Dolar $
32.53
%0.05 0.01
Euro €
34.97
%-0.16 -0.05
Sterlin £
40.74
%-0.28 -0.11
Çeyrek Altın
3995.87
%0.09 3.61
SON DAKİKA
Son Yazıları

Dünyanın kulağına kâr suyu kaçıralım!

06 Kas 2019

Yerli veya yabancı yatırımcıya güven vermek için önce yatırımcının danıştığı kuruluşları ikna etmek gerekir. Bu kuruluşlara yatırım danışmanlık şirketleri deniyor. Bunlar risk analizi yaparak yatırımcının doğru seçimler yapmasını sağlarlar. Yatırımcıyı en sağlıklı, verimli ve kârlı alanlara yönlendirmeye çalışırlar.

Açıkçası güvenli bir yatırım için güven veren bir yatırım danışmanlık şirketine ihtiyaç duyulur. Fakat danışmanlık şirketi ne kadar güvenli, bir de oraya bakmak lazım!

Biraz anlatalım… Söz konusu aracı şirketlerin güvenli olduğunu nasıl anlayacağız?

El cevap: Yatırım danışmanlık şirketleri devletin kontrolünde özel yetki belgesiyle faaliyet gösterirler. Belgeli, yasal çerçevede çalışan şirketler genellikle güvenli olur.

“Yatırım şirketleri gerçekten gerekli mi?” diye sorduğunuzda ise, daha baştan güvenli yatırım konusunda geri adım atmış olursunuz. Yatırımda zaman kazanmaktan yana değilseniz ve yatırımla birlikte elde edeceğiniz kazançlarınızı koruma ve artırmada tavsiyeler istemiyorsanız o zaman kendi başınıza karar alabilirsiniz ama, bugünkü dünyada bu o kadar da kolay değil.

Zira yetki belgesi almış yatırım danışmanlık şirketleri, ülkelerin şirketlerini analiz etmekle kalmaz, kredi derecelendirme kuruluşlarının ülke ve şirket notlarını da yakından takip ederler.

Siz yatırımcı olarak bunların hiçbirini tek başınıza yapamazsınız.

 

***

 

Özelde Türkiye’mize geldiğimizde, uluslararası yatırımlar açısından cazip hale gelmenin yolu “güvenli liman” olmaktan geçiyor.

Ticaret hukukunuzun uluslararası standartlara uygun olması, şirket kurma, pazar bulma, para transferinin kolaylığı, yerli paranın konvertibl ve dengede seyretmesi, kalite ve marka güvenliği, yatırımların önünü açacak kanuni mevzuat ve teşvik uygulamaları güvenli bir yatırım isteyen her yatırımcının öncelikle aradığı hususlar.

Fakat yatırımın güvenli hale gelmesi için önce iş Merkez Bankası ve hükümete düşüyor. Fiyat istikrarını sağlamış, para politikası araçlarıyla ekonomiye güven veren bir Merkez Bankası işin yarısını halletmiş olur. Diğer yarısı ise maliye politikalarının işi. Yani hükümet gerek hukuki ve gerekse teknik olarak yatırım ortamını iyileştirmişse güvende arananların diğer yarısı da tamamlanıyor demektir.

Türkiye bugün satın alma paritesine göre dünyanın en büyük 13’üncü ekonomisi ise, dünyada ekonomik büyüklük olarak ilk 20 arasındaysa, ihracat 180 milyar dolara yaklaşmışsa, cari denge fazla veriyorsa, turizm gelirleri rekor seviyede 40 milyar doları geçmişse, Merkez Bankası rezervleri yine 100 milyar doların üzerindeyse, hele hele IMF’ye borcu yoksa, ülke risk priminiz 325’lerden aşağı doğru gidiyorsa, ülke ekonomisinin yanında uluslararası siyasi kredibilitesi de artıyor, yatırım ortamı giderek daha da iyileşiyorsa, saydığım bu değerler Türkiye tanıtım birimleri tarafından iyi değerlendirilip dünyaya sunulması gerekiyor.

 

***

 

Yani tanıtım şart!

Yatırımcının aradığını ülke olarak sağlamış olabilirsiniz ancak sizin bu şekilde güvenli olmanız da yetmiyor… Güveninizin derecesini tüm dünyaya anlatmak ve benimsetmek de zorundasınız… Yoksa sizi kim duyacak, kim arayacak!..

Mesela Fitch Ratings’in son açıklamalarını dahi kullanamıyoruz. Ki bu açıklamalar Türkiye’nin yatırım ortamının iyileştiğini gösteren ifadeler…  Adamlar, “Türkiye’nin kredi notu görünümünü negatiften durağana çevirmemiz, Türk ekonomisinde istikrara dair ilerlemenin, yeniden dengelenmenin bir yansıması. Bankaların ve şirketlerin dışsal pozisyonu kısmen daha istikrarlı. Döviz rezervleri ılımlı seviyede arttı, enflasyon düştü ve Türk lirası beklenin üzerinde faiz indirimlerine rağmen değerini korudu. Buna ABD’nin Suriye’ye ilişkin yaptırımları iptal ettiğini açıklaması ve daha olumlu küresel finansman koşulları da yardımcı oldu” diyorlar, biz ise bu sözleri dünyanın kulağına kar ve kâr suyu olarak kaçıramıyoruz…

Başta yurt dışı temsilciliklerimiz olmak üzere konsolos, ticari ataşe ve diğer tüm dış misyonlarımızın Türkiye’nin “güvenli liman” olduğunu tüm dünyaya anlatarak uluslar arası yatırımcıları ikna etmesi bir vatan borcu.

İşte bunun en kestirme yolu uluslararası yatırım danışmanlık şirketleriyle çalışmak… Biraz da finans kanalından konuşursak küresel yatırım bankalarını merkeze koymak, belki de işin en püf noktasını oluşturuyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları