Bundan sonraki karar 1 Ağustos’taki toplantıya kaldı… AB politik inadının altında ezilmez, aklı selimle karar verirse Türkiye’ye Avrupa’dan turist akını başlar. Aksi halde durum malûm… 15 Ağustos’a kadar turizm mevsimi 3’te 2’lik dönemini tamamlamış oluyor… Evli evine, köylü köyüne…

Malûmunuz, Avrupa, tatil ya da aile ziyaretlerinin zorunluluk olmadığına işaret ediyor ve Türkiye’ye gidilmemesi uyarısında bulunuyor. Türkiye’ye gidip de dönenlere 14 günlük karantina uygulayacağını özellikle belirtiyor.

Kararın arkasında politik güdüler mi var, orasına tam hüküm veremesek de Avrupalının Türkiye’ye gitmek için hükümetlerinden bir an önce izin çıkmasını dört gözle beklediğini biliyoruz.

***

Aynı durum Rusya için de geçerli… Ruslar Türkiye için can atarken Rus hükümeti hâlâ temkinli… Rus turizm operatörleri Türkiye olmadan ayakta kalamayacaklarını, mutlaka hava ulaşımının serbest bırakılmasını, charter trafiğinin acilen başlatılmasını, sınırların açılmasını istiyor ama, Putin hükümetinden henüz net bir karar yok.

Hatta hükümete o kadar baskı var ki 1 Ağustos tarihinin dahi beklenmeden iznin bir an önce çıkması isteniyor. Dile kolay, Rusya turizm pazarının dörtte birini Türkiye oluşturuyor.

En büyük Rus turizm operatörlerinden TUI Russia’nın genel müdürü Taras Damura, “İç pazarda 5 kat büyüdük. Bizim gibi diğer operatörlerin de iç pazar konusunda sıkıntıları yok. Ancak Rusya bizi kurtarmaz. Kışı bile geçiremeyiz. Birçok firma batar. Bu da ülkeye büyük zarar verir. Dış pazar olmadan birçok firma 2021’i görmeden iflasını açıklar” diyor.

***

Turizm yasağının perde arkası büyük bir ihtimalle politik…

Suriye ve Doğu Akdeniz’den sonra Libya’ya yönelik olumsuz gelişmeler sadece Avrupa ile yaşanmıyor tabii ki. Rusya da bu kadar sıcak ilişkilere ve ticarete rağmen Türkiye’ye karşı soğuk. Büyük bir ihtimalle, AB’nin Türkiye’ye gidişleri sınırladığı, hatta yasakladığı gibi Rusya da aynı politik manevra içinde olmayı yeğliyor, tercih ediyor.

Ama nereye kadar! Rusya, AB kararını bekler mi? Beklerse ne olur? Her yıl Türkiye’ye gönderdiği 7 milyon vatandaşının gönlünü nasıl hoş eder, bu da Vladimir Putin’in bileceği iş!

Yasağın 25 Temmuz tarihinde kaldırılacağına dair söylentiler var. Fakat, Rus tur operatörlerinin 25 Temmuz’a dahi tahammülleri yok.

Fakat Rusya, Suriye dahil Libya’da Türkiye ile ortak menfaatler doğrultusunda aynı politika üretebilirse zannediyoruz, her sorun gibi turizm meselesi de çözülür…  

***

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın G20 maliye bakanları ve merkez bankaları başkanlarıyla son olarak gerçekleştirilen video konferans bağlantılı toplantıda daha önce kararlaştırılan G20 eylem planında gelinen aşamanın tam anlamıyla meselelere çözüm getirmediğini ifade etmesi kanaatimce iyi analiz edilmeli.

Zira, dünya pandemiye bağlı büyük bir ekonomik krizden geçerken herhalde hiçbir devletin çözüm dışı kalma lüksü olamaz. Dolayısıyla G20 şemsiyesi altındaki milyonlarca insanın işsiz ve aşsız kalmaması adına uluslar arası ticaret ve işbirliğinin artırılarak sürdürülmesi ve buna bağlı olarak merkez bankaları arasındaki swap sözleşmelerinin vade tanımadan devam ettirilmesi gereği hasıl oluyor.

Küresel dünyada hiçbir ülke kendi kendine yeterli değil. Rusya belki bugün zirve yapan, tur operatörlerinin deyimiyle “patlayan” iç turizmin iyimserliğini yaşıyor ancak, ülkenin en büyük tur operatörü TUI Russia’nın “İç pazarda 5 kat büyüdük, ama bu dış pazarın onda birini karşılamaz” açıklaması herhalde Rus hükümetini kendine getirmiştir.

***

Peki Ruslar niçin “İlle de Türkiye” diyor? Durum meydanda…

“Kalite düşük, fiyatlar yüksek…” Mesela Rusya iç turizm pazarında ilk sırada yer alan yani Rusya’nın Antalya’sı Kırım’daki otellerde hizmet kalitesi yerlerde sürünüyor. Oteller 1990’lardan kalma ve birçok ihtiyacı gideremiyor. Buna karşılık Rusya’daki turizm fiyatları Türkiye ve Mısır’dan ortalama 3 kat, Avrupa ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden 2 kat daha pahalı.

Bu konuda Rusya’nın ünlü turizm blogger gazeteci İlya Varlamov’u ve Rosturizm Başkanı Zarina Doğuzova’yı dinlemeniz dahi kâfi. Rusya iç turizmi ile ilgili ortak düşünceleri şu: “İnkar edecek bir şey yok. Ülkenin güneyinde gerçekten kaliteli otel açığımız var”…

Hey güzelim Türkiye! Her kilidi açıyorsun… Daha ne diyeyim…