Bazı yerlerde ekonomik olarak bazı yerlerde de dini olarak farklı yatırımlar yapmışız. Bu her zaman gurur verici. Bu yazıyı yazmamdaki bir neden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Venezuela Başkanı arasındaki telefon görüşmesi. Venezuela seçimlerin hayırlara vesile olması temennisini dile getiren Cumhurbaşkanımızın sözleri oldu. Türkiye’nin Venezuela’daki diyalog sürecine destek vermeye devam edeceğini, Venezuela halkına huzur, refah ve esenlik dileklerini ifade etti.

İşte buradan yola çıktım. Binlerce kilometre uzaktaki bir ülke ile alakamız ne kadar olmalı. Afrika’ya gittiğimde görüyorum. Çin ta nereden gelmiş harıl harıl çalışıyor. Ya da bizim Afrika’nın güney doğusunda yaptığımız tarım kimin işine yarıyor. Ya da hakikaten Tarım mı yapılıyor. 

Gelelim Türkiye’nin Latin Amerika’daki çalışmalarına…

Türkiye’nin Latin Amerika’daki varlığı ve etkisi 2002 yılından bu yana sürüyor. Bu durumu ülkemizden kaç kişi biliyor ve bu onları ne kadar ilgilendiriyor.

Türkiye’nin Latin Amerika’daki varlığı ve etkisi; ekonomik, diplomatik ve kültürel alanlarda önemli artarak güçlenmektedir. Artan ticaret ve yatırım fırsatları hem Türkiye hem de Latin Amerika ülkeleri için ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor. 

Türkiye, Latin Amerika ülkeleriyle ticaret hacmini artırmak için aktif olarak çalışıyor. İş konseylerinin kurulması, fuarlara katılım ve tanıtım faaliyetleri temel stratejiler oldu. Bu ekonomik etkileşim hem Türkiye hem de Latin Amerika ekonomilerine fayda sağlayan artan ticaret ve yatırım fırsatlarına yol açtı. Tabi bu konularda bazı kişilerin usulsüz bir şekilde zengin olması limanların kullanılması da ara sıra gündeme geliyor. 

DEİK, Türkiye ile Latin Amerika ülkeleri arasındaki ekonomik ilişkileri geliştirmek amacıyla çeşitli faaliyetler yürütüyor. Latin Amerika’da MÜSİAD’ın varlık gösterdiği ülkeler, bu bölgedeki ticari ilişkilerin geliştirilmesine yönelik önemli adımlardan biridir. MÜSİAD’ın Latin Amerika’da temsilciliklerinin bulunduğu ülkeler arasında Brezilya, Meksika, Venezuela, Şili ve Kolombiya yer almaktadır. TÜSİAD da bu konuda geride kalmadan Türkiye’nin Latin Amerika’daki ticari varlığını güçlendirmek amacıyla çeşitli projeler ve iş birlikleri geliştirmekte. Latin Amerika’daki ekonomik ve ticari ortamı analiz eden raporlar ve yayınlar hazırlayarak Türk iş dünyasının bölge hakkında bilgi sahibi olmasını sağlamaktadır. Yani ekonomiyi etkileyecek tüm takımla o bölgede varız. 

Sadece ekonomi dünyasında değil diplomatik olarak da atılımlar yapıyoruz.  Türkiye, yeni büyükelçilikler ve konsolosluklar açarak bölgedeki diplomatik ayak izini önemli ölçüde genişletti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ınki gibi üst düzey ziyaretler, siyasi bağları daha sağlam bir hale getirdi. Bu diplomatik çabalar, çeşitli ikili ve çok taraflı konularda iş birliğini kolaylaştırarak Türkiye'nin bölgedeki stratejik ortak rolünü güçlendirdi.

Diplomasinin bir de Kültürel diplomasi ayağı var.  Türkiye'nin Latin Amerika'ya yaklaşımının temel taşı aslında kültür olmuştur. Eğitim değişimleri, kültürel etkinlikler ve Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı'nın (TİKA) faaliyetleri gibi girişimler karşılıklı anlayışı ve iyi niyeti² teşvik etmiştir. Bu kültürel etkileşim, Türkiye'nin olumlu bir imajının oluşturulmasına yardımcı olur ve halklar arasında daha derin bağlar kurulmasını teşvik eder.

Tüm bu çalışmaların ülkelere yansıyan faydalar Ekonomik Büyüme, Stratejik Ortaklıklar, Güçlenen diplomatik bağlar, Türkiye'nin küresel meselelerdeki etkisini artırır ve Latin Amerika ülkelerine değerli bir ortak sağlamıştır. Daha önce de yazdığım gibi  Kültürel değişimler, karşılıklı anlayışı ve iş birliğini teşvik ederek daha sağlam ve çok yönlü ilişkiler için yol açmaktadır.

Türkiye'nin çok boyutlu dış politika yaklaşımı, güçlü ve faydalı ilişkiler kurmak için ekonomik, diplomatik ve kültürel araçları kullanarak Latin Amerika'da önemli bir oyuncu olmasını sağlamıştır. Çalışmalar hız kesmeden devam etmektedir.  2002’de kıta genelinde 6 olan diplomatik misyon ve büyükelçilik sayısı, 2024 yılı itibariyle 18’e yükselmiştir.

Kıta’nın Türkiye’ye uzak bir coğrafya olmasına rağmen, bölgenin vadettiği jeopolitik geleceği iyi okumuş ve bölgeye dair stratejik bir açılım gerçekleştirmiştir. 

Türk dizileri ve filmleri, Latin Amerika’da büyük ilgi görmüş ve kültürel etkileşimi artırmıştır. Gittiğim birçok ülkede yerel halk benim dahi bilmediğim Türk dizilerini bana sorup oyuncuları tanıyıp tanımadığımı öğrenmek istediler. 

Atılan adımlar, Türkiye’nin Latin Amerika ile uzun vadeli ve sürdürülebilir ilişkiler kurmasına önemli katkılar sağlamaya devam edecektir.