Son dönemde Türkiye’nin elini kuvvetlendiren veriler moralleri yüksek tutuyor. Ticaret Bakanlığı kaynaklarına göre, geçen ayki (Mayıs) ihracat yüzde 11,46 artış ile 16,8 milyar dolar ve ithalat yüzde 19,8 azalışla 18,5 milyar dolar gerçekleşti. Dış ticaret açığı yüzde 78,1 düşüşle 1,7 milyar dolar oldu. Dış ticarette daha doğrusu cari dengede fazlaya doğru giderken TL’nin değerleneceği kuşkusuz. Cari açık demek, döviz açığı anlamını verir. Döviz açığınız sürekli düşüyorsa, dövize ihtiyacınız azalıyor manasına gelir. Dolayısıyla döviz ihtiyacının azalmasında sürdürülebilirlilik yakalandığında TL’nin eli fazlaca güçlenecek.

TL dış ticaret, sanayi üretimi ve enflasyon arasında kaldı

Sanayi üretimi de Türkiye’nin döviz ihtiyacını ortaya koyan diğer önemli data. İstanbul Sanayi Odası ve IHS Markit tarafından yayımlanan Türkiye İmalat PMI verisi Mayıs’ta 45,3 gerçekleşti. 50’lik iyileşme göstergesinin yaklaşık 4,7 puan altında. Tabi hoş bir durum değil ama, büyümenin ihracat ağırlıklı ilk çeyrekte yüzde 1,3 büyümesi aslında sanayide de çarkların gelecek aylarda yükseleceğini ve ihracata destek vereceğini haber verirken diğer taraftan döviz bazlı TL’nin elini güçlendirici bir argümana da destek veriyor.

Tabi Mayıs ayı enflasyon rakamlarını da bir kenara yazmak gerekir. Tüketici enflasyonunun aylık yüzde 0,95 ve yıllık yüzde 18,71, üretici enflasyonun aylık yüzde 2,67, yıllık yüzde 28,71 seviyesinde gerçekleştiği bir ortamda TL’nin elinin kuvvetlenmesi için verilecek destekler elbette önemli.

Biraz daha geriye gittiğimizde emekli fonlarının piyasaya verdiği destek ve iyileştirme operasyonu sonrası başta devlet iç borçlanma senetlerine (DIBS) ve Borsa İstanbul’daki hisse senetlerine oldukça destek sağladığını da kimse inkar edemez.

Bayram haftasında TL varlıklarına güçlü destek geldi

Dünyadaki gelişmeleri de göz önüne aldığımızda son dış ticaret verileri, sanayi üretimi ve enflasyon dahi piyasalardaki seyri göstermeye yetiyor. Ramazan bayramı münasebetiyle 1,5 gün işlem gerçekleştiren Borsa İstanbul'da (BIST) işlem gören hisse senetleri, haftalık bazda ortalama yüzde 3,55, külçe altının gram satış fiyatı yüzde 2,37 ve euro yüzde 0,55 değer kazanırken, dolar yüzde 0,68 düşüş kaydetti.

Tabi en önemlisi TL’nin dolar karşısında değer kazanması. Ancak sürekli 80 bin puan civarında patinaj çeken BIST’in 94 bin sınırına gelmesi azımsanmayacak bir iş değil. TL varlıkları resmen değerleniyor. Borsadaki yükseliş öyle boş değil. Hizmetler Endeksi’nin yüzde 4,65, Mali Endeks’in yüzde 4,28 ile başı çektiği kısa işlem haftasında demek ki TL kuvvetlenince TL varlıklarına da yatırımcı ilgisi oluyor. İsmi üzerinde 1,5 günlük sürede Borsa’da en fazla değer kazanan kağıt yüzde 10,40 ile Turkcell.

TL’nin dolara karşı haftalık yüzde 0,68’lik değer kazanması moral düzeltti. Ancak yatırımcı, euro parite kaynaklı yüzde 0,55 değer kazanınca döviz cephesinde fazla sevinemedi, fakat altın ile güldü. Kapalıçarşı’da 24 ayar külçe altının gram fiyatı yüzde 2,37 artarak 250,20 lira, çeyrek altın 408 lira, Cumhuriyet altını yüzde 2,39 artışla 1669 liraya yükseldi.

TL varlıkları içinde olan tahvil faizleri de geriledi. İki yıllık tahvilde gösterge faizin yüzde 22,90 olması Türk varlıklarına olan güveni göstermesi açısından önemli. Yine yatırım fonlarının yüzde 0,50, bireysel emeklilik fonlarının yüzde 0,74 değer kazanması da ilgiyi göstermesi açısından önemli gelişme olarak görülebilir.

Dolar karşısında güçlenen TL, euro varlıklarında takıldı

Tabi sadece yurt içi gelişmeler değil yurt dışından da TL varlıklarını destekledi. FED’in Mayıs için yayımladığı Bej Kitap raporunda son dönemde açıklanan bazı ekonomik verilerin beklentilerin altında gerçekleşmesi ve ABD/Çin gerginliğinin şirketler üzerinde yaptığı baskı TL’ye yaradı. ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell’ın ticaret savaşlarında artan gerilim ve düşen enflasyon konusunda FED’in cevap vereceğini de açıklaması aslında TL’ye önemli derecede güç verdi.

TL varlıkları, dolar karşısında güçlendi ancak euroya karşı dolar kadar güçlü duruş sergileyemedi. Zirâ euzone’da sanayi, işsizlik, hizmet PMI ve enflasyon verileri beklentilerin altında gelmesi ve akabinde Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi, ilerleyen dönemde ekonomi üzerinde aşağı yönlü risklerin artması durumunda ECB’nin gerekeni yapacağına değinirken bazı konsey üyelerinin gevşeme programının yeniden devreye alınması ihtimalinin olabileceğini belirtmeleri euroyu diğer para birimlerine karşı güçlendirdi.

Bayram tatili bitti. Piyasalar açılıyor. Şimdi silah Merkez Bankası’nın (TCMB) elinde. Fiyat istikrarı ve TL’nin güçlü kalması adına yarından itibaren oldukça fazla iş düşecek gibi görünüyor.

DOLAR/TL…

Dolardaki zayıf görünüm ve euroda dolara göre daha fazla gösterilen direnç TL varlıklarında ilgiyi artırıyor. Türkiye CDS’lerinin 468’lerde sabitlenmesiyle yatırımcı iştahına katkı veren TL’nin performansı yarından itibaren daha belirgin hale gelecek. TCMB’nin 12 Haziran tarihinde gerçekleştireceği Para Politikası Toplantısı TL varlık fiyatlamaları açısından önemli bir tarih.

Dolardaki pivot bölge 5,65 lira. Aşağı yönlü kırılmada 5,50’ler gündeme gelebilir. Yukarı yönlü harekette ise doların çıkabileceği zirve 6,08 olarak görülüyor.

EURO/TL…

Euronun TL’ye karşı güçlü duruşu Avrupa’daki veriler ve ECB Başkanı Mario Draghi’nin açıklamalarıyla destek buldu. Destekler euroyu güçlü tutarken Türkiye CDS’lerindeki gerileme ise TL’yi Avrupa parasına karşı değerlendiriyor. TCMB’nin 12 Haziran’daki toplantısı ve vereceği karar TL’nin yolunu belirlemede etkili olacağı tahmin ediliyor. Euroda pivot 6,60’lar. Yukarı yönlü kırılmalar 6,88 liraya kadar gidebilir. Destek olarak ise önce 6,45’ten başlayıp 6,37’ye kadar düşebilecek bir trend skalası bulunuyor.

EURO/DOLAR…

Bu hafta paritenin hareketine ABD’nin zayıf verileri, FED Başkanı Jerome Powell ile beklentiler dahilinde gelen eurozone’daki datalar ve ECB Başkanı Mario Draghi’nin açıklamaları damgasını vurdu. Euroyu dolara karşı kuvvetli kılan ise Draghi’nin söylemleri oldu. Paritede pivot bölge 1,12. Pivot yukarı yöne ilerlerse 1,1430/1,1450 direnç sevileri dikkat çekiyor. Aşağı yönde ise 1,1150 destek konumunda.

ONS ALTIN…

ABD’de azalan enflasyona karşı Fed Başkanı Powell’ın “Ekonomik büyümenin zayıflaması durumunda faizleri indirebiliriz” açıklaması ve ticaret savaşlarının küresel ekonomi üzerinde yaptığı baskı sebebiyle kıymetli maden altının güçlü seyrini sürdürmesine sebep oldu. 1340 dolar seviyesinde seyreden ons altının bu saatten sonra yönünü aşağı çevirmesi zor görünüyor. Bundan sonra ons altının gideceği yer kısa vadede 1375 dolar. Şayet hava ılımanlaşırsa altında destek konum 1306 dolar seviyesi olarak görünüyor.

PETROL…

ABD/Çin ticaret savaşı küresel büyümeyi tehdit eder gibi görünse de Brent petrol fiyatları giderek artıyor. Yüzde 2’nin üzerinde 63 doları geçen Brent petrolde belirsizliği körüklüyor. OPEC’in üretimi azaltma kararının sürdürebileceği beklentisiyle Ortadoğu’daki gelişmeler petrol fiyatlarında dengesiz bir ortamı doğuruyor. Batı Teksas tipi petrolün pivot fiyatı 53 dolar seviyesinde. Yukarı yönlü hareket 56,70 direncini, aşağı yönlü kırılma da 50 doları gösterebilir.