Dolar $
32.47
%-0.14 -0.04
Euro €
34.67
%-0.89 -0.31
Sterlin £
40.44
%-0.88 -0.36
Çeyrek Altın
3977.42
%-0.37 -14.61
SON DAKİKA
Son Yazıları

Eksen kaymasından ekmek çıkarmak!

07 Eyl 2019

Dış ticarette küresel anlamda bir eksen kaymasından bahsediliyor. Mesela son 10 yıl içinde ABD'nin küresel ticaretten aldığı pay yüzde 11,9'dan yüzde 8,6'ya gerilemiş. Çin'in dünya ihracatından aldığı pay ise yüzde 4,3'den yüzde 12,9'a çıkmış.

Nitekim ABD toplamda 3,1 trilyon dolar ithalat yaparken ancak 2,5 trilyon dolar ihracat yapıyor ve her yıl 600 milyar doların üzerinde açık veriyor. En büyük açık da Çin’e karşı… Tamı tamına ABD’nin Çin’e yönelik verdiği dış ticaret açığı 420 milyar dolar.

Fotoğrafın başta tarafı da var… Asıl savaş teknolojide yaşanıyor... ABD’nin yüksek teknolojik ürün ihracatı son 10 yıl içinde 74 milyar dolardan 110 milyar dolara yükselirken, Çin’in yüksek teknolojili ürün ihracatı 49 milyar dolardan 500 milyar doların üzerine oturmuş.

Türkiye ise ileri teknoloji ürün konusunda ticaretini artıran ülkeler arasında. Bugün ihracatın yüzde 4’ü yüksek teknolojili ürünlerden oluşuyor. Hatta Türkiye’de günden güne sayısı ve ticarette etkinliği artan tekno kentler ülkenin bu noktada en önemli güç odağı olmuş durumda.

Evet Türkiye dünya ticaretindeki söz konusu eksen kaymasından yararlanmak istiyor ve yüksek dış açığı verdiği ülkelerle ilişkilerini farklı bir düzeye çekme peşinde.

***

Evet, dış ticaret açıkları her ülke ekonomisi için tehdit. Dış ticaret açığının sürekliliği ülkenin döviz dengesini bozuyor, borçluluğu artırıyor ve dış sermayeye muhtaç ediyor. Bunun yanında net yatırım pozisyonu yani dış yükümlülükleri yükseliyor.

Malumunuz, bugünlerde dış ticaret açığı verdiğimiz ülkelerle ekonomik ilişkileri geliştirmek için sıkı bir trafik içine girdik. Tabi ABD, Çin, Almanya, Rusya önemli ticari partnerlerimiz ama ciddi dış ticaret açığı verdiğimiz ülkelerin de başını çekiyorlar. İngiltere ise ticaret fazlası verdiğimiz ülkelerin başında geliyor ancak, Brexit konusunda sıkıntıda. Bu ülke Türkiye ile ticaretini artırmak için her türlü imkanı zorluyor.

Söz konusu noktada Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ile Uluslararası Yatırımcılar Derneği’nin (YASED) katkılarını unutmadan ticaret partnerlerimizle nasıl bir yol haritası çizilebilir, ona bakalım…

2018 rakamlarıyla yürüyelim…

ABD ile ticaret hacmimiz halen 21 milyar dolar seviyesinde. 8,3 milyar dolarlık ihracata karşılık 12,4 milyar dolarlık ithalat yapıyoruz. ABD ile yakın zamanda 75 milyar dolarlık bir ticaret hacminin oluşması için oldukça fazla diplomasi yapıldı. Şimdi 100 milyar dolarlık bir potansiyelden bahsediliyor. 20/25 milyar dolarlık seviyeden birden 100 milyar dolara çıkmak kolay iş mi, niye olmasın!

Zira ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross dün İstanbul’a geldi. Belki Suriye’de güvenli bölge ve Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yönelik operasyon niyeti Türkiye/ABD ilişkilerini geriyor ancak ticari ilişkilerin daha gelişmesine de kapılar açıyor. Dolayısıyla Ross’un torbasında mutlaka önemli mesajlar var, demek istiyorum. ABD fırsatlar ülkesiyse, bence doğuya ve batıya açılan kapısıyla Türkiye ABD’den daha fazla fırsatlar sunan bir devlet.

***

Diğer önemli ticaret partnerimiz Brexit çıkmasındaki İngiltere. İngiltere, bilhassa Türkiye’nin en fazla ticaret yaptığı ikinci ülke. Daha birkaç gün önce Ticaret Bakanımız Ruhsar Pekcan, Türk-İngiliz Ticaret ve Sanayi Odası (TBCCI) toplantısında İngiltere ile ticaret hacminin artırılması konusunda tüm imkanların seferber edildiğini ve her iki devletin de bu konuda iyi niyet ve yüksek bir iştaha sahip olduğunu söyledi. Belki inanmayacaksınız ama Brexit sürecinde Türkiye ve İngiltere yetkilileri uluslararası çok sayıda danışmanlık firmalarının dokümanlarını, raporlarını ve strateji belgelerini didik didik tarıyor ve ticarette hata yapma oranlarını düşürmeye çabalıyor.

İngiltere ile ticaret hacmimiz de 18,5 milyar dolar. Toplam hacmin 11 milyar doları ihracat ve 7,4 milyar doları ithalat. Açıkçası dış ticarette en olumlu süreci İngiltere ile yaşıyoruz. Türkiye ile İngiltere arasındaki ilişkilerin içinde bir de yatırım boyutu var. İki ülke 10 milyar dolarlık karşılıklı bir yatırım hacmine ulaşmışlar.

***

Gelelim Çin’e… Uzakdoğu’nun yaman ülkesi, İngiltere’den sonra Türkiye’nin üçüncü ticaret partneri. Çin’e 3 milyar dolar ihracata karşılık 20 milyar dolar ithalat gerçekleştiriyoruz. Yani genel çerçeveden bakarsak Çin tüm dünyadan 2 trilyon dolarlık ithalat yaparken biz bu rakamdan binde 1,5’luk pay alıyoruz. Diğer yandan Çinli şirketlerin Türkiye’deki altyapı tesisleri 15 milyar dolara ulaşmış vaziyette.  

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, dün 88’inci İzmir Enternasyonal Fuarı Uluslararası İzmir İş Günleri kapsamında düzenlenen Türkiye – Çin Halk Cumhuriyeti İş Forumu’nda söylediği çok önemli bir söz var. Dış ticarette bir motto olarak bu sözün işlerliğini artırmak lazım…

Bakan Pekcan aynen şöyle diyor:

“Türk firmalarına sesleniyorum; Çin, satın almak için uzak değilse satmak için de uzak değil…”

Eksen kaymasından ekmek çıkarmak, bu olsa gerek!..

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları