Dolar $
32.58
%0.2 0.06
Euro €
35.02
%0.11 0.03
Sterlin £
40.87
%0.17 0.07
Çeyrek Altın
4011.61
%0.49 19.16
SON DAKİKA
Son Yazıları

Sınıf Savaşı, Nesil Savaşı

07 Ara 2020

Çok fazla kendi çevremizdeki olaylara gömülüp daha büyük kırılmaları gözden kaçırıyoruz. Bizi ve daha sonraki nesilleri en çok etkileyecek kararlar çoğu zaman başka yerlerde, farklı düzeylerde alınıyor; dünya bizim kontrolümüzün dışında bambaşka noktalara savruluyor. Ekonomi bakanı ve merkez bankası başkanının değişimiyle piyasalara bir nebze iyimserlik geri döndü ancak asıl hikaye küresel kapitalizmin seyri ile alakalı. Dünya, zaten on seneyi aşkın süredir içinde bulunduğu olağandışı politikaları korona salgınıyla mücadele adına derinleştirerek sürdürüyor; bugünler hele bir geçsin durumu toparlarız diye sorunlar geçiştiriliyor.

2008 yılında Amerika’da mortgage balonunun patlamasıyla başlayan finansal çöküş, etkileri bütün dünyaya yayılan bir büyük hadiseydi. Avrupa’sından Japonya’sına, gelişmekte olan ülkelerinden geri kalmış ekonomilere her yerde sonuçları hissedildi. Ana hatlarıyla son on yılı aşkın süredir yaşanan şey gelişmiş ülkelerdeki merkez bankalarının sürekli bilanço büyütmesi, ucuz para sayesinde de ekonomilerin toparlanmasına kolaylık sağlanması oldu. Böylece tüm dünyada hane halklarının borçluluk oranları kesintisiz bir yükselişe geçti, birçok kişi ve firma gelecekteki gelirlerini tüketmeye başladı. Tasarrufçular açısından ise sonu gelmeyen sıfır veya negatif reel getiri, bir dizi spekülatif finansal ve reel varlığa hücuma sebep oldu. Bol parayla sarhoş olan piyasalarda, tüm varlıklar göze güzel görünmeye başladı. Bir zamanlar merkez bankaları için “herkesin sarhoş olmaya başladığı zamanlarda şişeleri toplayan sorumlu kişi” benzetmesi yapılırdı. Heyhat günümüz merkez bankaları saki rolüne soyunup, boşalan kadehleri doldurma yarışına girişti.

Trump’un sorumsuzca bu politikaları sürdürme çabalarına rağmen göstermelik de olsa bazı normalleşme adımları atılırken korona krizi patlak verdi. Piyasalar, krizi tutmuş bağımlılar gibi çırpınırken politika yapıcıları bir kez daha normalleşmeyi rafa kaldırdı, eski düzene geri dönüldü. Sonuç olarak ekonomileri kurtarmak adına atılan bu adımlar amorf bir vaziyetin ortaya çıkmasına sebep oldu. Reel ekonomi, kapatmalar, sosyal mesafe ve tüketicinin güven kaybı sebebiyle kıvranırken finansal piyasalarda coşku aldı başını gitti. Borsalar tarihi zirvelere uçtu, yarınlar yokmuş gibi basılan para, altınından kripto parasına önüne ne gelirse saldırdı. Pandemi sebebiyle kapatmalar yaşanırken para basılacak diye uçan fiyatlar, daha sonra aşı bulundu diye bir kez daha katladı. Yağmur yağsa da güneş çıksa da bu para bolluğunda satın almayıp ne yapılabilirdi? Memleketimiz de kendi çapında bu furyaya ayak uydurup negatif reel faiz vermeye kalkınca, krediyi çeken kuyumcuyu yağmaladı; araba ve ev fiyatları uçtu. Öte yandan ekonomimiz de geldi bir bıçak sırtına oturdu.

Finansal Sarhoşluğun Sonuçları

Peki bunun ne gibi bir zararı oldu diyebilirsiniz. Sonuçta ekonomilerin çökmesi engellendi, birçok kişi işini ve gelirini böylelikle koruyabildi. Belli açılardan doğru olmakla birlikte bu balon ne kadar şişerse geri dönüşün de bir o kadar zorlaştığını dikkate almak gerekir. Bir anda ayılmaya başlayan piyasaların aslında hisselerin fazla pahalı, kripto paraların çöp olduğunu algılaması, emtia fiyatlarının çökmesi ağır sonuçlar doğuracaktır. Bu geçişi yumuşak yapmak sanıldığı kadar kolay olmayabilir. Daha da kötüsü bu sıra dışı para politikaları varlık fiyatlarını şişirirken emeğiyle geçinen geniş kesimler göreceli fakirleşmesini sürdürmekte. Maaşa talim eden kitleler için ev almak, araba almak giderek daha fazla borca gömülmek, geleceğin tamamen ipotek edilmesi anlamına geliyor. Varlık fiyatları şişerken oturduğunuz yerden kazanılan paraların yanında emek gelirleri bahşiş kıvamında kalıyor. Bir de hayata bir ucundan başlayan gençler var. Kendinden öncekilerin birikimleriyle edindikleri varlıkların fiyatları bu kadar şişmişken, güç bela buldukları işlerden aldıkları maaşlarla nasıl bir hayat kuracaklar, nasıl mal edinecekler? Çoğu bir ömür boyunca mütevazi bir ev, bir araba için didinmek zorunda kalacak. Bu olağanüstü para politikalarının hem emeğiyle geçinenleri hem de hayata yeni atılan gençleri ezdiği çok açık.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları