Mimar Sinan yaşasaydı deprem hakkında bize ne söylerdi?
Koca Sinan, aslında hem mühendis hem de mimardı zira yaptığı eşsiz tasarımlarıyla göz kamaştırırken bence asıl önemli olan, inşa ettiği yapıların yüz yıllara meydan okuyacak kadar dayanıklı olmasıydı. Elbette ki bu dayanıklılık ciddi bir matematiksel hesapla mümkündü. Oysa bugün betonarme ağırlıklı inşa edilen binalar bile 60-70 yıl gibi süreler için tasarlanıyor.
Kayseri'nin Ağırnas Köyü’nde 1490'da doğan Mimar Sinan, Yavuz Sultan Selim zamanında devşirme olarak İstanbul'a getirildi. Kanuni Sultan Süleyman döneminde yeniçeri olan Mimar Sinan, Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut nehri üzerine 13 günde kurduğu köprü ile Kanuni Sultan Süleyman'ın takdirini kazandı ve baş mimarlığa yükseldi.
Öncelikle Mimar Sinan’ın Süleymaniye Camii inşaatında uyguladığı teknikten bahsetmek istiyorum.
Süleymaniye camii inşaatı için 150 m. *70 m. toplam 10,500 metre kare alan kullanılır. Zemin yaklaşık 6m. kazılarak yumuşak zemin hafredilir. Sonrada temelin oturacağı zemin kotuna 30 binden fazla kazık çakılarak bu kazıkların üzerine ağır kayalar yerleştirilir ve kumlu zemin, metre karede 15 tonluk bir yüke maruz bırakılır oysa caminin toplam ağırlığı bu yükün yarısı kadardır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde caminin inşaatı başladıktan sonra 3 sene boyunca üst yapıya başlanmadığından bahseder. Mimar Sinan yaklaşık 2 yıl boyunca kumlu zeminin oturmasının tamamlanmasını bekledikten sonra inşaata devam eder. Süleymaniye camisi 1550 yılında inşaatına başlanmasına rağmen 7 yılda inşası tamamlanır. Yapı tamamlandıktan sonra 468 yıl geçmesine ve Marmara bölgesinde 100’e yakın depreme maruz kalmasına rağmen halen dimdik ayakta durmaya devam eder.
Bakınız kazıklı temel sistemi şu an İnşaat Mühendisliğinde Geoteknik anabilim dalında, zemin mekaniği açısından problemli olan zeminlerde kullanılmaktadır. Özellikle depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda ciddi bir iyileştirme yöntemidir. Ancak tuhaf olan şudur ki Zemin Mekaniğinin babası olarak kabul edilen ve bir dönem ülkemizde İTÜ’de ders veren ve aslen Makine Mühendisi olan, Karl Von Terzaghi , taşıma gücü teorisini 1943 tarihinde bulmuşken tam 400 yıl önce Mimar Sinan bu zemin mekaniği hesaplarını nasıl yapabilmişti?
Süleymaniye Camisi'nin yerden kubbe yüksekliği 53 metredir ve 27,5 metre çapında olan büyük kubbesi, tıpkı Ayasofya'da olduğu gibi yarım kubbe ile dayanıklı hale getirilmiştir.
Caminin avlusunun 4 köşe noktasında yer alan birbirinden farklı boyutlardaki minarelerden avlunun kuzey bölümünde yer alanları ikişer şerefeli ve 56 metre boyunda inşa edildi.
Camiye bitişik olan 76 metre yüksekliğindeki diğer iki minare ise üçer şerefeli yapıldı. Caminin ana kubbe kasnağında Mimar Sinan'ın hesaplarına göre iyi bir aydınlatma sağlamak amacıyla 32 pencere açıldı.
Dünyada, 92 cami, 52 mescit, 55 medrese, 7 darülkurra, 20 türbe, 17 imaret, 3 darüşşifa (hastane), 6 su yolu, 10 köprü, 20 kervansaray, 36 saray, 8 mahzen ve 48 de hamam olmak üzere 365 eserde imzası bulunan Mimar Sinan, 9 Nisan 1588'de 98 yaşında İstanbul'da vefat etti ancak eserleri halen kullanılmaya devam ettiği için bana göre yaşamaya devam ediyor.
Şimdilerde onca bilgisayar ve elektronik teknolojisi, Jeofizik, Jeoloji, İnşaat, mühendislik disiplinleri ile depreme dayanıklı Mimari tasarım, ciddi anlamda gelişmesine rağmen, maalesef 6 Şubat depremleri bize gösterdi ki deprem problemi ülkemizde halen çözüme kavuşmamıştır.
Eğer, 1999 depremi öncesi yapılmış olan eski tip ve depreme dayanıksız binalar tespit edilerek, yıkılmazsa ya da güçlendirilmezse, beklediğimiz İstanbul depremi meydana geldiğinde, bu yapılar insanlarımıza mezar olmaya devam edecekler.
O zaman merak ettiğim soruyu tekrar etmek istiyorum:
Mimar Sinan yaşasaydı, hiçbir önlem almadan beklediğimiz İstanbul Depremi hakkında bize ne söylerdi?