SON DAKİKA

Dijital çağın karanlık yüzü: Enerji kesintileri tesadüf mü?

Geçtiğimiz günlerde Avrupa'da büyük çaplı bir elektrik kesintisi yaşandı. İspanya'da başlayan bu kesinti, Portekiz, Fransa ve Belçika'nın bazı bölgelerine kadar yayıldı.

Yaklaşık 55 milyon kişi bir anda elektriksiz kaldı. Portekizli yetkililer bu olayı “garip bir doğa olayı” olarak tanımlasa da, bu kadar geniş çaplı bir kesintinin basit bir arıza ile açıklanamayacağı ortada.

Jeopolitik silah olarak kullanılmakta

Ben bu tür olayları, dijital dünya sisteminde insanların nabzını yoklamak amacıyla düzenlenen birer operasyon olarak görüyorum. Yenidünya düzeninde enerji bağımsızlığını sağlayan ülkeler, süper güç konumuna yükseliyor. Bu sisteme uyum sağlayamayanlar ise stratejik kırılmalar yaşayacak. Artık enerji sadece “elektrik” değil; aynı zamanda bir jeopolitik silah olarak kullanılmakta.

Dünya hızla dijitalleşiyor. Eğitimden sağlığa, alışverişten kamu hizmetlerine kadar her şey internet üzerinden yürütülüyor. Siber saldırılar ise artık sadece bir olasılık değil, günlük hayatın bir parçası. Dijital kimlik sistemleri, savunma sanayi, enerji altyapısı... Hepsi dijital ağlara bağlı. Bu da demek oluyor ki, tüm bu sistemler aynı zamanda saldırıya açık hale geliyor. Sanallaşan bir dünyada fiziksel bağlarımız zayıflarken, dijital alanda kontrol edilmemiz daha kolay hale geliyor.

İngiltere de aynı uyarıyı yaptı

Merkez bankalarının dijital para sistemine geçmesi, nakit paranın ortadan kalkması anlamına geliyor. Bu da bireylerin ekonomik faaliyetlerinin tamamen izlenebilir hale gelmesi demektir. Bir sabah kalktığınızda parasal sistemin çöktüğünü ve siber saldırıya uğradığımızı duyarsanız, şaşırmayın. Bankalar boşaltılmış olabilir, dijital cüzdanlara erişim engellenmiş olabilir. Nitekim Avustralya’da 1 milyondan fazla kişinin banka şifresi Telegram ve Dark Web’de paylaşılmış durumda.

İspanya'nın yenilenebilir enerjiye geçişinden kısa bir süre sonra yaşanan bu büyük kesinti, tesadüf olabilir mi? Avrupa Parlamentosu’nun iki kez vatandaşlarına 72 saatlik mum ve gıda stoklamaları yönünde çağrıda bulunduğunu hatırlayalım. İngiltere de aynı uyarıyı yaptı. Bu tür uyarılar, önümüzdeki dönemde yaşanabilecek daha büyük krizlerin habercisi olabilir.

Dengeli bir strateji izlenmeli

Türkiye olarak bizim bu gelişmelerden ders çıkarmamız gerekiyor. Geleneksel enerji altyapımız mutlaka koruma altına alınmalı. Dijital geçiş sürecinde dengeli bir strateji izlenmeli.

Birey olarak da hazırlıklı olmalıyız. Bir kenarda nakit para bulundurmak, altına yatırım yapmak, imkânlar doğrultusunda ekilebilir bir araziye sahip olmak, gıda güvenliği açısından önemlidir. Çünkü sistem çöktüğünde banka hesabınızda milyarlar olsa bile, eğer erişemiyorsanız hiçbir anlamı kalmaz. İspanya’da insanlar, nakitleri olmadığı için bir gün boyunca hiçbir şey alamadı.

Bugün yaşadıklarımız, yarının dijital distopyasının provasını sunuyor olabilir. Daha merkezi, dijital ve izlenebilir bir topluma doğru sürükleniyoruz. Eski dünya düzeni dağılırken, yerini algoritmaların yönettiği bir sistem alıyor. Kontrol tek merkezde toplanıyor. Bu değişimi iyi okumak ve bireysel olarak önlemlerimizi almak artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir.