SON DAKİKA

Ücretli öğretmen ama ortada ücret yok

eğitim ve öğretim dönemi başlıyor. İlk ders zili 9 Eylül'de öğrenciler için çalacak. Yeni dönem bütün öğrenci ve öğretmenlerimize hayırlı olsun. İstanbul valisi Davut Gül trafikte karmaşa olmaması için pazartesi okul saatlerini 10 ile 15 arasında yapılacağını duyurdu. Yeni başlayan öğrencilerle birlikte okul servislerinde sayısı artacaktır bu da İstanbul trafiğinin çözülemeyen karmaşası demektir. Yoğun bir tempo velileri ve öğrencileri bekliyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve diğer ekonomik raporlar göz önüne alındığında, 2024 itibarıyla dört kişilik bir ailenin geçinebilmesi için yaklaşık 30.000 TL ile 40.000 TL arasında belirledi. Ancak bu rakam büyük şehirlerde yüksek, kırsal kesimlerde daha düşük olabilir. Büyük şehirlerde kiraların minimum 25 TL den başlıyor, semtlere göre 45 TL ye kadar çıkıyor. Kirasını ödeyen vatandaşın geriye kalan maaşını gıda, eğitim, sağlık giderler ve faturalar olarak dağılımını gelin siz hesaplayın, emeklileri ve asgari ücretli çalışanların aldığı maaş ile aybaşını getirmesi bir hayli zor, insanlar hayat pahalılığından geçim yapamıyorlar.  

Eğitim sisteminin önemli bir parçası

Öğretmen olarak çalışan kişinin maaşı deneyim süresine göre değişse de ortalama 47 bin TL civarındadır. Yıllarını eğitime vermiş gelecek nesillere bir sürü öğrenci yetiştirmiş öğretmenlerimizin ekonomik zorluklarla mücadele etmektedirler. Diğer taraftan eğitim sisteminin önemli bir parçası olan ücretli öğretmenler, genellikle devlet kadrosunda yer almayan ve belirli bir ücret karşılığında ders veren öğretmenlerimizdir. Ücretli öğretmenlik için 2024 yılında belirlenen ek ders ücretleri 105 TL olarak değerlendirmeye alınacak. 20 saat derse giren ücretli öğretmene 13 bin 250 TL ödeme yapılırken, 40 saat ek ders veren ücretli öğretmene 24 bin 750 TL ödeme yapılacak. Öğretmenlerin karşılaştığı ekonomik zorluklar hem bireysel yaşam kalitelerini hem de eğitim süreçlerini doğrudan etkilemektedir. 

Sosyal güvencelerden mahrum kalıyorlar

Ücretli öğretmenlerin maaşları, devlet kadrosundaki öğretmenlerle kıyaslandığında genellikle daha düşüktür. Türkiye’deki ekonomik enflasyon, yüksek yaşam maliyetleri ve düşük maaşlar, ücretli öğretmenlerin karşılaştığı başlıca zorluklardır. Ücretli öğretmenlerin maaşları, genellikle asgari ücret civarındadır. Yapılan küçük artışlar öğretmenin temel ihtiyaçlarını dahi karşılamakta zorlar. Gıda, konut ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların fiyatlarındaki artışlar, öğretmenlerin bütçesini zorlamaktadır. Ücretli öğretmenler, devlet kadrosundaki öğretmenlerin sahip olduğu sosyal güvencelerden mahrum kalıyorlar. Emeklilik, sağlık sigortası ve diğer sosyal haklar açısından sınırlı erişim, bu öğretmenlerin uzun vadeli finansal güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Geçinemeyen birçok ücretli öğretmen, ek işlerde çalışarak veya serbest çalışarak ek gelir elde etmeye çalışmaktadır. 

Öğretmenlerin yaşam kalitesini iyileştirmek ve eğitim sisteminin kalitesini korumak demektir. Maaş artışları, sosyal güvence iyileştirmeleri ve ekonomik destek programları ile destek olunabilir. Ayrıca, uzun vadeli çözümler geliştirmek ve eğitim politikalarını gözden geçirmek hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin yararına olacaktır.