Dolar $
32.58
%0.21 0.06
Euro €
34.99
%0.02 0
Sterlin £
40.78
%-0.03 -0.01
Çeyrek Altın
4018.09
%0.65 25.56
SON DAKİKA
Son Yazıları

Covid-19 Aşısı İçin İş Birliği Şart

09 Haz 2020

Covid-19 pendamisine çare arayan bilim insanları harıl harıl aşı için çalışıyor. Burada bir küçük yarışta var. Ülkeler genel olarak bireysel takılıyorlar. Bu konuda dikkatimi çeken en önemli şey ülkelerin kendi aralarında bir iş birliğine girmemesi. Sağlığın ranta dönüşmesi sebest piyasa ekonomisinin en kötü sonucu. Aşıyı bulup tek başıma voleyi vurmak varken neden bir başkasıyla yada birden çok kişi ve uluslarla çalışmaya ne gerek var kafasında herkes. Niye? Çünkü işin içinde çok büyük bir ekonomik rant var. Aşıyı bulan parayıda bulacak. Peki bu hoş bir şey mi? Değil! Nasıl olmalı? İşbirlikleri ile.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Çin'in insanlık için ortak bir “kader topluluğu” kurma hedefi doğrultusunda, yeni tip koronavirüs (Covid-19) ile mücadele ve aşı geliştirme çalışmalarında uluslararası iş birliklerini geliştirmek için özel bir çaba göstereceğini açıkladı.

Video konferans yoluyla gerçekleştirilen “Küresel Aşı Zirvesi”nde konuşma yapan Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Geng Shuang, günlük basın toplantısında, zirveye katılan tarafların aşı geliştirme konusunda iş birliğini güçlendirmeyi hedeflediğini söyledi. Sözcü, "Çin Başbakanı Li Keqiang, zirvede Çin'in aşı geliştirme ve salgınla mücadelede uluslararası iş birliğini kuvvetlendirme hususunda olumlu bir tutum sergilediğini vurguladı. Çin, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ)aşı geliştirme gibi alanlarda oynadığı kritik rolü desteklemeye devam edecek ve dünyaya güvenli, etkili ve kaliteli kamu ürünleri sunmak için gayret edecektir." ifadelerini kullandı.

Öte yandan Başbakan Li Keqiang, Çin'in Covid-19'un aşısı, ilacı ve test kiti geliştirme çalışmasına hız kazandırdığını ve aşı geliştirme konusunda uluslararası iş birliğine büyük önem verdiğini söyledi. Hiçbir ülkenin tek başına salgının üstesinden gelemeyeceğine işaret eden Li Keqiang, Çin'in elinden geleni yapıp salgından etkilenen ülkelere ve özellikle gelişmekte olan ülkelere destek sağlamaya devam edeceğinin bir kez daha altını çizdi.

Li Keqiang, Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) aşı geliştirilmesindeki çekirdek rolüne desteği sürdüreceklerini, aşının bir an önce piyasaya sürülmesini ve bunun güvenli ve kaliteli bir küresel kamu sağlığı ürünü olarak tüm dünyaya sunulmasını sağlayacaklarını açıklarken Çin'in Küresel Aşı ve Bağışıklık İttifakı'na (GAVI) bağış yapacağını, Çinli AR-GE kuruluşları ve aşı üretici şirketlerini de iş birliği yapmaya teşvik edeceklerini söyledi.

Salgın finansal büyümeyi engellemedi 

Çin'de merkez bankası işlevi gören Çin Halk Bankası'nın açıkladığı verilere göre, Çin'in finans kuruluşlarının toplam varlıkları, yılın ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 9,8 oranında artarak 332,94 trilyon yuanı buldu.

Bankacılık sektörünün toplam varlıkları yüzde 9,5 büyüyerek 302,39 trilyon yuana ulaştı. Menkul kıymetler sektöründe bu rakam yüzde 13,5'lik yükselişle 8,83 trilyon yuanı, sigortacılık sektöründe ise yüzde 13,7'lik artışla 21,72 trilyon yuanı buldu.

Hong-Kong meselesi nereye gidiyor?

Akademisyen ve Asya araştırmacısı Altay Atlı, Çin Halk Cumhuriyetinin Hong Kong ile ilgili yeni bir güvenlik yasası çıkartması ile uluslararası politikada tekrar gündeme gelen Hong Kong ile ilgili çok önemli bir açıklama yaptı. İngilizlerin Hong Kong halkına İngiliz pasaportu vermesini Çin’in iç işlerine karışacağı anlamına geldiğine vurgu yapan Atlı Hong Kong hakkında:  "ABD yönetimi Hong Kong'un artık özerkliğinin kalmadığını, ilişkilerin de buna göre şekilleneceğini açıklamıştı. İngiltere tarafı ise, Hong Kong halkına İngiliz pasaportu verilmesinin yolunun açılacağını bildirmişti. Pasaport verilecek kişi sayısını ilk olarak 300 bin açıklayan, İngilizler daha sonra rakamı 3 milyona kadar çıkardılar. Çin yönetiminin de buna bir tepkisi oldu. Çünkü Hong Kong Çin'e bağlı özel idari bölgesi. Böyle bir girişim Çin'in iç içişlerine müdahale olarak kabul edildi. Hatta Çin Dışişleri Bakanlığı'ndan uyarı yapıldı ve İngiltere'den bu yaptığından geri çekilmesi istendi.” Dedi.

Altay Atlı, critürkçe haber merkezine yaptığı açıklamada ABD ve İngiltere ile birlikte birçok ülkenin Hong Kong konusunda ortak hareket etmesi konusuna da değinerek, İngiltere Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Çin eğer yeni güvenlik yasasını yürürlüğe sokarsa İngiltere'nin Çin'e karşı ülkelerle bir ittifak kurabileceğini açıkladı. Hong Kong üzerinden ABD ile Çin arasındaki mücadele bir kamplaşma haline gelmesi ve bu kamplaşma Hong Kong üzerinden şekil bulması gibi bir durum ile karşı karşıyayız. Burada ABD ve İngiltere'nin Hong Kong halkını ne kadar çok düşündükleri de ayrı bir tartışma konusu. Dünyanın daha fazla bir araya gelmesi daha çok iş birliği içinde olması gereken bir dönemde Hong Kong konusu giderek büyüyor. Kamplaşmanın yeni bir alanı hatta yeni bir öznesi oluyor. Bu da tehlikeli bir durum. Kamplaşma özellikle şu günlerde dünyanın en son ihtiyaç duyacağı şey." ifadelerini kullandı.

Güvenlik Yasasına Nepal’den destek

Nepal Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Bharat Raj Paudyal, Nepal'in Tek Çin politikasında ısrarcı olacağına işaret ederek, Hong Kong'un Çin'in bölünmez bir parçası olduğunu açıkladı.

Paudyal, geçtiğimiz cuma günü düzenlenen basın toplantısında, Nepal hükümetinin Hong Kong ile ilgili ulusal güvenlik yasası ile ilgili düşüncelerini açıkladı. Ülke içindeki barış, hukuk ve toplumsal düzeni korumanın bir devletin en önemli sorumluluğu olduğuna dikkat çeken Paudyal, Nepal'in diğer ülkelerin iç işlerine karışmama ilkesini izlediğini ve Çin hükümetinin Hong Kong Özel İdari Bölgesi'nde hukuki ve toplumsal düzenin korunması için harcadığı çabaları desteklediklerini vurguladı.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları