Dolar $
32.26
%-0.04 -0.01
Euro €
34.69
%-0.05 -0.01
Sterlin £
40.32
%-0.19 -0.07
Çeyrek Altın
3925.94
%-0.01 -0.44
SON DAKİKA
Son Yazıları

Bizde olmayan tek şey ortak sinerji!

08 Kas 2019

2023 yılında Türkiye Cumhuriyeti'mizin 100'üncü kuruluş yıldönümünü kutlayacağız. Şunun şurasında 4 sene gibi kısa bir süre kaldı.

Evet, ekonomi tarafında 2023 yılına dair hedeflerimiz vardı. Büyümede, kişi başı gelirde, dış ticarette, işsizlikte ve enflasyonda varılacak noktalar belirlenmişti.

Tabii hedefleri belirleyen hükümetler… Rakamlar, 1963 yılından bu yana yayınlanan ve güncel olarak Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından hazırlanan 5 yıllık kalkınma planlarıyla tespit ediliyor.

İşte 2023 yılı yani devletimizin 100’üncü kuruluş yıldönümüne dair hedefler ilk kez 2013 yılında 10’uncu Kalkınma Planı’nda sahneye çıktı. O günlerde hedeflerin yakalanabileceğine yönelik düşünceler bugüne göre daha fazla ağır basıyordu.

Çünkü o yıllarda enflasyon ve faizler gerçekten oldukça düşüktü. Yüzde 7’lik yıllık enflasyon ve gösterge tahvil faizi Mayıs 2013’te yüzde 5,1 ile tarihi en düşük seviyeyi görmüştü. Dolar/TL kuru 1,8 bile değildi.

***

Ancak 2013 yılının ardından yaşanan ekonomik sıkıntılar sebebiyle TL’nin döviz karşısında değer kaybetmesi makroekonomik göstergelerde ciddi hasarlar yaptı. Döviz fiyatlarının artmasıyla enflasyon yükseldi. Yükselen enflasyonu faizler takip etti ve ardından işsizlik oranları çığ etkisiyle yükseldi de yükseldi.

Gelinen noktada 2013 yılında ortaya konan 2023 yılı hedeflerinin tutturulması oldukça zorlaştı. 10’uncu Kalkınma Planı rafa kaldırılırken hazırlanan 11’inci Kalkınma Planı ile olması gereken rakamlar tekrar kamuoyu ile paylaşıldı.

İsterseniz 10’uncu ve 11’inci Kalkınma Planları’ndaki revizeleri küçük bir anekdotla hatırlatayım…

2 trilyon dolarlık GSYH 1,08 trilyon dolara, kişi başı milli gelir 25 bin dolardan 12,244 dolara, 500 milyar dolarlık ihracat hedefi 227 milyar dolara, yüzde 5 işsizlik yüzde 9,9’a, yüzde 5’lik enflasyon hedefi ise tek haneli rakamlarla değiştirildi.

Revizede en büyük etken yıllara yönelik hedeflerin tutmaması oldu.

Yalnız revizelerin Türkiye’nin iç siyaset ve ekonomisinden kaynaklandığı gibi görünse de 2008 küresel krizini atlatamayan dünyadaki ekonomik durgunluk da rakamların revize edilmesinde etkili olduğunu söylemeden geçmeyeyim.

***

İyi de, Türkiye’nin hakikaten 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat yapacak kapasitesi yok mu, sorularına muhatap oluyorsunuz ve duymamazlıktan gelemiyorsunuz. 2023 yılı için 2013’te 500 milyar dolarlık ihracat hedefi belirleyen Türkiye, ne oldu da birkaç yıl içinde el frenine sarıldı, rakamları yarı yarıya aşağı çekti?

“Zarar, kârın kardeşidir” derler, ticaret bu! Bir yıl iyi gider, diğer yılda istediğini alamazsın… Ya da beklemediğin bir kazançla karşılaşırsın… Fazla kafayı takmadan, moralini bozmadan işine, gücüne bakacaksın… Mukavemetini kaybetmeyeceksin!..

Ekonominin hesap kitap olduğunu söyleyen çok olur ama gerçekte öyle değil… Ekonomi şayet arz/talep ilişkisiyse bu ilişkinin reelde matematikle pek alâkası yok. Ekonomi daha çok psikoloji ve sosyoloji üzerinde yüzüyor. Yani, insan davranışlarının içinde yer alan üretme, alışveriş ve satın almanın ekonomi gibi görünse de psikolojik ve sosyolojik bir tabanı olduğunu dile getirmek istiyorum.

Son kalkınma planında olmasa bile 500 milyar dolarlık ihracatın 2023 yılında çok rahat bir şekilde gerçekleştirilebileceğine inananlardanım. Bunu da bir ideal veya temenni değil, ülkenin potansiyeline bakarak ifade ediyorum.

***

1929 Büyük Buhranı’nda savaştan yeni çıkmış ülkemizin ekonomik olarak krize karşı verdiği mücadeleyi dünkü yazımda özet de olsa anlattım. Türkiye’mizin tarım, sanayi ve teknolojiden başlayarak bugün dünyanın en çok talep ettiği birçok değere sahip olduğunu, eldeki kaynakların yeterince verimli şekilde kullanılamadığını bir kez daha söylemekten çekinmiyorum.

Zira geçen aylarda kaleme aldığım sadece su ürünleri sektöründen dahi, şu andaki ihracatın en az 7-10 katı yüksekliğe ulaşabileceğimizi delilleriyle ortaya koymuştum. Diğer sektörler de farklı değil!..

Şimdi işlenmeyi bekleyen madenlerimiz, daha fazla üretim yapılmasını gerektiren tarım ve hayvancılığımız, cari açıkta birinci kalem olan enerjiye yönelik yerli kaynakların kullanılmasını elzem hale getiren onlarca iş kapımıza dayanmış....

EVSİD Başkanı’mız Burak Önder’in dediği gibi, Türkiye, ihracatta hinterlandının bir Hollanda’sı… Bir Singapur’u… Bir Dubai’si… Bir Panaması ve Hong Kong’u olmaması için hiçbir sebep yok!

Potansiyel var… Kapasite var… Akıl ve alın teri var… Bizde olmayan tek şey ortak sinerji!

10-12 bin dolarlık gelir hedefiyle 2023’e kadar devam etmek ve en az 4 yıl daha orta gelir tuzağında debelenip durmak bence bu kadar yüksek güce sahip olan Türkiye’ye yakışmıyor!

Yazarın Son Yazıları
Yazarın En Çok Okunan Yazıları