Dolar $
32.57
%0.07 0.02
Euro €
34.96
%0.38 0.13
Sterlin £
40.71
%0.14 0.05
Çeyrek Altın
3960.87
%0.08 2.96
SON DAKİKA
FİNANS Çarşamba 21 Temmuz 2021 17:04

SIKI PARASAL DURUŞ EKONOMİDE DENGE

Genişleyen krediler ve harcamaları sınırlayarak talep yönlü unsurları kontrol altına alan Merkez Bankası (TCMB), fiyatlama davranışları, enflasyon beklentileri ve finansal piyasalarda oluşan dış risklere karşı tampon oluşturarak hükümetin cari işlemler ve bütçe dengesinde elini kolaylaştırıyor.

Sıkı parasal duruş  ekonomide denge

Sedat YILMAZ

Merkez Bankası (TCMB), mevcut para politikasıyla dış ve iç risklere rağmen ekonomiyi rahatlatırken hükümetin uyguladığı maliye politikalarına da kolaylık sağlıyor.

Uygulanan sıkı para politikası ve dış ticaretteki olumlu seyir ile birlikte cari işlemler dengesinin pozitif bir seyre girdiğini 14 Temmuz’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı sonunda yayınladığı metinde açıklayan TCMB, sıkı parasal duruşun kredi kartı, banka kartı ve ihtiyaç kredilerindeki genişlemeyi dengelediğini, diğer yandan reel faiz politikasıyla portföy yatırımlarına dair kanalın geniş tutulduğunu ve bu durumun cari işlemler açığını aşağı baskıladığını belirtiyor.

Banka, son 4 aydır yürürlükteki enflasyon üstü faiz uygulamasının döviz satışlarında, enflasyon beklentilerinde, piyasadaki fiyatlama davranışlarının normal seyretmesinde etkili olduğunu ve tüm risklere karşı koruma görevi üstlendiğinin altını çiziyor.

Hükümetin önünü açıyor

Para politikalarıyla enflasyonun maliyeti ve kısa vadeli aktivist uygulamalara yönelik piyasa ile kamuoyu iletişimini sağlam tutan, elindeki açık piyasa işlemleri, karşılık oranları, reeskont ve zorunlu devir araçlarıyla piyasalarda denge oluşturan TCMB, kur, faiz ve enflasyonun oluşturduğu sorunlara karşı hükümetin uyguladığı maliye politikalarının önünü açıyor.

Genişleyen krediler ve harcamaları sınırlayarak talep yönlü unsurları kontrol altına alan TCMB, fiyatlama davranışları, enflasyon beklentileri ve finansal piyasalarda oluşan dış risklere karşı tampon oluşturarak hükümetin cari işlemler ve bütçe dengesinde elini kolaylaştırıyor.

Bir yandan politikalarıyla ödemeler dengesi de denilen cari açığın iyileşmesini sağlayan TCMB, toplam iç - dış talebi yönlendirme, enflasyon ölçütünde reel ve nominal faiz uygulamalarıyla merkezi yönetim bütçesinin hedefler doğrultusunda gerçekleşmesine ve bütçede faiz dışı vermeye destek oluyor.

Elinde çok sayıda araç var

Banka genel dengeyi sağlamak ve ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla para politikası araçlarını yerinde ve zamanında kullanmada hassasiyet gösteriyor. Daraltıcı ve genişletici para politikalarıyla direkt enflasyon, talep, tasarruf ve faiz hareketlerine yön veren Merkez Bankası, fiyat istikrarı, döviz kuru ve faiz oranı istikrarı ile tam istihdam için sade politikalarla piyasaya yön veriyor. TCMB sahip olduğu faiz oranları, açık piyasa işlemleri, zorunlu karşılık oranları, reeskont oranları ve döviz işlemleri araçlarıyla ekonomiye nefes aldırıyor.

Merkez Bankası, küresel sorun haline gelen enflasyon üstü faiz uygulamasıyla daraltıcı para politikasını ekonominin üzerinde tutuyor. Piyasadaki para arzını kısmaya yönelik politikalar üreten banka, birinci görevi olan fiyat istikrarını tam olarak yerine getirmeye çalışıyor.

