Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Büyümede son çeyrek hamlesi

27 Eyl 2020

Merkez Bankası (TCMB) politika faizini 200 baz puan yukarı çekti. BDDK da yurt dışı türev işlemlerde vadede TL alım/satım limitlerini artırdı, kart kullanımında yeni düzenlemeler yaparak para politikasını dengeledi. Türkiye, Ekim ayı ile başlayacak yılın son çeyreğinde Yeni Ekonomi Programı (YEP) kapsamında büyüme ağırlıklı bir politika ile yılı pozitif kapatmayı hedefliyor.

Türkiye ekonomi yönetimi yılın son çeyreğine para ve maliye politikalarında aldığı yeni tedbirlerle yılın son çeyreğinde daha atak bir performans sergileyerek yılı pozitif büyüme ile kapatmak istiyor.

Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizinde 200 baz puan faiz artırımının ardından Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) yerli bankalarla yurt dışı bankalar arasında başta swap olmak üzere türev işlemlerde vadede TL alım/satımda oranları haftalıkta yüzde 1’den yüzde 2’ye, aylıkta yüzde 2’den yüzde 5’e, yıllıkta yüzde 10’dan yüzde 20’ye yükseltmesi para politikasını dengeye oturttu.

Ayrıca BDDK’nın kredi büyümesini engelleme adına yaptığı banka kredi kartlarındaki yeni düzenleme para politikalarındaki dengelemeye destek veriyor. Türkiye ekonomisi bundan sonra Haziran’dan itibaren toparlanma sürecine giren ekonomide üretimi artırmak için Yeni Ekonomi Programı (YEP) çerçevesinde yeni planlamalar yapacak. Kapasite kullanım ve sanayi üretimine ağır verecek Türkiye, Ekim ayı ile başlayacak son çeyrekte büyüme ağırlıklı bir politika izleyeceği tahmin ediliyor.

Piyasalarda ise yurt dışında güçlenen doların, yurt içinde de etkisi sürüyor.

4’üncü çeyrek ve yeni yıl

Küresel salgın sürecinde para politikasıyla dengelenme yaparak enflasyon ve kur görünümünü negatiflikten kurtarma yoluna giren ekonomi yönetimi şimdi hükümetin halen uyguladığı Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ilgili açıklamalarda bulunacak. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak gelecek hafta yeni YEP uygulamalarını aktarıp son çeyrek ve yeni yıla dair bir projeksiyon sunacak. Bu kapsamdaki açıklamalar bütçe, cari açık, büyüme, enflasyon, kur ve reel sektöre yönelik teşvik ve destekler YEP’in önemli konuları olacak.

İş dünyasının YEP ile ilgili “Programda ekonomik sorunlara karşı doğru tespit, teşhis ve tedbirler oluşturulmuş” beklentisini boşa çıkarmak istemeyen ekonomi yönetimi, Türkiye’yi pandemi sürecinden sağlıklı bir şekilde çıkarıp 2023 yılı hedeflerine yakın bir yere taşımayı hedefliyor.

3’üncü çeyrekle birlikte ekonominin yeni bir büyüme kanalına girdiği gözlenirken söz konusu durumun özel sektöre yeni bir moral verdiği, haftaya açıklanacak yeni YEP uygulamalarının ekonomiye daha da güçlü ve istikrarlı bir ivme kazandıracağı ve yılsonunun pozitif kapatılacağı tahminleri yapılıyor.

Pandemi hızı kesemeyecek

Haziran ayından bu yana toparlanma sürecine giren ekonominin üçüncü çeyrekte turizm gelirleri ve daha yüksek bir toparlanma ile 4’üncü çeyreğe sağlam gireceği öngörülüyor. Salgına karşı Türkiye ekonomisini güçlü tutan YEP uygulamalarının salgın sürecinden çıkışta da ekonomiye destek vereceği, özellikle üreten sektörlere, KOBİ’lere ve yatırımların desteklenmesine katkı sağlayacağı düşünülüyor.

İş dünyası, ekonomi yönetiminin salgın ve kur saldırılarına rağmen üretimi ayakta tutmasının önemine vurgu yaparken söz konusu destekleyici adımların her türlü olumsuzluğa karşı devam etmesinin memnuniyetini yaşadıklarını ifade ediyor.

Özellikle YEP ile Türkiye’nin nitelikli ve sürdürülebilir bir büyüme hedefine yöneldiğini ve bu hedefin pandemiye rağmen daha büyük destek ve teşviklerle sürdürülebilir şekilde yürütüldüğünü belirten iş dünyası, finansal istikrar ile sürdürülebilir üretimin sağlanmasını ortaya koyacak YEP’in yılsonunu pozitif tamamlamada önemli bir faktör olacağı kanaatini taşıdıklarını kaydediyor.

Yüzde 5’lik büyüme hedefi

Türkiye’nin 2020 yılı ile birlikte atağa geçtiğini, ancak pandemi sebebiyle istenen hedeflerin tutturulamadığını dile getiren iş dünyası yetkilileri, 2021 yılının bir çıkış yılı olması ve yüzde 5’lik büyüme hedefinin tutturulabilmesi için finans ve reel sektörün el ele vererek çıpaya uzanacağını belirtiyor. İşsizliğin önlenmesi, üretimde sürdürülebilirliğin yüzde 5’lik büyüme ile sağlanabileceğine vurgu yapan iş dünyası yetkilileri, para ve maliye politikalarının birlikte yürüdüğünü gösteren YEP ile daha güvenle ekonomiye baktıklarını, gelecek hafta Bakan Berat Albayrak’ın YEP kapsamında yapacağı açıklamaların fevkalade önemli olduğuna dikkat çekiyorlar.

Ekonominin sağlıklı yürümesi konusunda kredi büyümesindeki ivmeye daha dikkat edilerek, mevcut fonların tüketime değil de üretime yönelik olması gerektiğine işaret eden iş dünyası yetkilileri, geçen yıl hükümet tarafından yapılan “Değişim Başlıyor” temasının artık ete kemiğe büründüğünü ve bu değişimin mutlaka 2021 yılı itibariyle görmek istediklerini ve gelecek haftaki YEP toplantısında buna yönelik mesajlar beklediklerini kaydediyor. YEP’in üretim, enflasyon, istihdam, vergi ve finansman kanallarına yönelik daha belirleyici bir ivme göstermesinin gereğinin altını çizen iş dünyası, söz konusu alanların büyümenin bir anahtarı olduğunu dile getiriyor.

Kur geçişkenliği ve ihracat

İş dünyası yetkilileri, son dönemde ekonomide gerçekleşen spekülasyona dayanan dengesizliklerin para politikalarıyla dengelenmeye çalışıldığını, bundan böyle dengelenmeyle birlikte maliye politikalarının buradan aldığı güçle 4’üncü çeyrek ve yeni yıla daha güçlü girmek için çalışmalar yapması gerektiğini söylediler.

YEP ile dengelenme ve disiplin sürecinin en azından ilkesel olarak benimsendiği, değişime geçilirken pandemi sürecine girildiğini belirten iş dünyası yetkilileri, hem reel büyüme hem de Türkiye’nin döviz açığının karşılanması adına ithal ürünlerin ve bilhassa ham madde ve ara mamullerin yerlileştirilmesi ve döviz kurlarındaki oynaklığın mal ve hizmet fiyatlarındaki geçişgenliğine özel tedbirler alınması konusunda uyarılarda bulunuyor.

İhracatın artırılmasının ekonomik büyümeye ve özellikle Türkiye’yi her dönemde sorunlara sürükleyen dolarizasyonla mücadeleye büyük katkı verdiğine temas eden iş dünyası yetkilileri, ekonominin artık tüm paydaşlarıyla sahada olduğu bir Türkiye beklediklerini dile getiriyor.

Dolar güçlendi risk algısı değişti

Küresel ekonomide salgına yönelik endişelerin artması, petrol fiyatlarındaki gerileme ve ABD’de henüz pandemiyle ilgili bir ekonomik paketin açıklanamaması, büyüme tahminlerinin düşürülmesi, işsizlikte beklenen gelişmelerin olmasıyla yaklaşan seçimler doları yeniden riskli varlıklar arasına kattı. Doların yükselmesi altın ve gümüş başta kıymetli madenlerde fiyatların gerilemesine yolaçtı. Yurt dışında hafta sonu itibariyle 94,58’e tırmanan dolar endeksinin söz konusu şartlar dahilinde daha da yukarı gideceği ve 97’li zirveleri zorlayacağı tahminleri yapılıyor.

