Sevgi ve şefkat merhamet
Çağımızın en karmaşık hastalıkların başında gelen ve dünyanın birçok ülkesinde görülme sıklığı hızla artan kanser; günümüzde insan sağlığını tehdit eden en önemli hastalıklardan birisi olabilmektedir.
Dünyada her yıl
binlerce çocuk lösemi hastalığına yakalanıyor. Kanser teşhisi sonrası ise küçük
bedenler oldukça zorlu bir tedavi sürecine giriyor. Aileleri ve anne babaları
çocuk kanserlerine karşı bilinçlendirmek, löseminin yaygınlığı ve tedavi
edilebilirliği konularında LÖSEV’ in çok güzel projeler ve etkinlikler
yaptığını görüyoruz. Üniversitelerde ve okullarda çeşitli etkinlikler
yapılmakta bu farkındalığı çocuklarımızın ve büyüklerin samimi yaklaşımları ile
hem bilinçlenmiş hem de löseminin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu
farkındalığına varmış oluyorlar.
Üniversite
öğrencilerin destek olma adına taktıkları maske ile bunu göstermeleri hasta
yataklarındaki çocukların ve büyüklerin de büyük bir moral ve yalnız
olmadıklarını gösterdiler. Lösemi tedavisi gören çocukların moral ve
motivasyonunun sevgiyle yüksek tutulmasının önemine dikkat çekmek adına her yıl
dünyada 25-31 Mayıs tarihleri arası Dünya Lösemili Çocuklar Haftası olarak kutlanıyor.
Türkiye’de ise 2-8 Kasım tarihleri arası Lösemili Çocuklar Haftası lösemili
çocuklar yararına ve onların ihtiyaçları doğrultusunda çalışmalar yapan en
önemli kurum. LÖSEV her yıl Lösemili Çocuklar Haftası kapsamında çeşitli
farkındalık etkinlikleriyle kamuoyunu daha fazla bilinçlendirmeye çalışıyor.
Onkoloji
kliniklerindeki çocukların büyük bir kısmı lösemi tedavisi görüyor. Yüzlerinde
maske, kucaklarında oyuncaklarla koridorları arşınlayan minikler, bir an önce
yaşıtları gibi sokakta koşup oynamak için tedavinin biteceği günü bekliyor.
Sevgi ve umut, lösemili çocuklarımızın
ihtiyacı olan öncelikli iki şey…
Lösemi hastalığı
kabullenmesi zor bir süreç, çocuğun anne ve babanın hastalığın getirmiş olduğu
şaşkınlıkla yaşam stillerinde değişiklik; korku endişe öfke ve üzüntü duygu
durumu değişikliği yaşıyorlar. Kişinin dış görünüşündeki ani değişiklik ya da
kişinin hiç beklemediği anda ölüm gerçeğiyle yüzleşmesinin yarattığı şok etkisi
ile kanser hastalarında ve yakınlarında korku ve endişe oluşturuyor. Kadın
olsun erkek olsun birçok kişi, saçlarını görünüşlerinin önemli bir parçası
olarak algılar. Bazıları için saçlarının dökülmesi öfke, kızgınlık, utanç gibi
duygulara neden olabilir. Tedavi süresince hastalar birçok değişiklikle baş
etmek durumunda kalır, bunların üzerine bir de saçların dökülmesi son damla
gibi gelebilir. Bunun yanı sıra saçların kaybı kişiye “kanser” olduğunu sürekli
olarak hatırlatarak kendini zayıf, çaresiz ve “damgalanmış” gibi
hissettirebilir. Eğer kaş ve kirpikler de döküldüyse bu daha da rahatsızlık
verebilir.
Gelecek ile
korkuları, hastalıkla başa çıkmaya çalışmak acı ve bilinmezlik konusunda
tedirgin olabilir. Sürekli birilerine bağımlı yaşama fikri, sevdikleriyle
ilgili kurduğu ilişkideki değişimler, çevresindeki insanların hastaya daha
fazla ilgi gösteriyor olması hastayı bunaltabilir ve aile ilişkilerinde
değişimler yaratabilir. Aynı şekilde ailede ellerinden geleni yapıp
yapmadıkları konusunda kendilerini suçlayabilir. Hastayla aynı duyguları yaşayabilir.
Bütün yaşam şartlarını hastaya göre dengelemek durumunda kaldıkları için
hastalığın ilk zamanlarında bocalama yaşarlar. Bu durumda hastanın ve hasta
yakınlarının anlamakta ve kontrol etmekte zorlandığı durumlarda profesyonel
yardım almak daha etkili ve uzun süreli sonuçlar almasını sağlayacaktır.
Kanser gibi
ölümcül bir hastalık tanısı almak, birçok insan için bir yaşam krizi
olabilmekte bazı kanser hastaları da toplum tarafından dışlanmak, farklı davranılmak
ya da yanlış anlaşılmaktan korkabilmekte bu nedenle hastalıklarını bir sır gibi
saklamanın psikolojik yükünü de taşıyabilmektedirler.
Zordur hastalıkla uğraşmak
ve kabullenmek, kim ister hasta olmayı. Sağlıklı yaşamak varken, garantisini
verebilir miyiz hasta olmayacağımızın bize düşen pay nedir peki…
Ecdadımızın bize
öğrettiğini yapmak, sevgi ve şefkat merhamet bir de farkındalık yapıp bir maske
takmak…