SON DAKİKA

Turizm endüstrisi için ekonomik analiz...

Bu yazımda dünya Turizminin bir ekonomik analizini yapmak istedim. Çünkü son günlerde yaşadığımız savaşlar ve ekonomik sınırlamalara bir de Trump vergileri eklenince ortalık harman yerine döndü. Birçok insan artık tatil yapma süresini uzatmak için çeşitli yollar arıyor. Bazen dijital göçebe oluyor bazen de tatil için gittikleri yerde iş bulup kalıyor.

2023 yılında iş ekonomisindeki her 14 işletmeden yaklaşık 1'i 13 milyon kişiyi istihdam eden turizm sektörlerine aitti.

Yine aynı yıl turizm sektöründe faaliyet gösteren her 4 işletmeden 3'ü yiyecek ve içecek hizmeti veren (%58) veya konaklama (%16) faaliyetinde bulundu. Yapılan araştırmadaki bir sonuç da Avrupa Birliği'nde turizm sektörlerindeki işletmelerin yarısından fazlası yaklaşık %57si İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya'da bulunuyor.

Avrupa Birliği'ndeki (AB) turizm endüstrileri hakkında mevcut en son istatistiklere baktığımızda ilginç göstergelerle karşılaşıyoruz. Bu yazımda ne yazık ki ülkemizdeki istatistiklerin son halini size ulaştıramıyorum. Çünkü bu tür çalışmalar henüz sonlanmamış. Elime geçince hemen yazacağım.  Turizm istatistikleri, konaklama sektörüne (konaklama hizmeti sağlayıcılarından toplanan veriler) veya talep tarafına (hanehalklarından toplanan veriler) odaklanırken ve esas olarak fiziksel akışlarla (turistik konaklama yerlerinde geçirilen varış veya geceler veya bir ülkenin sakinleri tarafından yapılan geziler) ilgili olsa da, resmi istatistiklerin diğer alanlarından elde edilen ekonomik verilere de dayanmaktadır. Özellikle, yapısal iş istatistikleri (SBS) ve kısa vadeli iş istatistikleri (STS). Böylece, birçok ülkenin ekonomisi ve işgücü piyasaları için önemli bir motor olan turizm sektörünün kullanıcıları da tüm ülke nüfusunu ilgilendiriyor. Örneğin ülkemizde turizm sektöründe en fazla harcama yeme içme konusunda yapılıyor. Nüfusumuzun çok az bir kısmı turizm amaçlı gezilere katılıyor. Yine size Avrupa Birliğinde yapılan bir istatistiği vermek istiyorum. Hollanda, Lüksemburg, Finlandiya, Fransa ve Avusturya'da yaşayan her dört kişiden üçünden fazlası turizme katıldı. Yani hemen hemen tüm nüfus gibi sanki değil mi. AB'de ikamet edenlerin %67'si 2024'de en az bir kişisel seyahat gerçekleştirmiş. Avrupa’da seyahat yaşı 15 yaş ve üzeri. Bizim mahalledeki 15 yaşındaki çocuklar başka semte giderken ailesinden izin alıyor.  Şaka bir yana, kişisel amaçlarla tatil, eğlence, arkadaş ve akraba ziyareti gezisi yapan kişiler ülkemizde çok fazla değil. Bunun bir sebebi de ekonomik tabii ki.  

Mesela, AB Üye Devletleri arasında da büyük farklılıklar var. Katılım oranı bakımından Bulgaristan'da % 27,8 turistik seyahat yapıyor bu rakam Hollanda için % 83,7. Gezen bilir ama para yoksa okuyan bilir demek lazım galiba...  

Seyahat eden halk, ekosistemde etkili ve çok yönlü bir rol oynadıkları için (örneğin, talep sürücüleri, destekçiler ve tüketiciler olarak) güçlü değişim elemanlarıdır aslında. Tüketici tercihleri daha sürdürülebilir ve sorumlu seyahat seçeneklerine doğru evrildikçe (25 ila 34 yaş arasındaki anket katılımcılarının %86'sı seyahatleri sırasında çevre dostu seçenekleri tercih ediyor), gezginler çevre dostu uygulamalara olan talebi sürdürme gücüne ve fırsatına sahipler. Ayrıca, bilinçli seçimler yaparak ve doğru paydaşlarla etkileşim kurarak gerçek kültürel deneyimleri destekleyebilirler. Sektör, ilgili bilgilere erişim sağlayarak ve eğitim ve farkındalık kampanyaları yoluyla sorumlu seyahat davranışını teşvik ederek bu karar almayı kolaylaştırabilir, çünkü çoğu gezgin tatilleri veya seyahatleri sırasında aktivite seçimlerinde esneklik gösteriyor.

Sektör toparlanıp gelişirken, daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunma potansiyeline sahip önemli fırsatlar da ortaya çıkmaya başlar. Bu fırsatları değerlendirerek, paydaşlar küresel zorlukları ele alan ve gezginlere ve yerel topluluklara gelişmiş değer sağlayan yenilikçi çözümler geliştirebilirler. 

Buradan çıkan sonucu şöyle anlayabiliriz. Kurumsal kalitenin ekonomik büyüme üzerindeki etkisinin bölgeler ve gelir düzeyleri arasında farklılık gösterdiğini görüyoruz. Kurumsal çerçevelerin genellikle daha güçlü olduğu yüksek gelirli ülkelerde, turizm gelişiminin ekonomik büyüme üzerindeki olumlu etkisi daha belirgin olduğu ortaya çıkıyor. Tersine, düşük gelirli ülkelerde, turizmin ekonomik büyümeyi sağlama potansiyelini engelleyebilecek daha zayıf kurumlar ve daha yüksek siyasi istikrarsızlık seviyeleri nedeniyle kurumsal kalitenin etkisi daha az önemli kabul ediliyor. Avrupa Birliği ve Dünya Turizm Örgütünün ortaya çıkardığı bu bulgular, turizm politikalarının etkinliğinin bir ülkenin ekonomik ve kurumsal bağlamına bağlı olabileceğini göstermektedir.

ajet 160x600
Hepsi burada 160x600