Evet, piyasalar gerildikçe geriliyor. Tabii beni şaşırtan ne İran ne de ABD. İran’ın Pers mantığıyla Basra Körfezi, Yemen, Irak, Suriye ve Doğu Akdeniz’de yayılmacı emellerini bilmeyenimiz yok. Uluslararası güçlerle işbirliği içinde olduğu da malûm. ABD’nin de İran’dan farkı yok, fazlası var… Saldırgan ve işgalci.

Dolayısıyla dalga boyunun alabildiğine yükseldiği bu zamanda bir satranç kurgusu içinde küresel askeri ve siyasi dengeler birbirlerine karşı güçlerini deniyorlar. Satranç oyununda vezir de, şah da, kale de, fil ve piyonlar yani gayeler ve hedefler belli. Sadece taktikler farklı. Gerginlik bir yerden kopacaktı. Bu defa en ince yerinden darbe aldı.

Böylece İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’nin Irak’ta ABD saldırısı sonucu öldürülmesiyle yeni yıla giren dünya, klâsik ancak konjonktür değiştirebilecek bir gelişmeyle daha hassas hâle geldi. Ortaya çıkan küresel değişim ve dönüşüm oldukça su kaldıracağa benziyor. Ağrılar, acılar, krizler giderek daha da sıklaşacak.

***

Nitekim Irak Hükümeti’nin ABD ordusunu ülkeden kovan beyanatı, buna karşılık ABD’den gelen “Irak’tan çekilmiyoruz” söylemiyle derinleşen bölgedeki jeopolitik risk, Süleymani’nin intikamı gerekçesiyle İran’ın Irak’taki ABD üslerine düzenlediği füze saldırılarıyla zirve yaptı.

Kasım Süleymani’nin defnedilmeden önce İran’ın Irak’taki ABD üslerine gerçekleştirdiği füze saldırısı aslında verdiği mesaj açısından önemi haiz bir durum olduğunu düşünüyorum. Allah bir zalimi bir zalimle ya ıslah ya da berbât eder. Kim ıslah, kim berbât olacak hep birlikte göreceğiz.

Zirâ tarih boyunca zulmün ve zâlimin bâki kaldığı görülmemiş. Zalimler hak ettiği cezayı bulmuş. Kur’an-ı Kerim’de de açık ikaz var… En’am Suresi 129’uncu âyeti kerimede mealen, “İşte biz, kazanmakta oldukları günahlar sebebiyle zalimlerin bir kısmını diğer bir kısmına böyle musallat ederiz” buyruluyor. Testi kırılacak, su yolunu bulacak… Tabii ders alabilene!

***

Dünyada küresel bir değişimden bahsettim. Dünya yeni bir parasal kapsama alanına doğru ilerliyor. Evet, 2008 yılında kopan büyük dünya krizini hatırlamayanımız yok. 2008 aslında küresel değişim ve dönüşümün miladı. O tarihten günümüze kadar yaşanan sıcak çatışmalar ise söz konusu küresel krizin sinir uçlarına yayılan elektriklenmeler ve kontaklar.

Konuyu biraz açayım… 18’inci yüzyıldan bu yana insanlığın yaşadığı sıkıntıların temelinde “altın” ve süper güçlerin yüksek borçlulukları yatıyor. Bugün bile süper güç denilen ABD’nin 22 trilyon dolar borcu bulunuyor. Altın krizine petrol ve diğer değerli madenler destek veriyor. Yani üretim olmadan altına dayalı boş kâğıtlarla devlet ve saadet olmuyor… İşin özeti bu!

Wall Street bankerlerinin cemaziyel evvellerini anlatacak değilim, merak edenler tarihi açıp okurlar. Bankerler, tefeciler ve rantiye sistemi, üretimi erteleyip kâğıt biriktirmeye başlayınca 1873, 1929 ve 2008 gibi büyük küresel krizleri doğurdular. Gözü aç sistem doymadı, Birinci Dünya ardından İkinci Dünya savaşlarını hortlattı, milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu.

***

Dolayısıyla 1816 yılında Britanya İmparatorluğu’nun altını dünyaya tek değer birim kabul ettirmesi ve küresel para birimini altına dayalı sterline bağlamasının ardından oluşan krizler neticesinde altınların bankerler maharetiyle Wall Street’e götürülmesiyle oluşan dolar paradoksu bugün yoğun bakımda.

İngiltere’nin denizde İspanyolları, karada Napolyon’u mağlup ettikten sonra 1815 yılındaki Viyana kongresiyle tescillenen gücü, Wall Street olarak günümüze yansısa da Bretton Woods sisteminin artık gidecek yeri yok, duvara dayandı. Karşılığı olmayan boş kağıtlarla yapılan üç kağıt ekonomisinin nefes alacak durumu kalmadı.

Wall Street bankerleri şimdi altlarının boşaldığını gördüğü için yatırımlarını altın, petrol, diğer kıymetli madenler ve gıdaya direkt olarak yapıyor. Wall Street bankerleri kimseyi dinlemiyor. Mamafih trilyonlarca dolar borca sahip ve varlık sebebi Bretton Woods’a bağlı olan ABD’nin elinden dolar silahı giderek kayıyor. Tarihte bankerler vasıtasıyla Londra’dan New York’a akan altının bundan sonra Çin’e yani Çin parası Yuan’a veya başka sağlam bir para birimine yönelmeyeceğini kimse iddia edemez. Kavga buradan çıkıyor!

Altındaki hassasiyet yani fiyatlardaki sert yükseliş ABD – İran veya Ortadoğu’daki çekişmelerden değil Bretton Woods sisteminin çözülmesiyle alâkalı. 2013 yılından bu yana en yüksek 1611 doları gören altın fiyatlarının şimdi bana 2000 doları geçmeyeceğini söyleyebilir misiniz?