Bazen iyileşmek istemeyiz. Çünkü çektiğimiz acı, kaybettiğimizle aramızda kalan son bağdır… Bu sözü, 2025 yılının ilk gününde defalarca okudum.
2024 yılı için güzel şeyler söylemek isterdim ancak maalesef yılın son haftasında asgari ücret açıklandı. Bir kez daha şaşırmadım, milyonlarca insanın umutla beklediği bu açıklama, maalesef tüm yurtta büyük bir hayal kırıklığı yaşattı.
"Fakirler, bir gün cennetin olmadığını öğrenirlerse, bu dünyayı idare edemeyiz…" Jacob Rothshchild, bu sözü söylerken yanında kim vardı bilmiyorum ancak dünyayı yöneten bir avuç insan, arasında olan bu zatın, aslında ne anlatmak istediğinin yorumunu, tamamen size bırakıyorum.
Ortadoğu insanı, her şeye üzülür ancak hiçbir şey yapmaz… Bu sözü aslında bizi çok iyi anlatan bir öz eleştiri olarak kabul etmemiz gerekiyor. Zira ben, Amin Maalof'un sözünü bu günkü yazımın en başına taşıyarak, öyle yaptım.
"Bazen bir problemi çözmenin en iyi yolu onu önemsemeyi bırakmaktır." İngiliz yazar, T.S. Eliot, bu sözü hangi problem için söyledi bilmiyorum ancak gerçekten de bizim önemsediğimiz için hayatımızda var olmayı sürdüren pek çok problem olduğunu düşünüyorum.
"İnsanlar, diğer insanları kardeşleri gibi görmedikleri sürece çıkarları için birbirlerinin hayatlarını yok edeceklerdir.
Örümcek, ağına takılmış bir sineğe sorar: Seni kurtarması için yalvardığın Tanrı, benim öğle yemeğim için şükrettiğim Tanrı mı? Bende size soruyorum: Sizi kurtaracağını düşünerek oy verdiğiniz siyasetçiler, aslında sizi daha fakir, zenginleri de daha zengin yapan aynı kişiler olabilir mi?
Sigmund Freud, tecrübeyi şöyle tanımlıyor: "İnsanlar yavaş yavaş inanmayı, güvenmeyi, sevmemeyi , kronik şüpheci olmayı öğrenir. Bu gerçekleştiğinde, artık ne yazık ki çok geçtir. İnsanların tecrübe dediği şey budur. Kalbiyle bağlantısını kaybetmiş bir insana (tecrübeli) denir."