Yurt içinde ise dolardaki kuvvetlenme TCMB ve BDDK’nın para politikasında aldıkları tedbirlere rağmen bir miktar aşağı gelmesine karşılık yine devam ediyor. Dolar/TL kuru hafta başındaki agresif yükselişle birlikte haftalık bazda yüzde 0,88 yükseldi. Dolara yüzde 1,1 kazançla Borsa İstanbul (BIST) eşlik etti. Altın ise doların güçlenmesiyle uluslararası piyasalar ile birlikte yurt içinde de ciddi geriledi. Altın haftalık bazda yüzde 3,88 kaybettirdi. Euro/TL’nin de haftalık kaybı yüzde 0,99.  

Yurt içinde 1000 TL’lik bir yatırım, borsada 1010,1 TL, dolarda 1008,8 TL, euroda 990,1 TL ve altında 961,2 TL oldu.

Gelecek hafta piyasalar yurt içinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın Yeni Ekonomi Programı (YEP) ile ilgili yapacağı açıklamalar, dış ticaret dengesi, İSO PMI imalat verisi ve güven endeksi izlenecek. Yurt dışında ise ABD’de istihdam, GSYH, ISM imalat PMI, Avrupa’da enflasyon, PMI imalat, işsizlik, Çin’de PMI imalat endeksleri piyasaların gündeminde olacak.

BIST 100… Borsa İstanbul (BIST) 100 endeksi, en düşük 1.084,93, en yüksek 1.135,07 puanı gördükten sonra haftayı önceki hafta kapanışına göre yüzde 1,10 artarak 1.124,17 puandan tamamladı. Borsada TCMB ve BDDK’nın aldığı tedbirlerin iyimserliğinin bankacılık sektörü desteğinde devam etmesi bekleniyor. Endekste 1094 destek, 1140 ise direnç olarak takip edilebilir.

DOLAR/TL… ABD’deki zayıf ekonomik veriler ve siyasi çekişmeler doların yükselişine sebep oluyor. Doların yüksek seyri diğer ülke para birimlerine karşı değer kazanımlarını tetikliyor. Ancak TCMB ve BDDK’nın aldığı tedbirlerle dolar TL karşısında haftanın son iki günü yüzde 2,6 oranında değer kaybetmesine rağmen hafta genelinde yüzde 0,88 oranında prim yaptı. Haftayı 7,66 lira seviyesinde kapatan doların TCMB ve BDDK’nın aldığı tedbirlerle 7,50 lira seviyelerini deneyebileceği tahminleri yapılıyor. Kurda 7,55 güçlü destek, 7,70 ise güçlü direnç görünümünde.

EURO/TL… Avrupa bölgesinde son destek paketine rağmen pandemi sebebiyle ekonomideki zayıflık sürüyor. Euronun dolar ve diğer para birimlerine karşı değer kaybettiği haftada euro/dolar kurunun 1,16’lara inmesi Avrupa parasını iyice zayıflattı. Haftayı 8,8760 ile yüzde 0,99 kayıpla kapatan euro/TL’nin gelecek hafta euro/dolar paritesine bağlı olarak hareket edeceği tahminleri yapılıyor. Euro/TL kurunun haftaya 8,82 – 8,96 bandında hareket edeceği düşünülüyor.

ALTIN… Doların güçlenmesiyle haftanın en fazla kaybettiren yatırım aracı altın oldu. Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 3,88 kayıpla 455,80 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 3,88 azalışla 3.023,00 liraya geriledi. Geçen hafta 768,00 lira olan çeyrek altının satış fiyatı ise 739,00 liraya düştü. 456 liranın belirleyici olacağı külçe altında, en önemli desteklerin 454 ve 450, en önemli dirençlerin ise 458 ve 462 olacağı tahmin ediliyor. Uluslararası piyasalarda 1861 dolardan kapanan ons altında ise 1850 dolar desteği etkili oldu. Burayı kıramayan ons altın yeniden 1870 dolar seviyelerine hareket etti. 1870 doların kuvvetle aşılması durumunda 1900 dolarların yeniden deneneceği gözleniyor. Ons altın 1870’i aşamazsa yeniden 1850 desteğine dönmesi bekleniyor.

PETROL… Küresel salgın endişeleriyle haftayı 41 dolar seviyesinde kapatan brent petrolde ekonomilerde iyileşmelerin yeniden sekteye uğraması üzerine düşüş eğilimine girdiği gözleniyor. Uluslararası petrol stoklarındaki belirsizlikler de fiyatlarda kararsızlığı ortaya koyuyor. Brentin 40 doların üzerinde kaldığı sürece söz konusu seyri devam ettireceği, 42 doların üzerine çıkılması durumunda 44 dolarların yeniden gündeme gelebileceği öngörülüyor.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları