Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Cari dengede 2022'yi beklemeyelim!

12 Eki 2019

Küresel ekonominin olumsuz gelişmelerle ağır bir imtihan verdiği bu dönemde Türkiye geleceğe daha moralli bakıyor.

Enflasyon ve faizlerdeki aşağı yönlü hareket, dövizdeki istikrar, turizmdeki gelir artışı, dış ticaret ve cari dengede normalleşme yılsonu büyümesine müspet etki yapacağı yönünde. İstihdam çeken; tarım, tekstil, sanayi ve teknoloji alanlarında gerçekleştirilecek iyileştirmelerle işsizliğin bu yıl olmasa da gelecek yıllarda makul seviyelere ineceğini herkes biliyor.

2018 Ağustos’unda özellikle dış riskler ve siyasi çekişmeler neticesinde karşı karşıya kaldığımız kur ve faiz şokunu yeni yeni atlatıyoruz. Yurt dışı kaynaklı kur spekülasyonlarındaki dalga boyu, para ve sermaye piyasalarında alınan tedbirler ve iyileştirmelerle daha da küçüldü. TL varlıklarının dayanıklılığı tedbirlerin yerinde olduğunu gösteriyor.

Özellikle enflasyonda kalıcı iyileşmeyi sağlamak üzere Merkez Bankası (TCMB) tarafından politika faizindeki indirimler ve bu ay ve Aralık ayında da gerçekleştirilecek faiz hadlerindeki düşüşler fiyat istikrarı ile birlikte ekonomideki dengelenmeye önemli ölçüde destek verecek.

***

Tahminim o ki, Suriye’ye yönelik Barış Pınarı Harekatı, ekonominin pınarlarını da harekete geçirecek. Kazanılacak moral ve motivasyonla kamu/özel finans ve reel sektörün birlikteliği birçok sorunu yerinde halledecek. Faiz oranlarındaki düşüşle birlikte yurt içi talebin de canlanmasıyla reel büyüme yolunda ciddi bir trend gözlenecek.

Bu minvalde istihdam deposu tekstil sektöründen bahsedeyim… Türkiye’nin ilk 1000 ihracatçısı arasında 162 hazır giyim ve 69 tekstil firması yer alıyor. Firmalar Ar-Ge, teknoloji ve tasarıma yaptıkları yatırımla mevcut durumlarını daha güçlendiriyor. Öyle tahmin ediyorum ki kısa zamanda ilk bin ihracatçı içerisinde tekstil firmaları sayısını yarı yarıya yükselten bir ivme kazanacak.

Çünkü 2000’li yılların başından itibaren dünya tekstilini vuran Çin’e karşı ayakta kalabilen nadir ülkeler arasında Türkiye de var. Dolayısıyla markalaşmada önemin arttığı küresel dünyada tekstil sektörümüz her geçen gün ağırlığını hissettirerek gurur kaynağımız olmayı sürdürüyor.

Suriye’ye operasyon nedeniyle dövizde geçici bir yükseliş söz konusu. Hiç kimse telaşa kapılmasın… Dolar şimdiden G-10 gelişmiş ülke para birimleri karşısında düşüşe hazırlanıyor. Aynı zamanda ABD ile Çin arasındaki ticaret görüşmelerinde anlaşma olabileceği beklentisi gelişen ülke para birimlerini de dolara karşı destekliyor. Yakın zamanda piyasalar kendi dinamiklerine döner diye düşünüyorum.

***

Tabii bugünün gündemi cari dengede oluşan yeni rekor…

Malûmunuz Temmuz’da bu yıl ilk kez cari fazlayı yakalamıştık. Türkiye'nin cari işlemler fazlası 1 milyar 158 milyon dolar olurken 12 aylık cari işlemler hesabı 4 milyar 445 milyon dolar fazla vermişti.

Baskın rekor Ağustos’ta geldi… 12 aylık dönemde 5,1 milyar dolarlık cari fazla bu yılı cari açık vermeden kapatacağımızı da gösteriyor.

Cari dengedeki düzeltme enerji ve altın dışı ithalattaki daralmadan kaynaklandığı gözleniyor. Tabii altın ticareti ve turizm gelirlerindeki düzelme de cari dengede iyileşmeyi yukarı çektiği malûm. Mayıs 2018 yılından bu yana cari açıkta 63 milyar dolarlık azalış sağlamak da kolay olmasa gerek.

 Cari açık fazlaya çekilirken özel sektörün de yaklaşık 2 milyar dolarlık dış kredi ve tahvil borcunu kapattığını, son bir yılda da bu rakamın 20 milyar doları geçtiğini hatırlatayım. İkinci çeyrekten bu yana özel sektörden kaynaklanan 15 milyar dolara yakın para çıkışı da yine çeşitli kalemlerden karşılandı.

***

Cari fazlayı korumanın elbette yolu sermaye çıkışı kadar, hatta daha fazla içeriye dışarıdan fon çekmemiz gerekiyor. Yeni Ekonomi Programı’na (YEP) göre, 2020’deki cari açık hedefi GSYH’nin yüzde 1,2’si… 2021 yılında bu hedef yüzde 0,8’e düşürülüyor. Gerçek dengelenme ise 2022 yılı olarak gösteriliyor. Dolayısıyla bugünden bir şey söylemek doğru olmasa da hedefler üzerinden 2020 yılında en az 12-13 milyar dolarlık bir cari açıktan söz edildiği ortada. Bugünkü beklentilere göre yüzde 1,6 yani 16 milyar dolara yakın bir açık beklenti de söz konusu.

İnşallah gelecek yıllarda da bu performans aynen devam eder. İthalatın düşmesinden ziyade katma değerli ürünlerde ihracatın artması cari fazladaki umutları artırıyor. Ancak cari dengede daimiliği yakalamak için YEP hedeflerine göre 2022 yılını beklememiz gerekiyor gibi görünse de 2022 yılına kalmadan cari fazlayı sürdürülebilir hale getirmek elimizde.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları