Dağ turizmi
Havalar yavaş yavaş soğumaya başlayınca bir de okullar tatil olunca hemen dağ turizmi hakkında neler var bir baktım. Baktım ki artık dağ otellerini sevindiren kar yağışı yok. Oysa bu dönemde benim gençlik yıllarımda kar kış olurdu. Durum böyle olunca da dünyadaki ayrı bir değeri olan "dağ turizmi" konusundaki görüşlerimi aktarmak istedim.
Dağ turizmi, belirli bir manzaraya, topoğrafyaya, iklime, biyolojik çeşitliliğe flora ve faunaya ve yerel topluluğa özgü belirgin özelliklere ve niteliklere sahip tepeler veya dağlar gibi tanımlanmış ve sınırlı bir coğrafi alanda gerçekleşen bir turizm faaliyeti türüdür. Geniş bir yelpazede açık hava eğlence ve spor aktivitelerini de kapsar. Ben Ekim ayında Alp dağlarında dolaştım. Uzun yürüyüşler yaptım. Dağ başı deyip geçmeyin. Patika yollar oldukça kalabalıktı.
Dağ turizmi, diğer ekonomik faaliyetlerle olan tamamlayıcılığı, GSYİH'ye ve istihdam yaratmaya katkısı ve talebin zamana (mevsimsellikle mücadele) ve daha geniş bir alana yayılmasını sağlama kapasitesi nedeniyle yerel ekonomik büyümeyi ve sosyal değişimi teşvik etme açısından yüksek bir potansiyele sahiptir.
Dağ turizmi, doğanın sunduğu eşsiz güzellikleri keşfetmek isteyenlerin vazgeçilmez tercihlerinden biri haline gelmiştir. Yüksek irtifalarda, temiz havada ve muhteşem manzaralar eşliğinde yapılan bu tür turizm hem fiziksel hem de ruhsal sağlığa olumlu etkileriyle bilinir. Yapacağınız bu seyahatlerde size mutluluk veren konuları şöyle sıralayabilirim.
Doğa ile bağ kurma: Hızlı şehir hayatından uzaklaşmak, doğanın kalbinde huzur bulmak isteyenler için dağlar ideal bir kaçış noktasıdır.
Macera ve heyecan: Dağ yürüyüşü, tırmanış, kayak gibi aktiviteler, adrenalin tutkunları için eşsiz deneyimler sunar.
Sağlıklı yaşam: Temiz hava, düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenme, dağ turizminin sunduğu önemli faydalardandır.
Kültürel zenginlik: Dağ köylerindeki yerel halkın gelenek ve göreneklerini keşfetmek, farklı kültürlerle tanışmak için harika bir fırsattır.
Dağ turizminin olumlu yönleri olduğu kadar olumsuz yönleri de tabi ki vardır. Ekonomik katkı sağlayarak Yerel halkın gelir düzeyini artırır. Doğal güzelliklerin korunması da olumlu bir örnektir. Doğayı koruma bilincinin artmasına katkı sağlar. Fiziksel ve ruhsal sağlığı destekler.
Doğaya saygılı olmak en büyük görevimizdir. Çevreye zarar vermemek için çöp bırakmamak, ateş yakmamak ve belirlenen yollardan ayrılmamak önemlidir. Ziyaret edilen bölgelerin yerel halkına saygı göstermek, kültürel alışveriş için önemlidir. Ayrıca dağ köylerinden taze gıda da pek lezizdir.
Sonuç olarak, dağ turizmi, doğayla iç içe unutulmaz deneyimler yaşamak isteyenler için harika bir seçenektir. Ancak bu deneyimi güvenli ve sürdürülebilir hale getirmek için herkesin sorumluluk alması gerekmektedir.
Biliyorsunuz ki, Türkiye turizm sektörünün 2024'te rekor kıracağı tahmin ediliyor. Sektör uzmanları hem ziyaretçi sayısında hem de gelirde benzeri görülmemiş bir büyüme öngörüyor.
Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı'na göre, 2024'ün ilk dokuz ayında Türkiye 49,2 milyon ziyaretçi ağırlayarak 46,9 milyar ABD doları gelir elde etti. Bu, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ziyaretçi sayısında yüzde 9, gelirde ise yüzde 7'lik bir artış anlamına geliyor. Kış turizmi merkezleri de üzerlerine düşen görevleri yerine getirecek ve bu yıl beklenen hedef tutturulacak. Bu arada unutmayalım ki artık ülkemizi ziyaret eden uzak doğu ülkeleri vatandaşları da artıyor. Amerika Birleşik Devletleri, Çin ve Güney Kore'den gelen turistlerde kayda değer bir büyüme görüldü. Kültür ve Turizm Bakanlığı’na göre, Eylül ayına kadar 312.000'den fazla Çinli ziyaretçi geldi ve bu bir önceki yıla göre %84'lük bir artışı işaret ediyor.
İşte ister yaz ister kış turizmi diyelim. Her konuda farklı dünya insanı için hizmet üretelim ve Turizm gelirlerimizi kaliteli turistlerle artıralım.