Ekonomide ikinci yarı
Artık dünya gündemi de devamlı sıcak olaylara gebe oluyor. Bazı ülkeler NATO toplantısında alınan kararlarla savunma giderlerine yüzde beş ek külfeti konuşuyor, bazıları bugüne kadar yapılan sömürülerle ilgili gündem oluşturuyor. Bir başkası da savaş ekonomisi konusunda hesapları tutturmak için uğraşıyor.
2025 yılının ikinci yarısına yönelik dünya ekonomisindeki piyasa hazırlıkları, şu an gelişen makroekonomik eğilimler, merkez bankalarının politikaları, coğrafi riskler ve teknolojik dönüşüm gibi birçok faktörle şekilleniyor. Büyüme yavaşlıyor. Dünya Bankası 2025 büyüme tahminini %2,3’e düşürdü. Bu, 2024’e kıyasla yaklaşık 0,6 puanlık bir düşüş. OECD ise 2025 ve 2026 için %2,9’luk yavaş bir büyüme öngörüyor. Morgan Stanley (%2,9) ile EY (%3,0) da durumu benzer aralıklarda raporladı. Gelişmiş ülkelerde %2–2,2, gelişmekte olanlarda %4–4,6 civarında kalması bekleniyor. Ancak enerji ve tarifeye bağlı jeopolitik riskler enflasyon görünümünü karmaşıklaştırıyor. Bu durum ülkemiz için ise, bambaşka bir değer taşıyor. Enflasyonun yavaşlamasına rağmen jeopolitik baskılar nedeniyle bazı merkez bankaları temkinli politikalar sürdürebilir.
ABD’de Fed’in 2026 başına kadar politika faizinde beklemede kalması muhtemel görünüyor. Çin’in %4,3–4,7 büyüme, Hindistan’ın %6+ büyüme, Euro Bölgesi’nin sakin %1 civarına gerileme eğiliminde. Gelişmekte olan ekonomiler ortalamada %3,8 civarında kalacak.
Yılın ikinci yarısında düşük ve heterojen büyüme, orta düzey enflasyon ve merkez bankalarının jeopolitik risklerle dengeli politikaları öne çıkıyor. Merkez bankaları, özellikle ABD'deki Fed, Avrupa Merkez Bankası (ECB), İngiltere ve Japonya gibi ülkelerdeki enflasyon kontrolüyle büyüme dengesini sağlamaya çalışıyor. 2024 sonuna kadar faizi sabit tuttu; 2025 ikinci yarısında faiz indirimi olasılığı artıyor. Enflasyon hedefine yaklaşıldıkça para politikasını yumuşatma yönünde sinyaller veriliyor. Euro Bölgesi’nde yavaşlayan büyüme ve düşen enflasyon nedeniyle Haziran 2024'te ilk kez faiz indirimi yapmıştı. 2025’in ikinci yarısında ek indirimler bekleniyor.
Japonya’da bize uzak ama Amerikaya yakın. Onların durumu ekonomiye bakışı yılın ikinci yarısında uzun süredir düşük faizden çıkmakta isteksiz olan BoJ, 2024 yılında Yen’in değer kaybı ve iç talep toparlanmasıyla birlikte yavaşça normalleşme sürecine girdi. Ancak bundan sonra 2025 Q3-Q4 itibariyle daha açıklayıcı bir normalleşme adımı atılması muhtemel. Bu gelişmeler, küresel sermaye akışlarını yeniden yönlendirecek ve özellikle gelişmekte olan ülkelere yatırım ilgisini artırabilir.
Coğrafi Riskler ve Jeopolitik Gerginlikler de bizim gibi ülkeleri tedirgin ediyor. Savaşla birlikte petrol fiyatlarında %8–10’luk yükseliş (Brent USD78+, WTI USD74) görüldü ancak bu artışlar kalıcı olmadı, piyasa toparlandı. Stratejik geçiş noktası olan Hürmüz Boğazı kapatılmadı; tehditler piyasalarca ciddi bir kesinti sinyali olarak algılanmadı. Bölge borsalarında hareketlilik gözlendi. Körfez borsaları, İran–İsrail ateşkesi sonrası toparlandı; Suudi ve Katar borsaları yükseldi. Hürmüz Boğazı’ndan geçişin devam etmesine rağmen enerji ve gübre (örneğin üre) tedarikinde bozulma riskleri, küresel gıda baskılarını artırabilir. Ortadoğu’daki gelişmeler petrol fiyatlarını yükseltirken Fed’in faiz politikası da belirsizleşti. Bu faktör stagflasyon risklerini gündeme taşıdı. Faizler sabit kalabilir veya geç düşürülebilir. Petrol ve jeopolitik risk fiyatlanınca altın, dolar, İsviçre frangı gibi güvenli liman varlıklarına yönelim arttı. Ama, Ukrayna ile Rusya arasındaki Savaş hâlâ aktif. Enerji fiyatları ve tarım ürünleri üzerinde dolaylı etkileri sürüyor. Hamas-İsrail çatışmaları ve İran’ın durumu, petrol fiyatlarında dalgalanmalara yol açıyor.
Şu an unutulmuş gibi duran Tayvan, Çin ile ABD arasındaki Ticaret ve teknoloji savaşları açısından ciddi tehdit oluşturuyor. Bu durumun etkisi Piyasalar, jeopolitik olayların tetikleyeceği enerji fiyatı artışları, tedarik zinciri bozulmaları ve güvenli liman arayışlarına hazırlanıyor.
Durum böyle iken, büyük teknoloji şirketleri AI donanımı ve yazılımı üzerine büyük yatırımlar yapıyor. 2025 ikinci yarısı itibarıyla AI destekli yeni uygulamaların piyasaya çıkması bekleniyor.
Blockchain & Kripto Varlıklar alanında da ülkeler arasında düzenleyici çerçeveler netleşmeye başladı. 2025 yılının üçüncü çeyreğinde bazı ülkelerde CBDC denilen Merkezi Banka Dijital Paraları pilot uygulamalarının başlaması bekleniyor. Nakitsiz topluma doğru gidiş sürüyor.
Dünya ekonomisi 2025'in ikinci yarısında düşük tempo ve belirsizlikle ilerlerken, İran–İsrail çatışması petrol ve gıda piyasalarında kısa süreli dalgalanmalara sürüklendi. Merkez bankaları jeopolitikten kaynaklanan enflasyon baskılarına dikkat ediyor.
Bakalım 2025 yılının ikinci yarısında oyun nasıl şekillenecek?