Sınıfta kaldık
9 ay önce göreve başlayan Merkez Bankasının ilk kadın Başkanı Hafize Gaye Erkan görevinden affını isteyerek istifa etmesi haberi geldi hafta sonu gece yarısı.
Nedenleri, niyeleri konuşuldu yazıldı bir daha da ben de yazmayayım.
Özellikle Amerika finans çevrelerinde görev aldığı kurumlardaki başarıları ile bilinen Hafize Gaye Erkan tahminimce yakın zamanda yine Amerika’ya döneceğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Hafize Gaye Erkan’dan boşalan TCMB Başkanlığına 9 ay boyunca Erkan’ın yardımcılığını yapan Fatih Karahan’ı atadı.
Başkan değişikliği ile piyasaların ve para politikalarının nasıl etkileneceği hemen konuşulmaya başladı ama ekonomi çevreleri kalıcı bir etkileşim sorunu olmayacağı düşüncesinde.
Para politikası duruşunda bir değişiklik olmadığı sürece gerek içerde gerekse de yabancı yatırımcılar nezdinde bir algı değişikliği beklentisi yok görünürde.
Yeni başkan Karahan başkanlığında toplanan Merkez Bankası 2024’ün ilk enflasyon raporu bilgilendirme toplantısında enflasyon tahminlerinde önceki sunuma göre değişikliğe gidilmeyeceğini açıkladı.
Buna göre de 2024 yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 36.
Karahan toplantı sonrası düzenlediği basın toplantısında 9 ay boyunca başkan yardımcısı olarak beraber çalıştığı Hafize Gaye Erkan’a teşekkür ederek başladığı konuşmasına
enflasyonda bozulma olursa gözden geçirileceğini, faizin de mevcut seviyede sürdürüleceğini belirtti
—————————
Hepinizi derinden yaralayan, yaşamları, hayalleri değiştiren, yok eden asrın felaketi 6 Şubat depreminin 1. senesinde Hatay’daydım.
Akşam geldim Antakya’ya.
Yolda yaklaşırken şehre, karanlığın fazlalığı yanan ışıklardan ne yazık ki çok fazlaydı.
Şehre giriş ile beraber tamamı yıkılmış veya boşaltılmış, hasar almış evler, içlerinde eşyaları kalmış binalar, yapılar…
Bir sağlık kuruluşuna gitme durumum oluştu gece hastane aradık navigasyonla gittiğimiz hastane kapalıydı hemen yanına konteynırdan oluşturulan sahra hastanesine gittiğimde dehşete düştüm.
Her şeye, imkansızlıklara rağmen gelen hastalara yardımcı olmaya çalışan gencecik doktorlarımızın çabaları görülmeye değerdi.
Ellerinden geldiğince steril alan oluşturmak isteseler de mümkünlükten uzak olan bu durum çok üzdü beni.
Şehirdeki eczanelerde yeterince ilaç olmaması yüzüne tedavilerde ilaç yazarken yaşadıkları sorunları anlattılar.
Verdikleri bir ilacı yine başka bir konteynır kent içinde bulunan nöbetçi eczaneden aldım.
Eczacı ellerinde olan ilaçları günlük hastanelere bildirdiklerini ona göre doktorların o ilaçları yazmalarını söylediklerini iletti.
İlaç sıkıntısının çok fazla olduğunu belirtti.
Aklımın almadığı birçok şey yığıldı düşüncelerime...
O gecenin sabahına kadar bu gördüklerimin üzüntüsüne sabah şehirdeki yıkım sonucu her şeyin olduğu gibi kaldığı, hiçbir şekilde hasar alan terkedilmiş binaların etraflarında bir önlem alınmadığın, yolların depremin yarattığı hasarla aynı şekilde kullanılmaya çalıştığını, suların, kanalizasyonların yollara aktığını, çamur içinde büyük çukurlu sokaklarını görünce çok sevdiğim Hatay’ı depremden sonra mevcut yerel yönetim ve hükümetin şehirdeki yetersizliğinden dolayı bu şekilde görmek çok fazlasıyla üzdü beni.
İnsanlığımıza verilen değerin Hatay il sınırları içine giremediğimi gördüm.
Halk çok öfkeli.
Evlerinden uzak, bir gecede değişen hayatlarında ki hüznü, çaresizliği görmek, duymak çok üzüntü verici.
Ama her şeye rağmen gülümseyen yüzler...
Salep satan köprübaşındaki gençler...
“Çay ücretsiz bizde çaya para alınmaz” diyen güzel yürekli gencecik arkadaşım, dükkanlarını kısmen açan esnaflar umudun hep var olduğunu gösteriyorlar.
Gece yarısı Konaklamayı yapacağım oteldeki güler yüzü ile beni çok mutlu eden Furkan ile sabah konuştuk ailesi ile otelde çalıştığını, evlerinin yıkıldığını, yeni hayatlarında tüm zorlukları ailesi ile göğüslemek için el ele verdiklerini söylediğinde gözlerindeki ışıltı umudu ile, güler yüzü ile beni benden aldı.
Depremde enkazda bulduğu Tarçın ismini verdiği köpeğinin bir gün önce kaybolmasının üzüntüsü, bulana ödül vereceğim ilan yayınladım demesi sevgi dolu yüreğini görmemi fazlasıyla sağladı Furkan’ın.
İstediğin zaman konuşalım Furkan diye ayrıldık sevgiyle çalıştığı Konak Avula otelden.
Hatay çok güzel bir coğrafya ve şuna eminim ki yıkılan Ortodoks kilisenin hemen yanındaki duvara ‘sevgiden tuğlalarla yeniden kuracağız bu kenti’ yazısı yazılı o söz boşa yazılmamış.
Siyasilerin kendi aralarında ki düellolarına bırakmayalım güzelim Hatay’ı.
Sınıfta kalmış insanlık şu an oralarda ama hepimiz bir şeyler düşünür ortak paydada buluşup bir ucundan tutarsak Hatay ayağa çabucak ve çok sağlam kalkacaktır ben yürekten inanıyorum ve bu oluşumda yer almak için de üzerime düşeni yapmaya da hazırım.
Medeniyetler şehri, gastronomisi, tarihi dokuları ile hepimizin o topraklara,
Hatay’ a bir borcu var…
Ortak hedefte birleşilirse o borç ödenmeye başlayacaktır.
Hadi o zaman insanlığımız sınıfta kalmış yeniden başlayalım Hatay’ı ayağa kaldırmaya!