Tarımsal ekonomide değerler
Geçen hafta ülkemizin gastronomisindeki yelpazeden den kısacık bahsetmiştim. Biraz daha söylemek istediklerim var aslında...
Bereketli toprakların üzerindeki güzelim ülkemizin nimetleri çok değerli çok ayrı.
Her yörenin kendine özgü ürünü, yetiştiriciliği, hasadı bile bir şenlik aslında...
Mesela buğday, mesela fıstık, mesela zeytin…
Ceylanpınar’a hiç yolunuz düştü mü?
Eğer bir gün gitmek isterseniz mayıs sonuna denk getirin gidişinizi...
Zira ilçe sınırlarının 70 km öncesinde başlayan bereketli topraklarında hasat şenliğinin ilk başlangıcıdır mayıs ve sezonda 4 hasat alınır o topraklarda…
TİGEM Ceylanpınar Üretme Çiftçiliği sınırlarıdır işte o ilçeye 70 km önceden başlayan sınırlar ve bir hasat cümbüşü olur tarlalarda yaz boyunca...
Fıstık da önceden de belirtmiştim, ülke fıstık üretiminin yüzde 80 i sanılanın aksine Gaziantep’ten ziyadesi yetişir Şanlıurfa da...
Renkli hasat dönemi eylül ortası isot ile başlar, fıstıkla devam eder, “beyaz altın” pamuk ile biter Harran Ovası’nda...
Ki pamuk üretiminde ülkede yüzde 43 Şanlıurfa’da yetiştiriliyor.
Gaziantep’in kırmızı toprakları da yaz boyunca bereket verir üreticisine... Fıstıkla, zeytinle başlayan hasat sezonunun en renklisi özellikle Oğuzeli bölgesinde bugünlerde bereket meyvesi nar ile taçlanıyor…
Gaziantep’in eşsiz yemeklerinin ana sebepleridir o bereketli topraklarında yetişen ürünler...
Yazmaya kalktığımızda bitmeyecek lezzetleri tarifsizdir…
Firik duydunuz değil mi?
Buğdayın hasadı sonrası toprağın leziz bir vedasıdır firik ve o damaklardaki isli tadı efsanedir…
İşte böylesi ülkemizin her bir yöresi kendine özgü ürünleri ile yarışır kendi arasında...
Bakıldığında Güneydoğu illeri GAP yatırımları ile de beraber ihracatını bu yıl yüzde 28’lere katladığını görüyoruz.
GAP ülkenin en önemli kalkınma projelerinden 33 senedir ve tarımdan sanayiye, turizmden enerjiye, sosyal projelere aksa evir çok önemli başlıkta bölgeyi kalkındırıyor.
GAP’ın kuruluşu da -ki öncelikli yatırımların başında olan- enerji ve sulamada da hedefler fazlasıyla aşılmış durumda.
Gaziantep baklavasına o muhteşem tadı veren sade yağ Şanlıurfa üretiliyor.
Sadece Gaziantepli bir ünlü baklava firması sadeyağını üretimini Şanlıurfa’da köylerden 4 bin köylü üreticiye ürettirdiğini söylesem ne dersiniz?
Sadece bir ürün için oluşturulan istihdam ve yapılan ekonomik kalkınmaya bakar mısınız?
4 bin köylüye yıllık 200 ton sade yağ üretimi için ödenen rakam yaklaşık 10 milyon civarı…
Böylelikle hem yöresel hayvancılığa hem de bölge ekonomisine katkıda bulunan bu çalışma sadece damaklarda o eşsiz kaliteyi yaşatmak için...
Bilenler bilir beni.
Özellikle gıda ürünleri konusunda fazlasıyla takıntılıyımdır.
Gerçekten sevdiğim damak tadı dışında olmayan ürünleri almam, yerinde lezzetleri taşmayı severim, ürün bitti ise gerçekten bu işi en iyisini yapan yerlerde dostlarım var üretici onlardan alırım.
İyi bir peynir, zeytin, zeytinyağı...
Çok önemlidir benim için en iyi en doğru işletmeciden alırım.
Salçayı, birebir Şanlıurfa’nın yakıcı güneşinde özenle hazırlayan güzel dost İsotcu Reşo’dan alırım mesela...
Reşo arar arada “Senin biber, salça bitmesi yakın yenisini yolluyorum” der…
Kimyasal, sanayi üretimi yapanlara bir şey elbette demiyorum onlarda olacak arza talebe göre elbet ama inanın doğal ürünler yerinde yetişen ürünler gerçekten çok değerli.
Domates… Amerika, Kanada ve AB ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin mutfağının en önemlisi kurutulmuş domates İzmir de Torbalı bölgesinde üretiliyor. Bölgedeki ovaları kırmızıya bürüyen domates üreticinin her dönem yüzünü fazlasıyla güldürmekte.
Domatesin en iyi kurutma güneşi olan bölge Torbalı tarıma dayalı sanayileşmede de rol modellik yapan, yaklaşık 100 ülkeye kurutulmuş domates ihraç eden çok değerli bir ilçemiz…
Bölgede yılda kurutulan domates 10 bin ton civarında ve bu domateslerden elde edilen kurutulmuş domatesler yıllık 900- 1000 ton ve bu üretimin tamamı ihraç ediliyor.
New York da her sene haziranda düzenlenen önemli bir gıda fuarı vardır Fancy Food Show… İşte o fuarda bir keresinde tanıştığım Kaliforniyalı bir firma yetkilisi ile saat tutmadım ama uzun bir süre sadece Kurutulmuş domatesi konuşmuştuk.
Bölgenin iklim şartları sebebiyle yılın neredeyse her döneminde domates yetiştiriciliğinde önemli bir rol oynadığını öğrendiğim de özellikle iklim şartlarını kıskanmadım değil.
Ama bakıldığında istenilen kalitenin bizim ülkemizde, Torbalı’da olduğunu öğrenmek elbette ki çok mutlu etmişti.
Aynı konu içinde bir diğer ürün ise kayısıydı.
İleri tarım yöntemleri ve teknoloji olarak yakın takip ile üretilen rengi, şekli itibarı ile cezbedici yanı olmasa da Kaliforniya kayısısı bizim Malatya’mız da üretilen kayısının elbette yanından bile geçemeyecek tatsızlıktaydı.
Hani denir ya biz kıskanıyorlar, gerçekten kıskanılacak fazlasıyla değerimiz, bu üzerinde yaşadığımız bereketli coğrafyanın birbirinden has ürünleri, lezzetleri fazlasıyla hem tarımsal ekonomi de hem ihracat noktasında hem de iç pazarda yüzleri güldürmekte…
Elbette günümüzde değişen gıda çeşitlilikleri de var. Özellikle Y-Z kuşağı tarafından fazlasıyla gündem olmuş bitki bazlı beslenme ve buna bağlı inovatif ve lezzetli gastronomi trendinin de öncülerinden olmaya başlaması dikkat çekici.
Ama yine de bereketli toprakların, coğrafyanın fazlasıyla cömert davrandığı ülkemizde her anlamda birbirinden lezzetli ürünler çok daha uzun yıllar boyunca doğru tarım uygulamaları, işletimsel doğruluklar ile yapıldığında damaklarımızı şımartmaya kim ne derse desin devam edecektir.
Sizi bilmem ama gerçekten bir yemek, bir lezzet özlenir mi derseniz bence özlenir… İşte insan kendinden yola çıkarak değerlerine sahip çıkabilir ise eşsiz lezzetleri de olan gastronomisi ile tarımsal gıda ürünleri, tarımdaki sanayileşme ve uygulamalarda ki doğruluklar ile de tüm dünyaya tek başına böylesi dik durabilir.