Olaylar olaylar
Bu haftanın en önemli başlığı elbette ki Esat ve Bass rejiminin 61 yıl sonunda sona ermesiydi. Ortadoğu'nun haritasının değişimlik sürecine en son eklenen halka da bu oldu diyebiliriz. Peki şimdi ne olacak sorucu tüm dünya da akıllardaki tek soru aslında Suriye için.
13 yıldır devam eden iç savaşın sonunda muhalif güçlerin Şam da kontrolü eli geçirmesiyle büyük bir dönem de bitti Suriye’de.
Beşar Esad için Rusya’ya kaçtı haberleri teyide muhtaç olarak en yüksek ihtimallerde.
Cumhurbaşkanı Erdoğan suskun ve birazda şaşırmış durumda sanki Rusya’nın açıklamaları karşısında Esat ile ilgili.
Ülke üzerine hesaplar ardı ardına yapılan şu günlerde yıllardır ülkesinden uzak yaşayan Suriyelilerin bir kısmı dönüş kararlarıyla tekrardan ülkelerine dönüyor.
Suriyelilere en fazla kucak açan hatta yaşamımızın içinde dahil olmalarına izin verilen ülke Türkiye bu geri dönüşü yürekten destekleyici olarak gözükse de bana göre elbette fazla da istekli gözükmüyor.
Yıllardır ülkemizde yaşayan, her türlü ekonomik ve sosyal destek verilen, işverenlerin bile tercih ettiği, fabrikaları, işletmeleri kurulmasına müsaade edilen bazı Suriyeliler var ki asla bana göre Türkiye’yi kurulu bu refah düzenlerini bozup da Suriye’ye dönmeyeceklerdir.
Bu benim düşüncem bir kez daha belirteyim de…
Bu süreç sancılı evet ama inandırıcı bir gelişme geri dönüşler için şu an pek de olası gözükmüyor.
Türkiye güvenli ve gönüllü geri dönüşlerinin sağlanması ve ülkenin yeniden imarı için çalışmalarını sürdüreceklerini açıklaması yaparak Suriye ye geri dönüşleri hızlandırıcı eylemleriyle yanlarında olduğunu bir kez daha belirtse de dediğim gibi az bir kesim ger dönecek düşüncesindeyim…
———
Ve bu haftanın en önemli bir diğer konusu da elbette 2025 asgari ücretin belirlenmesi süreciydi.
Komisyon ilk toplantısını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığında geçtiğimiz Salı günü gerçekleştirdi.
Bakan Işıkhan toplantı sonrası “Güncel istihdam verilerimiz en önemli göstergemizdir vurgusunu yaparak sürekli artan refahımız milletimize daha fazla istihdam olarak geri dönmektedir” açıklamasıyla da ayrı bir tartışma konusu olabilecek bir başlık ile özetledi toplantıyı.
Şimdi gözler 16 Aralık’ta yapılacak 2. toplantıda.
Asgari ücretin kısa açıklamasını yapmak gerekirse; çalışan kesimlerde ücret işçinin temel geliri kaynağı ve bu kaynak ücretinin işçi için olan hayati önemi yaşamının genel ihtiyaçlarını sadece sabit ücret geliri ile karşılanmasıdır diyebiliriz.
Asgari ücretin yükselmesi ile ekonomi de hızlı bir silsile devreye girerek bütün sektörlerde ki ücretlerin artmasına ki bunlara temel ihtiyaç, gıda, vs uzayıp giden bir liste devreye giriyor.
Böylelikle de GSMH içinde ki ücret payının da artmasına yol açıyor elbet.
Ve tabi asgari ücretin yükselmesi en düşük gelir grubu içinde ki asgari ücretlilerin gelir payının da yükselmiş olacağını da işareti elbette.
Ama tüm bunlara rağmen günümüz ekonomisinde her alanda beredeyse otomatiğe bağlı hale gelen yüksek artışlar refah düzeni etkisini zaten çoktan silip süpürmüş durumda.
Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik duruma bakıldığında her bir tarafı savaşlarla çevrili bu coğrafya da kendi ekonomisini dengelerde tutabilme çalışmaları yersiz kalıyor diyebiliriz.
Aslında son 2 haftadır gastronomi ısmarladı olarak adlandırılan Michelin ödülleri ve bu ödüllerle ilgili yakından takip eden biri olarak düşüncelerimi yazacaktım ama gündem malım hızla değişmekte olduğundan başlık da içerik de yine gündem hızı ile değişiverdi.
2024’ün son 2 haftasına girerken son iki hafta yazı başlıklarım ve içerikleri belli ama dediğim gibi gündemin ışık hızı ile değiştiği bir coğrafya da yaşıyoruz o yüzden önceden kestiremediğimiz birçok haber bekliyor olabilir yüksek ihtimal ile kapı eşiğinde.
Haberin de gündeminde hayırlısı diyelim her ne kadar örneğine son dönemlerde az rastlar olsak da…
Öyle değil mi?