SON DAKİKA

Konutta stoklar eriyor

Soner Keleş 23 Kas 2024

Ülkemizde hızla artan nüfus, dışardan gelen göç, deprem riski, eskiyen konutların yenilenmesi ve kentsel dönüşüm gibi faktörler yeni konut ihtiyacını her zaman gündemde tutmaktadır.

Türkiye'de oluşan konut ihtiyacı ile üretilen konut miktarını belirleyen temel nedenler birbirine benzemektedir. Ülkemizde yıllık konut ihtiyacının 800 bin ile 1 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Ancak son yıllarda artan inşaat maliyetleri, azalan arsa stokları ve konuta erişimin ekonomik olarak zorlaşması nedeniyle üretimde azalma görülmektedir. Son yıllarda üretilen konut sayısının ortalama 500-600 bin seviyelerinde kalması talebi karşılamamaktadır. 

Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı III. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı %18,8, daire sayısı %17,0 ve yüzölçümü %18,9 azaldı. Bu yılın sonunda yeni üretilecek konutlar için ruhsat başvuru sayısının geçtiğimiz yılın altında kalacağı şimdiden belli oldu. Bu tablo ruhsat alındıktan sonra inşaat sürelerinin 2-3 yılı bulduğu projelerde 2026 yılına kadar üretilen konut sayısının ülkemizde barınma ihtiyacını karşılamayacağını gösteriyor. Diğer taraftan tamamlanan ve oturuma hazır hale gelen konut sayısı bir önceki yılın aynı çeyreğine göre, 2024 yılı III. çeyreğinde belediyeler tarafından yapı kullanma izin belgesi verilen bina sayısı %2,9 artarken, daire sayısı %3,1 azaldı.  Planlanan konut inşaatları azalırken, tamamlanmış yeni teslim edilen konut stoklarında da azalma görüldü.

Üretim talebi karşılamıyor 

Konut piyasası yılın ikinci yarısında başlayan hareketlenme artarak devam ediyor. Özellikle ikinci el piyasalarda fiyatların gerilediğini gören tüketici fırsatı değerlendirdi ve farklı yatırım araçlarından gayrimenkule geçiş hızlandı. Markalı konut projelerinde yapılan kampanya ve indirimlerin etkisiyle satışlar arttı. Temmuzda başlayan, ağustos, eylül ve ekim aylarında devam eden taleple birlikte 10 aylık konut satışı son üç yılın üzerine çıktı. Ancak hızla artan konut satış rakamlarına istinaden üretilen konut sayısının yeterli seviyelere çıkmaması arz talep dengesini bozacağı şimdiden görünmektedir. Geçtiğimiz yıl üretimde toparlanma olsa da 2018’den bu yana alınan ruhsatlar ihtiyacın gerisinde olduğu için arz açığı katlanarak büyüyor. Ortaya çıkan konut talebi mevcut yeni konut stoklarının hızla erimesine neden olmak ile birlikte kiralar ve yeni konut fiyatları üzerinden yukarı yönlü baskı oluşturacaktır. 

Günümüzde barınma ihtiyacı, mevcut toplumsal sistemin en temel sorunlarından biridir. Konut sorunu, merkezi yönetim, yerel yönetim, özel sektör, STK’lar ve konut maliklerinin tümünü̈ ilgilendiren ve bütün bu aktörler için geçerli olan bir olgudur. Bu noktada Türkiye gayrimenkul sektörünün bütüncül bir konut politikasına ihtiyacı vardır. Artan maliyetler ve üretim zorlukları yeni konut projelerinin gecikmesine ve bu da barınma krizinin derinleşmesine neden olmaktadır. Bu konunun üzerine daha fazla gecikmeden hassasiyetle gidilmeli, ciddi konut politikaları ve çözüm önerileri geliştirilerek ülke gündeminde en ön sıralarda yer alması sağlanmalıdır.