SON DAKİKA

Türkiye gündemi ve gerçekler

Son zamanlarda karşılaştığım, oturup kahve içtiğim, gözlemlediğim, radyodan dinlediğim, yanlı haber yapmadığına inandığım, hiç kimse ülkemizde meydana gelen iyi bir olaydan bahsetmiyordu. Bu nedenle artık deprem, filozoflar, felsefe, yazarlar, edebiyat dünyasından hiçbir konu hakkında, hiçbir yazı yazmamaya karar verdim.

Artık haftalık köşemde sadece o hafta olan, devam eden ve hepimizi ilgilendiren haber niteliği taşıyan konuları ele alıp kendimce yorumlamaya çalışacağım.

Amacım hükümeti yerin dibine sokmak yada muhalefeti Che Guavera ilan etmek falan değil sadece gerçeğin ve hepimiz için doğru olanın peşindeyim.

O zaman artık ülkemizde meydana gelen ve hepimizi hayrete düşüren olayların perde arkasını aralayalım.

*Şu an gündemden tamamen düşen Dilan Polat ve eşinin hapisten çıkmasıyla başlayan süreç tamamen unutuldu. Peki o zaman bu kara para akladığı kesin olan vergi kaçırdığı ispat edilen tuhaf insanlar neden hapisten çıkarıldı?

Eğer bu insanların parası olmasaydı sıradan insanlar olsalardı, onları savunacak ve kanunda ki açıkları iyi bilen avukatları olmasaydı. 

Acaba serbest kalabilirler miydi?

Ayrıca nasıl olurda hala hiçbir haber kanalı bu olaydan bahsetmez şaşılacak şey…

*Morinho balonu patladı mı?

Türkiye’ye geldiği günden beri konuştuğu tek konu, Galatasaray’ı hakemlerin nasıl kayırdığı olan ve her hafta Galatasaray ve Okan Buruk hakkında yorumlar yaparak aslında tek rakibinin sözde açıklarını kamuoyuna duyurmaya çalışan Morinho, Kadıköy’de maç 3-0 olduğunda acaba ne düşünüyordu?

Hatta, Fenerbahçeli okurlarım kızmasın gerçekte olmayan, hikayeden bir penaltıyla durumun 3-1 olması bile onu sevindiremedi.

Ali Koç ve Fenerbahçe taraftarına lafım yok başkan elinden gelenin en iyisini yaptı ve taraftarda haklı olarak beklentiye girdi ancak bana göre Morinho balonu patladı çünkü o da bizim gibi sıradan bir insandı, sadece daha önce büyük klüplerde, büyük futbolcularla, büyük başarılar elde etmişti o kadar…

*Teğmenlerin mezuniyet töreninde yaptıkları kılıçlı yemine gelince. Sahi ne oldu o konu haber değeri kaybolunca gündemden düştü. 

Sonuçta her yıl yapılan yemin tekrar edilmişti ancak bu defa bu konuyu kaşımak ve buradan bir malzeme çıkarmak isteyenler vardı o kadar haber değeri ortadan kaybolması ise Özgür Özel’in ne yani Trikopis’in askerleriyiz mi diyeceklerdi sözüyle bana göre kapandı.

*Zavallı kızımız Narin konusunu en sona bıraktım çünkü 8 yaşında bir kız çocuğunun ölümü bence en önemli felaketti. Bu konuya neresinden bakarsanız bakın; suçlunun amcası olması, tarikatlarla yolun kesişmesi, susan annesi, konuşmayan babası, gerçeklerin bir türlü ortaya çıkarılmaması, delillerin karartılması, bunların hepsi çöp niteliğinde benim için çünkü Narin, o duvarları çatlamış olan okula gidip arkadaşlarıyla oynayamayacak bir daha…

Tamda bu noktada, matematiğin babası Harezmi’den bahsetmeden geçemeyeceğim.

Harezmi’ye insan nedir diye sormuşlar?

Demiş ki: İnsan güzel ahlaklıysa 1 eder. Yakışıklıysa buna sıfır ekleyin 10 eder. Varlıklı ise bir sıfır daha ekleyin 100 eder. Soylu ve nesep sahibiyse bir sıfır daha ekleyin 1000 eder. Fakat ahlak olan 1 giderse, insanın hiçbir kıymeti kalmaz. 

Geriye hiçbir değeri olmayan sıfır kalır …

Demek ki her yere imam hatip liseleri açarak ahlaksızlıklar giderilemiyormuş. Oysa bu ülkenin fen liselerine ihtiyacı var. Üniversitelerinin yarısı dünya çapında ilk 500’de olmalı. 

Konuşulması gereken konular, nasıl daha fazla ilerleriz insanların refah seviyesini nasıl arttırabiliriz olmalı.

Tarımda ve hayvancılıkta nasıl hamleler yaparsak ve çiftçiye nasıl destek olursak gıda enflasyonunu düşürebiliriz olmalı. 

Bakınız Hollanda yüz ölçümü olarak Konya kadar bir ülke ancak 2022 yılında 122 milyar avroluk tarımsal ürün ihracatı yaptı. Bu ihracatının %69.7’lik kısmını Avrupa birliği ülkelerine gerçekleştiriyor.

Aziz Nesin’inde söylediği gibi “Koyun” deyince kızan, “koçum” deyince sevinen tuhaf bir milletiz, sanırsın ki koç koyunun erkeği değil de bilim adamı.

Artık, ülke olarak uykudan uyanmamızın vakti geldi…