Türkiye'de mutlu olmaya çalışmak!
Türkiye'de yaşarken karşılaştığımız sorunlara biraz da Felsefe Mühendisliği yaparak çözüm önerileri oluşturmayı hedefliyorum. Zaman zaman felsefenin karanlık sokaklarında yürürken, kendi zamanında efsaneleşmiş olan filozofları zaman makinamla bu günün Türkiye'sine konuk edeceğim.
Hatta kendi fikirlerinden bize çözümleme yapmaları için onları zorlayacağım. Tabii ki kolay olmayacak. Ancak en azından bunu hedefliyorum.
Şimdi başlıktaki soruma gelelim isterseniz.
Türkiye’de mutlu olmaya çalışmak!
Bunu yapabilmek gerçekten zor mu?
Yoksa toplum ve siyasetçiler bazı konuları özellikle abartıyorlar mı?
Bakınız; Aristoteles’e sormuşlar insanın en yüksek amacı nedir diye?
Önce düşünmüş, sonra gülmüş ve mutlu olmaktır demiş.
Yani ne yaparsak yapalım en sonunda hedeflediğimiz aslında mutlu olmaktır. Ancak insan kendini tanımazsa bunu keşfedemez.
Aristoteles, insanın en yüksek amacına ‘eudomonia’ diyor.
Bende diyorum ki çoğu insan bunun farkında bile olmadan hayatına devam ederek yaşamının sonuna geliyor.
Bu kısır döngü ve uzun süren mutsuzluk bizi kalıcı şekilde umutsuzluğa mahkûm ediyor.
Elbette ki mutsuz olmak için milyonlarca sebep var. Pandemik bir ortamda, gelecek kaygısı, maddi anlamda sürekli bitmeyen bir döngü, hayatta kalma mücadelesi, kronik hastalıklar, deprem kaygısı, okul ve sınavlar, iş bulmak…
21.yüzyılın bana göre en sıra dışı filozoflarından biri olan Alan Watts bir gün öğrencileriyle konuşurken onları umutsuz görür. Nedenini sorduğunda üniversiteden mezun olacağız ancak ne yapacağımız konusunda en ufak bir fikrimiz bile yok dediklerinde.
Onlara şu soruyu sorar para diye bir nesne olmasaydı o zaman ne yapmak isterdiniz?
Hayatınızı nasıl harcamaktan zevk alırdınız?
Her kafadan bir ses çıkar.
Şair, yazar, çiçekçi!
Fakat bir yandan da bilirler bu şekilde ciddi para kazanamayacaklarını ve düşünürler…
Kaygıyla.
Ve onlara bakarak soruyu tekrarlar, evet gerçekte ne yapmak istiyorsunuz?
Ve gerçekten kararlılıkla yapmak istedikleri şeyi söylediklerinde onlara aynen şunu söyler.
O zaman git ve yap.
Parayı boşver!
Zaten bu işi büyük bir sevgi ve tutkuyla yaptığında o işin uzmanı ya da ustası olacaksın o zaman zaten parada kazanacaksın.
Ancak ilk önce asla parayı düşünme!
Sadece haylindeki her neyse onu tutkuyla yapabilmeyi düşün…
Şuan bazılarınız bana, iyi de burası Türkiye biz bir hayal kursak bu yine hayal olarak kalır hiçbir şey değişmez.
Dediğinizi duyar gibiyim.
Maalesef size katılmıyorum.
Çünkü önemli olan sizin nerede olduğunuz değil, hangi hayali kurduğunuzdur.
Eğer kurduğunuz hayal, yetenek ve zekanızla uyumlu ise size sonuna kadar gitmenizi tavsiye ederim.
Çünkü denemeden bunun sonucunu asla göremezsiniz!
Fikirlerinize görünmez duvarlar örmeyin artık.
Zira Coelho’nunda dediği gibi bir şeyin olmasını çok isterseniz bütün evren ve şartlar bu dileğinizin olması için size yardım eder…