yakalayamaz.

Manzara ortada… Ülke tasarruf fakiri… Yüzde 15’lik tasarruf oranımızla dünya sıralamasında oldukça sığ durumdayız. Maalesef, bugünkü finans sistemi de bunu sağlamaktan uzak.

Öyle ki, mevcut sistemle, dar kazanç ve maaşla insanların tasarruf etmesini beklemek de safdillik… Tasarruf anlayışımızı değiştirmezsek daha uzun yıllar gereksiz harcamalarla ekonomik darboğazlar içinde çırpınıp duracağız.

Muhkem bir sistem geliştirmeliyiz ve hayata yaymalıyız ki vatandaşın cebinde para bıraksın… Türkiye harcama ile değil üretimle büyüsün…

***

Sürdürülebilir büyüme modelini yüksek tasarruflarla başlatmak zorundayız. Mamafih, ihracat ile büyüme dahi tasarrufların desteklediği üretim kaynaklı büyümenin yanında nal toplar. Dolayısıyla sürdürülebilir yüksek büyümenin yolu yurtiçi tasarrufların artırılmasından geçiyor.

Büyümek için tüketim de elbette şart ancak tüketelim ama fazlasını da üretelim...

Ve her şeyden önemlisi; İsraf etmeyelim… Olay bu!

Bugün yaşadığımız hayatı tarif edeyim… Sistemsizlik sonucu özel ve kamu kesimi tasarrufta tam olarak ikame olamıyor... Bu iş aynen “Yiyelim içelim ama mesarif etmeyelim” sözünden öteye geçemiyor… Yani işler hep sözde kalıyor…

Borçlanmaya dayalı üretim modelinden kurtulmazsak sonumuz felâket. Elimizi çabuk tutmazsak geleceğe kötü bir ortam ve boynu bükük bir nesil bırakmaktan başka bir şey yapmamış olacağız. Zirâ “Borç alan emir alır” sözü hiçbir zaman unutulmamalı.

Son söz “katılım sektörü”ne kulak verin, diyorum.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları