Dolar $
32.54
%0.08 0.02
Euro €
35.02
%-0.11 -0.03
Sterlin £
40.77
%-0.23 -0.09
Çeyrek Altın
3988.32
%-0.1 -3.85
SON DAKİKA
Son Yazıları

Doğu Akdeniz'in kilidi Türkiye!

17 Haz 2019

Akdeniz'deki enerji satrancı, çelik çomak oyununa doğru gidiyor. Bölgede ciddi seviyede petrol ve doğalgaz yatakları var. Rezervin büyüklüğü çoğu enerji tröstlerini de endişelendiriyor.

Zenginliklerin ellerden kayacağına dair evhamlarla oraya buraya yersiz çıkışlar, saldırmalar, hatta işgaller yapmaya çalışan tröstler şaşkın. Ancak söz konusu tröstler “Doğu Akdeniz’deki oyunda Türkiye’yi nasıl saf dışı bırakabiliriz?” diyerek projeksiyonlar yapıyorlar. Onlar da biliyorlar ki; Türkiye Doğu Akdeniz’de en stratejik oyuncu… Doğu Akdeniz’in kilidi de Türkiye.

Doğu Akdeniz’deki enerji rezervi öyle böyle değil. Potansiyelin dünya enerji jeopolitiğini kökünden değiştireceğini ve yeni enerji bölgelerinin revaç bulacağını tahmin etmeyen yok. Dolayısıyla ABD’sinden Rusya’sına, İngiliz’inden Fransız’ına, İspanyolu’na herkes Akdeniz’de tatile değil, petrol ve doğalgazı aramaya çıkmış. İsrail, Mısır, Kıbrıs ve Yunanistan da bölgeden çöplenmeyi teşvik ediyor.

Bölgenin uluslarıyla Avrupa, ABD ve Rusya özellikle Suriye önlerindeki 3,5 trilyon metreküp doğalgaz ve 1,7 milyar varil civarında petrol rezervli için kıyasıya mücadelede.

Malûmunuz Doğu Akdeniz’deki enerji kaynaklarının keşfi Ortadoğu’da patlayan Suriye mes’elesinden sonra gündeme geldi. Suriye’yi bir oldubittiye getirip Doğu Akdeniz’i kontrol etmeye çalışan başta ABD ve jünioru İsrail, Mısır ve Kıbrıs’ı koltuğunun altına alarak Akdeniz’i emperyalist gölü haline getirmeye çabalıyor.

Bu medeniyetler bilmiyorlar ki, daha yakın zamanda Akdeniz bir Türk gölüydü!.. Bugün ise Türkiye, Akdeniz enerji kaynakları üzerinde hem rezerv, hem sondaj, hem ticaret ve hem de transfer açısından vazgeçilemez ülke. Bölgede barış ve istikrar oluşturulmadan ve Türkiye’nin rızası alınmadan Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının küresel piyasalara ulaştırılmasının imkan ve ihtimali bulunmuyor.

***

Tabiî ki Türkiye de Kıbrıs’taki haklarından kaynaklı Doğu Akdeniz’de turlar gerçekleştiriyor. ABD’nin tehditlerine rağmen bölgede sondaj üzerine sondaj vuruyor. Bir de tehditvâri yaklaşımla Doğu Akdeniz’de 10 savaş gemisi, 130 savaş uçağı ve 10 bin askeri olduğunu dile getiriyor ve Doğu Akdeniz’in güvenliğinden ABD’nin sorumlu olduğunu bildiriyor. ABD daha da ileri gidiyor… Güney Kıbrıs’ta NATO üslerini kullanma konusunda baskıcı tavır sergilemekten çekinmiyor.

ABD yanında diğer müstevli İngiltere ise Güney Kıbrıs’ta NATO üslerini kullanma noktasında harisliğini gösteriyor. Rusya ise Suriye’yi asla elinden bırakmak istemiyor.

Total, ENI, BP ve Shell İsrail / Mısır / Kıbrıs / Yunanistan konsorsiyumu ile anlaşma da yapmış. ABD ise Exxon Mobil şirketiyle bölgede delmedik yer bırakmıyor.

Türkiye ise tüm engellemelere karşılık sondajlarına devam ediyor. Türkiye’nin ilk derin deniz sondaj gemisi Fatih, Doğu Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını Kıbrıs yönetimi tarafından ilan edilen münhasır ekonomik bölgede sürdürüyor.

Zira Türkiye’nin böyle bir kaynağı kullanması ve hatta diğer kaynakların transferi konusunda stratejik bir öneme sahip. Türkiye kaynaklara eriştiği takdirde hem enerji sorununu halletmiş olacak, hem de enerji ticaretinde kavşak rolünü perçinleyecek. Ama her şeyden önemlisi Türkiye, son iki yüzyıldır kendini esarete mahkûm etmeye çalışanlara karşı başarı elde edecek.

***

Doğu Akdeniz’de sadece askeri güçle sorun halledilecek gibi değil. Çünkü küresel ve bölgesel aktörlerin stratejik çıkarları coğrafi alanlarda çakışmıyor. Münhasır ekonomik bölge dedikleri alanlar uluslararası hukuk bağlamında ikili veya çok taraflı görüşmeler, daha doğrusu müzakerelerle hallolacak bir durum fakat bu da mümkün görünmüyor. Bölgede çelik çomakla başlayan oyunlar sıcak bir çatışmaya dönüşmeye daha yatkın. Ancak bu sıcak çatışmayı da yine önleyecek Türkiye.

Çünkü bölgede çıkarılacak petrol veya doğalgaz realize edilmesi için pazarlara nasıl ulaştırılacak? Bununla ilgili siyasiler plan üstüne planlar yapıp kafa patlatıyorlar. Tabiî ki her seçenekte Türkiye öne çıkıyor. Doğalgaz ve petrolü deniz altından Türkiye’deki boru hatlarıyla bağlantı yapılarak Avrupa pazarlarına taşınması en uygulanabilir proje.

Diğer taraftan Yunanistan’a denizaltından döşenecek borularla enerji kaynaklarının taşınma ihtimali de düşünülüyor ama bu proje Türkiye ile yapılacak işbirliğinin gölgesinde kalıyor. Çünkü rezerv kaynaklarla Yunanistan arasındaki mesafe çok uzun. Tabi yabancılar her ihtimale imkan vermeye çalışıyor. Petrol ve doğalgazı Avrupa’ya ulaştırmanın diğer yolunu Mısır olarak tasarlayanlar doğalgazın LNG’ye dönüştürülerek taşınmasını da düşünüyor ama bu proje bile Türkiye alternatifini devre dışı bırakamıyor.

Açıkçası bölgede enerji sorununun çözümünde her yol Türkiye’ye çıkıyor!..

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları