SON DAKİKA

İstanbul'un yıkıcı deprem riski için ne yapmalıyız?

Bu risk İstanbul için her zaman var olmaya devam edecek olan ve adeta bu şehirde yaşamak zorunda olan tüm insanları ilgilendiren bence en hayati meseledir.

Maalesef şu ana kadar yanlış tartışmalar nedeniyle konunun önemi pek anlaşılamamış ya da görmezden gelinerek halının altına süpürülmüştür.

Bugün amacım bu sorunun önemini öne çıkaracak korkutucu örnekler vermek değil, bence bu aşamayı artık geçtik. 

Zira, bu deprem olduğunda ölebilir, sakat kalabilir, ailenizi kaybedebilir ya da evsiz kalabilirsiniz bu konunun ciddiyeti zaten aşikar.

Bugün artık, ne yapmalıyız?

Sorusunu cevaplamaya çalışacağız.

İstanbul için 6,9-7,4 aralığında olabilme ihtimali olan tüm depremler, 2000 yılı öncesi yapılmış olan zemin etüdü yapılmamış, zemini kötü olduğu halde geoteknik zemin iyileştirme önlemi alınmamış, yapı denetim hizmeti almamış, hazır beton kullanılmamış tüm binalarda orta hasar, ağır hasar ya da yıkıma neden olabilecek zararlar verecektir.

İstanbul için mühendisler olarak öngörümüz maalesef iyi değildir. Bu nedenle acil yapılması gereken hususları belirtmek vatandaşlarımız açısından yol gösterici olacaktır.

Elbette ki yapılması gerekenleri paydaşlar olarak ayırmak gerekir.

Öncelikle Devletin yapması gerekenler nelerdir?

1-Öncelikli olarak 2007 yılı öncesinde yapılmış olan tüm binaların yer ve yapı güvenlik belgeleri, oluşturulmalıdır. 

*Neden 2007 yılı? 

Çünkü, 2007 deprem yönetmeliğinden önce ne zemin etütleri nede yapı denetim sistemi tam olarak oturmamıştı. Ancak 2007 yılından sonra yapılan binaların mühendislik açısından daha iyi bir standarda ulaştığını, yaptığımız deprem analizlerinden ayırt ediyoruz.

2-Yer ve yapı güvenlik belgesinde;

*Binanın zemin etüdü

*Binanın statik projesi

*Binanın mimari aykırılıkları proje uyumsuzlukları var mı kontrol edilmeli ve eksiklikler giderilerek deprem analizi yapılmalıdır.

3-Deprem analizi sonuçlarına göre;

*Binanın güçlendirme ile kurtulup kurtulmadığı irdelenmeli eğer güçlendirme ile de kurtulmuyorsa yıkım kararı alınarak kentsel dönüşüp kapsamına dahil edilmelidir.

4-2007 yılı öncesi yapılmış tüm sivil binalar, işyerleri ve fabrikalardan yer ve yapı güvelik belgesini oluşturacak veriler tebligat gönderilerek istenmelidir.

5-Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve ilgili ilçe Belediyesi İmar Müdürlükleri bu gönderilen tebligatın takipçisi olmalı ve evrakları istemelidir.

6-Bu işlemler için maksimum 6 aylık süre verilmeli ve bu işlemin caydırıcı cezası olmalıdır.

7-Tapu Müdürlükleri Deprem Analizi Yapılmamış bir binadan daire satışına izin vermemelidir. Deprem analizi yapılmalı ve yönetmelik şartlarını sağlandığı taktirde ancak ilgili bakanlık onayı ile satışa izin verilmelidir.

Vatandaşların yapması gerekenler;

1-Oturdukları bina 2007 yılı öncesi yapılmışsa en kısa sürede Deprem Analizi ve Riskli Yapı tespiti konusunda yetkili Üniversite ya da laboratuvarlara deprem analizi yaptırarak Yer ve Yapı Güvenlik belgesi verilerinin oluşturulmasını sağlamalı ve bu verileri ilgili ilçe belediyesi İmar Müdürlüğü ve Bakanlığa teslim etmelidir.

2-Oturduğu Bina için deprem acil eylem planı, deprem tahliye planı oluşturmalıdır.

3-Evde, okulda ve işyerinde deprem tatbikatları yapılmalı deprem çantaları hazır bulundurulmalıdır.

4-Deprem sonrası toplanma alanlarına ne kadar sürede gidilebiliyor tatbikat yapılmalıdır.

5-Evlerde eşya sabitlemeleri mutlaka yapılmalıdır.

6-DASK sigortası tüm daireler için yapılmalıdır.

7-Farklı zamanlarda deprem senaryolarına karşı deprem tatbikatları yapılmalıdır.

8-Tsunami risklerine karşı senaryolar geliştirilmelidir.

Evet son 26 yılda hiçbir şey yapılmadı dersek haksızlık etmiş oluruz ancak maalesef yapılanlar yeterli değildir.

Zira yukarıda belirttiğim 15 madde hayati önem arz etmektedir.

Beklediğimiz İstanbul depremi Türkiye Cumhuriyeti açısından beka meselesidir dersek abartmış olmayız.

Zira, 500 bin kişinin hayatının risk altında olması ve 200 milyar doların üzerinde maddi kayıp ihtimali asla hafife alınarak kumar oynanacak kadar önemsiz bir mesele değildir.

Bakınız; son 125 yılda ülkemizde Mw:7’nin üzerinde yaklaşık 16 yıkıcı deprem olmuş ve resmi kayıtlara göre 130 bin kişi hayatını kaybetmiştir.

Oysa şu an belki de 1 günde bu kaybın 4 katının verilebileceği bir felaket riski ile karşı karşıyayız.

Lütfen bu riski hafife alarak günlük hayatınıza devam etmeyin ve sizin için yazmış olduğum yukarıdaki maddeleri önemseyin.

Zira, 6 Şubat’ta yaşadığımız acıların tekrarlanmasını hiçbirimiz istemeyiz…

garanti sol
garanti sağ