Sıkılaştırma bir fırsat

Daraltıcı para politikasıyla tüketici taleplerini azaltmak ve tüketicileri tasarruf eğilimine yönlendirmeye çalışmak olan söz konusu uygulama, bir önceki başkan Naci Ağbal döneminden bu yana politika faizini yüksek tutarak, talebin düşmesi sağlanıyor. Gıda, ulaştırma ve hizmetlerdeki enflasyonun giderek arttığı bir dönemde uygulanan daraltıcı para politikasıyla tüketici talepleri azaltılıyor ve faiz oranları yükseltilerek tüketiciler tasarrufa yönlendiriliyor.

Sıkı parasal duruş olarak da adlandırılan daraltıcı para politikası, faiz oranlarındaki yükseklik sebebiyle tüketici tasarrufa yönlense de bu defa yatırımlarda düşmeler oluşabiliyor. Yatırımcı enflasyon ve faizin yüksek olduğu dönemlerde reel faize göre hareket ederek yatırım giderlerini öz kaynaklarından yapıp finansman maliyetinden kurtuluyorlar. Yatırımcılar sıkı para politikalarını fırsat olarak da kullanıp yatırımlarını çok daha ucuza gerçekleştirebiliyorlar.

Genişleme ve sıkı duruş

Merkez Bankası’nın uyguladığı genişletici para politikası dönemlerinde yatırımlar, istihdam ve harcamalar artıyor, ancak bu defa enflasyon yükseliyor. Yatırım maliyetleri ucuz olsa da hem iş dünyasının hem de hane halkının borcu artıyor. Merkez Bankası sıkı ve genişlemeci politikaları dengede tutarak ekonomiyi ne soğutuyor ne de fazla ısınmasını sağlıyor.

Para arzı salgın döneminde dengeli bir şekilde artırılıyor ve yerine göre daraltılıyor. Enflasyon bazlı faiz oranları aşağı yönlü bir seyir aldığında yatırımcılar planladıkları yatırımlara hız veriyor. Arzın yükseldiği ve talebin daraldığı dönemlerde ise genişlemeci politikalarla durgunluk ortamından çıkılıyor. Söz konusu politika işsizliğe karşı da iyi geliyor.

Sıkı politikalar dahilinde açık piyasa işlemleri olarak tanımlanan politikayla TCMB tahvil satım işlemleri gerçekleştiriyor. Satılan tahviller para arzını daraltıyor. Genişlemeci politikada ise yani bugün pandemiye karşı verilen ekonomik mücadelede olduğu gibi tahvil alımlarıyla para arzını artırıyor ve piyasadaki parayı artırıyor.  

merkez-i

Zorunlu karşılık ve reeskont

Merkez Bankası’nın elindeki diğer araç ise zorunlu mevduat oranları… TCMB tüm bankaların elindeki mevduatların bir kısmını belirlediği oran nispetinde kendi hesabında tutuyor. Zorunlu karşılıklar artırıldığında TL değer kazanıyor ve maliyeti artıyor. Bunun sonucunda faiz oranları yükseliyor ve insanlar tasarrufa yöneliyor.

Merkez Bankası reeskont ile de piyasayı ve para arzını düzenleyebiliyor. Herhangi bir bankanın elinde bulunan ve daha ödeme zamanı gelmemiş senetleri bankanın kendi belirlediği şartlar karşılığında Merkez Bankası’na iskonto ettirerek para çeviriyor.

Hatta reeskont kredisiyle TL verip karşılığında döviz alınabiliyor. Reeskont kredileriyle Merkez Bankası’na döviz geliri sağlanıyor. TCMB rezervlerinin iyileşmesiyle de döviz fiyatlarında düşüş ve dolayısıyla da enflasyonda bir gerileme söz konusu oluyor.

Bütçede açık düşüyor

Aylık bazda açık vermeyi sürdürse de bütçe, Ocak – Haziran döneminde açığını yaklaşık 3,5 kat düşürdüğü, üstüne üstlük bir de faiz dışı fazla verdiği gözleniyor. Geçen yılın ilk 6 ayında bütçe 109,5 milyar lira açık veren bütçede, 2021 yılının ilk 6 aylık döneminde 32,5 milyar lira oluştu.

