Enerjide vizyon atakları
Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası ile Konrad-Adenauer-Stiftung Türkiye Temsilciliği Bosphorus Forum'u altıncı kez düzenledi. Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği Başkan Yardımcısı ve Linde Gaz Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Mert Kumbaracı, oturumunda sunduğu içerikle, yeşil hidrojen sektöründeki hızlı gelişimin altını çizdi. Linde Gaz, dünyanın en büyük hidrojen üreticisi.
Türkiye’de çok önemli hamleleriyle, sektörün oluşumundan gelişimine her adımında söz sahibi. Kumbaracı, Suudi Arabistan’da dünyanın en büyük üretim tesisinin kuruluşuna başlandığını duyurarak bir kez daha ‘vizyon’ vurgusu yaptı.
Yeşil hidrojenin, üretiminden taşınmasına, kullanımından depolanmasına her aşaması ayrı uzmanlıklar gerektiriyor. Linde’nin ürettiği çözümlerden biri de yerinde üretim. On-Site üretim ile, yeşil hidrojen ihtiyacı olan sanayiciye, kullanacağı yerde üretim yapılabiliyor. Bu da, hem taşıma hem de depolamada önemli maliyet avantajı sağlıyor.
Kumbaracı şöyle diyor: gaz formunda taşımak şu an için ideal görünüyor, amonyaka dönüştürerek taşımak da tercih ediliyor. TANAP gibi mevcut doğalgaz boru hatları, da kullanılabiliyor. Ama bizim öncelikle üretim potansiyelini hayata geçirmemiz gerek. Vrupa Birliği, Avustralya ile bile anlaşmalar yapıyor. Kuzey Afrika’da ticaret ve üretim hedefliyor. Oysa biz çok daha yakınız. Suudi Arabistan’da dünyanın en büyük hidrojen üretim merkezi kuruluyor. Biz (Linde Gaz), karbon yakalama teknolojimiz ile de orada olacağız. Maalesef, başlangıç mavi hidrojen ile olacak çünkü yüzde beş doğal gaz kullanmak zorundayız. Ama, 2027’de 27 milyon ton karbon elde edilecek. Bu da ayrıca değerlendirilmelidir.
Uluslararası yapılar da vizyoner yaklaşımları ile Türkiye’yi güçlendiriyor.
-------
Hindistan’da yeşil hidrojen mecburiyeti
Hindistan parlamentosu, geçtiğimiz hafta enerji dünyasına ışık tutacak bir dönüşüme girişiyor. Yeni bir mevzuat oluşturan Hindistan,, yasal süreç tamamlandığında, ağır sanayi için yeşil hidrojen zorunlulukları getirmeyi planlıyor.
Yeni yasa, çelik üreticileri, petrol rafinerileri, gübre ve çimento üreticilerinin belirli miktarlarda yeşil hidrojen satın alma mecburiyetinin önünü açıyor.
Hindistan, enerji tüketicilerini ve kimyasal madde üreticilerini belirli bir miktarda “fosil olmayan” enerji veya ham madde satın almaya zorlamasına izin verecek. Potansiyel olarak yeşil hidrojenin Hindistan'ın enerji sektörüne de girmesinin önünü açacak önemli bir yasa çıkardı.
Hindistan Parlamentosu'nun üst meclisi Rajha Sabha tarafından geçen hafta kabul edilen Enerji Tasarrufu (Değişiklik) Yasa Tasarısı, hükümetin fosil olmayan enerji veya hammaddenin "belirlenmiş tüketiciler” tarafından belirli oranlarda satın alınmasını zorunlu tutuyor.
Ancak payın ne olabileceği veya kimin "belirlenmiş tüketici" olabileceği konusunda daha fazla ayrıntı verilmedi.
Avrupa Komisyonu, 2030 yılına dek 10 milyon ton yeşil hidrojen üretme , 10 milyon ton da ithal etme kararını aylar önce açıklamıştı.
ABD, 100 milyar dolarlık enflasyonu önleme paketi içinde yeşil hidrojeni ayrı bir başlık olarak incelemiş ve üretim teşviklerini dile getirmişti.
Suudi Arabistan, dünyanın en büyük yeşil hidrojen üretim tesisinin kuruluşuna başladı.
Almanya, Namibya ve Gambiya ile ‘üretirseniz alırız’ içerikli ön anlaşmalar imzaladı.
Dünya, fosil yakıtlardan çıkışta, yeşil hidrojeni en önemli ikame maddesine dönüştürüyor.
Üretirken saf oksijen elde ediliyor.
Tüketirken, atık saf su oluyor.
Karbon emisyonu sıfır.
Hatta, su sorununa bile çözüm desteği olabilir yorumları var.
İlk Japonya, peşinden Kanada, ABD, kısa süre sonra 27 AB üyesinin 17’si, yeşil hidrojen stratejilerini açıklamıştı.
Bizim de stratejimizin hazırlandığı, bakanlıkta son aşamada bulunduğu bilgisi verildi.
Bir an önce açıklanmalı, somut adımlarla üretim ve kullanıma geçmeliyiz.
Çünkü, coğrafyamız, kader değil, zenginliğimizdir!
------
Verdİ, Aida ve Noel baba
24 Aralık Noel Babanın çocukları sevince boğduğu gün değil sadece. Bundan tam 141 yıl önce, 1871’de 24 Aralık günü Verdi’nin başyapıtı Aida Operası ilk kez sahnelenmiştir. O dönemde Osmanlı toprağı olan Mısır’da, Süveyş kanalının açılışı kutlaması, bu operayla yapılmıştır. Osmanlı’nın zor günleri bile, Verdi’ye 150 bin Frank ödenmesini engellememiş, Mısır Hidiv’i İsmail Paşa’nın siparişi gerçekleşmiştir. Osmanlı istedi, Verdi besteledi, Süveyş açıldı, Mısır’da gala yapıldı, Osmanlı dağıldı, dünya kültür mirasına bu büyük eser de kaldı.
Vizyon, sadece iş dünyasında değil, sanatta da sporda da belirleyici. O eşsiz Zafer Marşı bile, Aida’ya hayranlık için yeterlidir. Bize düşen de, enerjiden sanata, İsmail Paşa gibi alanlarındaki her vizyonere şapka çıkarmak, saygıyla anmaktır.
----------
Sporda 69 yıllık gelenek
Gilette-Milliyet 69. Yılın Sporcusu Ödülleri, bu yıl 69. kez düzenleniyor. Onlarca, yüzlerce tasnif, yarışma, değerlendirme geride kaldı, Milliyet yılmadı! Atilla Gökçe’nin deyimiyle, diğerleri sprinter, bu bir maraton anlayışı, o yüzden uzun soluklu, hep olacak. Spor bakanı, federasyon başkanları, kulüp yöneticileri, bürokratlar ve elbette evsahibi gazeteciler… Onlarca adayın içinden, sporseverlere sunulacak adaylar, büyük jüri tarafından belirlendi.
Spor Bakanı Dr. Mehmet Kasapoğlu, jüri toplantısında, uluslararası arenada bu yıl 51 branşta 5000’den fazla madalya kazanıldığı söyledi. Sporda büyük atılım var.
Yarışma için aday belirlenemeyen, Balkan ikincisi olabilen bir sporcuyu yılın sporcusu seçmek durumunda kalan yarışmadan bugünlere… Şimdi, olimpiyat ikinciliğini bile büyük üzüntüyle karşılayan bir alana dönüştü. Karar vermekte çok zorlanılacak bir seçim gerçekleşecek.
Bu artık bir yarışmanın da ötesinde, büyük bir spor markası.
Türkiye’nin en güçlü sponsorlarından P&G ailesi üyesi Gilette ve diğer markaları, takım ve birey desteğiyle çok zamandır çok branşta var. Ama Olimpik Anneler gibi organizasyonları ile de spora bakışını sergilemekten kaçınmıyor. Çocuğuna spor yaptıran her anne “Olimpik Annedir” diyerek annelere eğitim veriyorlar. Hedef, çocukların doğru spora yönlenmesine destek olmak. 24 binden fazla anne ile buluşulmuş. Bütün bu anlayış, bu yarışmanın başlığı altında buluşuyor. Bu kez jüride yer alamayan büyük kayıplar da var; adına Paralimpik Ödülleri verilmesi önerilen Yavuz Kocaömer gibi, Hıncal Uluç gibi, Halit Kıvanç gibi… Her birine, “ağabey” diyerek hitap edebildiğim ustalar, artık anılarımda.
Yarışmaya nice yıllara diyorum, ustaları bir kez daha saygıyla anarken…