Pandemi konut tercihinde trendlerini değiştirdi
Pandemi salgınından sonra rutin hayatın kuralları da değişmeye başladı. Sosyal mesafe ve hijyen, alışkanlıkların yanı sıra bir çok alanda olduğu gibi konut tercihleri anlayışını da şekillendirdi.
Pandemi süreci ile birlikte, tüm toplum ve günlük hayatımız en azından bu süreci atlatana kadar bir uyum dönemine girdi. Toplumumuzda ev bir kültür ürünüdür. Tarih boyunca insanlar örf, adet, gelenek ve inanç gibi kültürel öğelerini evlerine yansıtarak mimariyi biçimlendirdiler. Bugünse standartlaşmış, tek-tip apartmanlar, toplu konutlar hatta şehirler aslında sahip olduğumuz dünya tasavvurunun bir sonucudur.
Koronavirüsle birlikte konut tercihleri de değişti. Değişen talebe ayak uydurmak isteyen inşaat firmaları yeni bir döneme geçiş yapıyor. Deprem sonrası gelen deprem kriteri gibi şimdi de sağlıklı yaşam kriterleri gündemde. Yatay mimari, bahçe ve balkonlar, doğru havalandırma, kaliteli malzeme ve çalışma odalı evler bundan sonra ana kriterler olacak. Geçtiğimiz yıllarda sıkça gördüğümüz Fransız balkonlarının yerini de daha geniş balkonlar almaya başladı. Son dönemde şehir içinde müstakil evlere yönelik özellikle kiralık olanlarla ilgili talep artmış durumda. Hem sağlık endişesinden hem de şehir içindeki dairelerini yüksek fiyata satıp şehrin çeperlerinde daha uygun fiyata olan kalabalık siteler yerine müstakil evlere, şehrin merkezi yerine de şehir dışı lokasyonlar daha fazla talep görmeye başladı.
Müstakil ev talebi arttı
Koronavirüs pandemisi insanların ev tercihlerini değiştirdi. Bu dönemde açık hava ile toprağa temas gibi ihtiyaçlar ön plana çıkarken, bahçeli ve müstakil evler büyük talep gördü. Salgın sonrası büyük şehirlerden diğer şehirlere ve müstakil konutlarda %35 e varan oranda talep artışı yaşandı. Artan talep ile birlikte müstakil konutlar için satış fiyatı yüzde 25, kira fiyatı ise yüzde 18 yükseldi. Salgının etkilerinin ülkemizde görülmeye başlanmasından sonra konut talebinin büyük şehirlerden diğer şehirlere ve özellikle yazlık bölgelere ve yayla evlerine kaydığını görüldü. Yeni dünya düzeninde virüslerin hayatın bir parçası olacağını düşünenler gayrimenkulde farklı arayışlara girdi. Virüsün ilk çıktığı dönemde araştırmasını bahçeli villalardan yana yapan alıcıların, sonraki ilgi odağı ise arsa talebi oldu.
Ev ofis çalışma modeline geçildi
Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yüz binlerce insan artık evden çalışıyor. Çalışanların yeni sisteme ilişkin fikirleri değişse de, şirketlerin yüzde 60’ının salgından sonra da evden çalışmaya devam edeceği öngörülüyor. Bir süredir çalışma mekanlarını biçimlendiren açık ofis sistemleri, ortak kullanım alanları ve sosyal alanlar, hele ki farklı zaman dilimlerinde çok sayıda kişi tarafından kullanılabilen paylaşımlı ofisler bugün öncelikle kaçınmak zorunda kaldığımız mekanlar haline geldi. Pek çoğumuzun evlerimizden çalışmak zorunda kaldığı bu dönemde, uzaktan ve esnek çalışma sistemlerinin üretken ve sürdürülebilir olduğunun daha geniş kitleler tarafından anlaşılması halinde ofislere olan ihtiyaç azalabilir ve çalışma mekanları mevcut dinamiklere göre yeniden biçimlenebilir. Koronavirüs pandemisi nedeniyle evde geçirilen zamanın artması, buna ek olarak uzaktan çalışma modelinin de giderek kalıcı hale gelmesi, konut arayışında olanların daha büyük seçeneklere yönelmesine yol açtı. Evinde böyle bir alan bulunmayan kişiler, sürece uyum sağlamakta zorlandı. Evinde çalışma odası olmayan, çalışma alanı kurmak için yeri olmayan, çocuklar için yeterli alan olmadığını fark eden kişiler, bu alana ihtiyaç duyduklarını gördü ve imkanları dahilinde ev değiştirme kararı aldı.