Bütçe kalitesini gösteren faiz dışı denge de yine Merkez Bankası’nın uyguladığı politikalarla hükümetin bütçedeki elini rahatlattığı görülüyor.

2021 Haziran bütçesinde faiz harcamaları hariç performansı ifade eden faiz dışı denge 15,6 milyar lira açık verdi. Bütçedeki faiz dışı gider de 104 milyar lira olarak ölçüldü.  Bu yılın ilk 6 aylık diliminde yani Ocak – Haziran döneminde merkezi yönetim bütçesi 58,3 milyar lira faiz dışı fazla verdi. Söz konusu dönemde faiz dışı giderler yüzde 16 artışla 572,5 milyar lira oldu. Aynı dönemde vergi gelirleri yüzde 47,9 artarak 496,9 milyar liraya ulaştı.

Faiz dışı denge iyimser

Faiz ödemeleri kalemi incelendiğinde yüzde 49,5 artışla 9,4 milyar liralık bir faiz ödemesi görülüyor. Faiz ödemelerindeki yükselişin enflasyon kaynaklı borçlanma maliyetlerinin artışından geldiği ortaya çıkıyor. Fakat yine de hem bütçe dengesi ve hem faiz dışı dengenin yılsonuna doğru daha olumlu bir seyir içinde olacağı gözleniyor.

Diğer taraftan 2021 Mayıs ayı cari denge rakamlarına bakıldığında en azından geçen yıla göre daha iyimser bir tablo ortada.  Ödemeler dengesi Aralık 2020’de aylık 3 milyar 210 milyon dolar açık verdi. 2020 toplamında ise oluşan cari açık 36,7 milyar dolar. 12 aylık dönemde oluşan cari açık da 31,8 milyar dolar. Yani giderek azalan bir cari işlemler açığı söz konusu. Turizm ve dış ticaret gelirlerinin artmasıyla yılsonuna doğru cari açık daha makul seviyeye dönebilecek.

Küresel enflasyon baskısı

TCMB 14 Temmuz PPK toplantısına ilişkin yayınladığı özetteki salgın tedbirlerine bağlı enflasyon vurgusunun yanında cari açığa yönelik açıklaması dikkat çekici. Bankanın toplantı özetinde, “Küresel talepteki hızlı toparlanma, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve taşımacılık maliyetlerindeki artış uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine yol açmaktadır. Yükselen küresel enflasyon ve enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri önemini korumaktadır… Politika faizlerinin tarihsel ortalamaların oldukça altında seyrettiği gelişmekte olan ülkelerde normalleşme sürecinin başladığı ve bazı merkez bankalarının faiz artırımına gittiği görülmektedir. Bu görünüm, bir önceki PPK dönemine göre küresel finansal koşullarda artan belirsizliklere ve bir miktar sıkılaşmaya işaret etmektedir… Üretici fiyatlarındaki yükseliş ve bu yükselişlerin tüketici fiyatları üzerinde yarattığı baskının, gelişmiş ülkeler dâhil olmak üzere, küresel ölçekte belirginleştiği izlenmektedir…” ifadeleri enflasyon vurgusunu açıkça gösteriyor.

Aynı özette, kredi piyasası ve iktisadi faaliyete ilişkin göstergelerin yanı sıra döviz kuru oynaklığı ve ithalat fiyatlarındaki gelişmeler doğrultusunda enflasyon üzerindeki talep ve maliyet yönlü etkilerinin önemini koruduğu belirtildiği ve bu doğrultuda daraltıcı para politikası yani sıkı parasal duruşun söz konusu sorunları yumuşattığı belirtiliyor.

TCMB aynı özette, “Uygulanmakta olan sıkı para politikası, krediler ve iç talebi sınırlayarak bir yandan talep yönlü unsurları kontrol altına alırken, diğer yandan da cari işlemler dengesindeki iyileşmeyi desteklemektedir” diyerek cari denge ve bütçe açığında hükümetin önünün açıldığına işaret ediliyor.

ABONE OL

EN ÇOK OKUNANLAR