Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA
Son Yazıları

Belirsizliklerle nereye kadar?

04 May 2019

Enflasyonda zayıflama dönemi sürecine girildiğine dâir rivayetler fazla. Rakamlarla rivayetleri sıralasak iki yazı boyu yere ihtiyaç var. Ama asıl enflasyonda sorulması gereken "Tepe noktası"…

Enflasyonda olması gereken yere ulaştık mı, ulaşmadık mı? Veya enflasyon rakamları daha nereye kadar gider? Yok yok, söz konusu rivayetlere göre enflasyon nereye kadar gidemez? Bence en doğru soru bu zannederim!

Mâdem nisanda aylık bazda en az yüzde 2,5 manşet enflasyonda bekliyorduk da rakam niçin yüzde 1,69 geldi? Yıllık yüzde 20,33 bekliyorduk da niçin 19,50’ye demir attık?

Enflasyonun gidişâtında gerçek manada irdelenmesi gereken mahal burası!

Çoğu analist olayı zayıf talebe bağlıyor… Burası tamam… Ama bu talepsizlik gıda fiyatlarının yıllık yüzde 32’ye yaklaşmasına, Merkez Bankası’na karşı rezerv ve sıkılaştırmada yaşanan tartışmalara ve emtia fiyatlarındaki artışlara rağmen nasıl oluştu?

Buna cevap bulmamız lâzım… 

 

***

 

Maamafih enflasyon rakamları açıklandıktan hemen sonra döviz kuru ile faizin durumuna baktım. Kur ve faizin enflasyondan etkilendiğini pek görmedim. Dolarda hafif bir yükseliş var… Euroda ise hafif bir gerileme… Sebebi ise euro/dolar paritesi kaynaklı. Yani para ve sermaye piyasaları kur ve faiz konusunda enflasyona karşı oldukça temkinli…

Enflasyonun düşeceğine artık herkes inanıyor sanki… En azından analistlerin dediği baz etkisi var ya! İşte bu sebeple manşet enflasyon siyasette veya ekonomide önemli bir olumsuzluk olmadığı sürece yaz aylarında yerlerde sürünecek.

Keşke fiyatların son 4 ayda bir ileri bir geri yaptığı ortamda Merkez Bankası belirsizliklerini üzerinden atabilseydi de enflasyon bu ay yüzde 15’leri görseydi.

 

***

 

Piyasa analistlerinin pozitif bir şaşkınlık yaşadığını rahatça söyleyebilirim. Zirâ enflasyonun 0,21 puan da olsa bu derece aşağı yönlü boyun eğeceğini hiç kimse beklemiyordu. Bir analistin yorumunu da analiz ettim… “Bizim beklentimiz yüzde 2,2’ydi. Ama enflasyonun daha aşağıda gerçekleştiğini gördük. Bir bakıma şaşırdık...” diyor…

Şaşırmak lâzım tabi… Gıda fiyatları son 15 yılın zirvesine çıkmış. Aylardır gıdadan çeken enflasyon gıda fiyatlarının daha yükseldiği bir ayda gerilemesi hakikaten düşünülecek bir olay.

O zaman işi kalem kalem masaya yatıralım… Bu ay yüzde 1,4’lük artış ile gıda enflasyonu yıllık yüzde 31,86’ya gelmiş… Taze meyve ve sebze kalemi ise yüzde 3,7 düşse de işlenmemiş gıda tarafındaki yüzde 1,8’lik artış gıda enflasyonunu yüksek tutmuş. Ayrıca alkollü içecekler ve tütün kaleminin aylık yüzde 6,8 artması da enflasyonun yüzde 19’larda kalmasını desteklemiş…

 

***

 

İyi de bu enflasyonu aşağı çeken şey ne?

Olay şu… Fiyatlar ne kadar artarsa artsın, vatandaş giderek harcamaktan elini eteğini çekiyor… Veya ihtiyaçlarını ileriye öteliyor… Eline avucuna bakıyor… Olsa da olur, olmasa da olur, diyor. Nitekim bunu çeyreklerde ve yılsonu büyümelerde rahatlıkla görebileceğiz.

Merkez Bankası, 70 doların altına inmesinin muhal olduğu mahalde Brent’te petrol fiyatlarını hâlâ 67 dolar hesaplarken enerji maliyetlerinin ekonomiye nasıl yansıyacağını henüz hesaplayan yok gibi. Ya kur geçişgenliğine ne diyeceksiniz? Bir de siyasetteki angajmanlar devreye girerse riskler nasıl savulacak?

Ardından hiç kimse tüketici fiyatlarıyla üretici fiyatları arasında açılan makasa dikkat etmiyor… Bir tarafta yüzde 19,50… Diğer tarafta yüzde 30,12… Yaklaşık 11 puanlık bir açıklık… Peki bu makas nasıl izole edilecek? Üretici fiyatları artarken tüketici fiyatların gerilemesi ileriye potansiyel bir fiyat birikimi oluşturabilir mi, buna bakmak lazım derim.

 

***

 

Tabi enflasyon denilince faizler akla geliyor. Merkez Bankası bundan sonra nasıl bir projeksiyon izleyecek, takip hep o yönde. Kısa süreçte faizlerle oynamama sinyali aldığımız Merkez Bankası’nın sıkılaştırmadan vazgeçmesi diye bir yola gireceğini söylemek zor.

“Merkez, Haziran’da faiz indirimi için toplanacak” diyenlere, “Temkinli olun… Büyüme noktasında bu yılki zafiyetimizi kabul edip, gelecek yıla odaklanalım” derim.

Bakınız, ekonomik büyümenin öncü göstergelerinden İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) 46,8 olan Mart’taki değer Nisan’da 46,3’e geriledi. İstanbul PMI ile ilgili daha iyi sinyal verdi. Mart’taki 46,6 seviyesi Nisan’da küçük de olsa 46,8’e çıktı. Söz konusu değerler TL’deki zayıflığı daha da artırabilir.

Dolayısıyla Merkez Bankası’nın faizle dansında bu yılı es geçsek daha iyi olur kanaatimdeyim.

Son söz: Nisan ayı enflasyonundan benim anladığım; enflasyon görünümüne ilişkin belirsizliklerin henüz giderilememiş olması. Belirsizliklerin âcilen giderilmesi kanaatimce bugün için yapılacak en iyi iş.

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları