Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

İkiz açığın üçüncü kardeşini bilen var mı?

17 Tem 2020

Cari denge ve bütçedeki açığa, "ikiz açık" denir ama aslında ikiz açığı tetikleyen ve açıkları üçüzleyen "tasarruf açığı" da ekonomilerin baş belasıdır… "Üçüz açık" öyle büyük meseledir ki; borçluluk, yüksek faiz, enflasyon ve istihdam sorunları dahi buna bağlıdır… Daha açık tabirle; cari açık, bütçe açığı ve tasarruf açığı bir saç ayağıdır... Kısaca "üçüz açık" diye ifade bulur. Taze verileri aktaralım…

Mayıs 2020’de cari açık aylık 3,76 milyar dolar, ilk 5 ayda 16,7 milyar dolar, yıllık ise 8,24 milyar dolar oldu. Geçen yıl aynı dönemde cari denge 151 milyon dolar fazla vermiş, 5 aylık cari açık 3,1 milyar dolar, 12 aylık cari açık ise 2,37 milyar dolar olarak gerçekleşmişti.

Haziran’da bütçe açığı ise aylık 19,4 milyar lira, Ocak-Haziran döneminde 109,5 milyar lira olmuş. Bütçede geçen yıl ise aylık 12,1 milyar lira ve ilk 6 ayda 78,6 milyar lira açık oluşmuş.

Hanehalkı tasarruflarını bir yere bırakıp kamu tarafına bakıldığında; 2020 yılı için kamu tasarruflarının Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranı eksi yüzde 1, kamu yatırımlarının GSYH’e oranı yüzde 2,7, kamu harcanabilir gelirinin ise GSYH’ye oranı da yüzde 9,7 olarak gerçekleşmesi planlanmış.

Yalnız hesapta pandeminin olmadığını söyleyeyim…

***

Mayıs ayı ödemeler dengesi ile Haziran bütçesi bir bakıma “ikiz açık” formasyonu oluştursa da aslında üçüncü açık “tasarruf açığı”na da vurgu yapıyor. Yani şu anda “üçüz açık”la yolumuza devam ediyoruz diyebiliriz. Tabii vaziyet bugüne has bir durum değil. Zaten yıllardan beri yüksek derecede tasarruf açığı yaşadığımızı kimse inkâr edemez.

İyi de ne ola ki bu tasarruf, hem cari açığı, hem de bütçe açığını yakından ilgilendiriyor?

Anlatalım o zaman…

Tasarruf, elde edilen gelirin harcanmayan kısmı… Yatırım ise tasarrufun gelir getirecek üretim alanlarına harcanması.

İşte yurt içi toplam birikimler, yurt içi toplam yatırımlarını karşılayamıyor, ihtiyacın giderilmesi için dışarıdan borçlanılıyorsa bunun adına “tasarruf açığı” deniyor.

Daha da fazla izah gerekirse; tasarruflar yatırımlardan fazla ya da yatırımlara eşit ise o ülkede dış borçlanmaya gerek kalmıyor. Eğer tasarruflar yatırımlardan düşük kalmışsa o zaman tasarruf ithali gerekiyor ki bunun adına dış borçlanma deniyor ve tasarruf açığını meydana getiriyor.

Dış borçlanmanın diğer ifadesi, başkasının tasarrufunu borç olarak kullanmak… Aynadaki fotoğraf bu!

***

Peki, “tasarruf açığı”nın “ikiz açık”la ne ilişkisi var ki, bu kadar üzerinde duruluyor?

Onu da izah ediverelim…

Tasarruf – yatırım açığı ile cari açık yani döviz açığı verileri arasındaki resme bakıldığında durum yani yakın ilişki kendini zaten ayan beyan ediveriyor.

Tasarruflarla yatırım dengesi, kişi başı milli gelir, cari açık ve bütçe açığı arasındaki ilişki incelendiğinde; tasarruf açıklarıyla cari açık, bütçe açıklarıyla cari açık ve tasarruf açıkları ile bütçe açıkları arasında çift yönlü bir sebep – sonuç ilişkisinin olduğu görülüyor. Özellikle kişi başına düşen gelirden cari açığa doğru tek yönlü bir nedensellik olduğu sonucu da ortaya çıkıyor.

Maamafih, mevzuyu biraz daha vuzuha kavuşturma adına söyleyeceğimiz şunlar:

Yurt içi tasarruf oranlarının düşük kalması, yurt içi yatırımların finansmanını zorlaştırıyor. Yabancı sermaye ihtiyacını hatta bağımlılığını yükseltiyor. Olay devamlılık arz eder ise ülkenin ekonomik kırılganlığı nüksediyor. Bu da CDS’lere yansıyor…

Ekonomimizin yaşadığı cari açık, bütçe açığı ve dahi yüksek işsizlik oranının arkasındaki en kuvvetli sebep yurt içi tasarrufunun azlığı, daha doğrusu zayıflığı, düşüklüğü…

Maalesef Türk milleti olarak tasarruf yapamıyoruz… Dolayısıyla ihtiyacımız olan yatırımları ancak dış finansman ile borçlanarak karşılayabiliyoruz.

Çözüm ne ola o zaman?

Gayet açık… Türkiye’de yurt içi tasarruflar artırılabilir, yatırımlar öz tasarruflarımızla sağlanabilirse cari işlemler açığı, diğer ifadelerle cari açık, döviz açığı sorunu otomatik olarak çözülür.

Böylece “ikiz açık”tan da, “üçüz açık”tan da kurtulur, ekonomik olarak sağlam zemine oturmuş oluruz.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları