Denetimsizlik ve sorumsuzluk: Felaketin kök nedenleri
Sevgili okuyucularım bu hafta yazımı maalesef milletçe bizi kahreden üzücü bir olaydan esinlenerek kaleme aldım. Denetimsizlik ve sorumsuzluğu iliklerimize kadar hissettiğimiz bir acı olay daha yaşadık ne yazık ki.
Bolu Kartalkaya’da meydana gelen otel yangını, denetimsizlik ve sorumsuzluğun bir araya geldiğinde ne kadar büyük felaketlere yol açabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. Bu tür olaylar, sadece bir yangın ya da kaza olarak değil, bir sistemin işleyişindeki büyük eksikliklerin, yönetimsel zaafiyetlerin ve sorumsuzlukların sonucudur. Herhangi bir sektörde denetimsizlik ve sorumsuzluk bir araya geldiğinde, felaketin önlenmesi neredeyse imkansız hale gelmektedir. Bolu Kartalkaya’daki felaketin derinliklerine inildiğinde, aslında sadece otel işletmeciliğiyle ilgili değil, toplumun her alanında karşılaştığımız büyük bir sorunun daha büyüdüğünü görüyoruz.
Bolu Kartalkaya otel yangını, sadece bir yangın olayı değildir. Bu, aynı zamanda çok daha geniş çapta bir sorumsuzluk ve denetimsizlik zincirinin parçasıdır. Yalnızca yangın anında değil, yangının önlenmesi için gereken güvenlik önlemleri ve denetimler de ihmal edilmiştir. Bir otelde, güvenlik standartları, yangın güvenliği önlemleri ve tüm acil durum prosedürlerinin titizlikle uygulanması gerekir. Bu tür ihmaller, sadece bir otelin değil, bölgedeki turizm sektörünün güvenilirliğini de zedeler. Milyonlarca turistin güvenliğini sağlamak devletin ve otel işletmecilerinin sorumluluğudur. Ancak sorumlulukların yerine getirilmemesi, büyük bir felakete dönüşebilir.
Kartalkaya örneği, sadece bir otel yangınıyla sınırlı kalmıyor. Aynı denetimsizlik ve sorumsuzluk örnekleri, sağlık, eğitim, inşaat, ulaşım gibi birçok sektörde karşımıza çıkmaktadır. Denetimsizlik, bir toplumun temel yapı taşlarının kırılmasına neden olur. Kamu güvenliği, kişisel haklar, yaşam kalitesi ve ekonomik istikrar gibi çok sayıda alan, doğrudan denetim ve sorumlulukla ilişkilidir. Bir sektörde bu unsurlar ihmal edildiğinde, sadece o sektöre bağlı insanlar değil, tüm toplum bundan olumsuz etkilenir.
Sağlık sektörüne baktığımızda, denetimsizlik ve sorumsuzluğun can kayıplarına yol açabileceği en kritik alanlardan biridir. Hastanelerin hijyen koşullarının denetlenmemesi, hastaların doğru tedavi edilmemesi ya da ilaçların denetimsiz dağıtılması, binlerce insanın hayatını riske atabilir. Sağlık personelinin eğitim eksiklikleri ya da denetimsiz hastaneler, trajedilere sebep olabilecek unsurlardır. Kartalkaya otel yangını gibi olaylar, insan hayatının ne kadar değerli olduğunu hatırlatmakla kalmaz, sağlıkta yapılması gereken güvenlik ve denetimlerin önemini de gözler önüne serer.
Benzer şekilde eğitim sektörü de aynı kaderi paylaşır. Okullarda eğitim kalitesinin düştüğü, öğretmenlerin yeterli donanıma sahip olmadığı bir ortamda, sorumsuzluk ve denetimsizlik, sadece öğrencilerin geleceğini etkilemekle kalmaz, toplumsal yapıyı da derinden sarsar. Okul yönetimlerinin yetersiz denetimleri, öğrencilere sunulan imkanların eksikliği ya da müfredatın çağın gereksinimlerine uymaması, eğitim sisteminin temellerini sarsabilir.
İnşaat sektörü, denetimsizlik ve sorumsuzluğun tehlikeli sonuçlar doğurduğu bir diğer alandır. Birçok inşaat projesinde kullanılan malzemenin kalitesiz olması, mühendislik hesaplamalarının göz ardı edilmesi ve gerekli güvenlik önlemlerinin alınmaması, büyük yapısal felaketlere neden olabilir. 1999 ve 2023 depremleri , denetimsizlik ve sorumsuzluğun bu sektörde nasıl yıkıcı sonuçlara yol açtığını bir kez daha hatırlatmıştır. Bu tür olaylar, sadece inşaatta çalışanların değil, çevredeki binlerce insanın hayatını tehlikeye atmaktadır.
Ve diğer bir sektör; ulaşım sektörü de denetimsizlik ve sorumsuzluk nedeniyle birçok kez felaketlere sahne olmuştur. Otobüslerin, trenlerin ya da uçakların düzenli bakımlarının yapılmaması, sürücülerin yeterli eğitim almamaları ya da güvenlik protokollerinin göz ardı edilmesi, toplu taşımanın büyük riskler taşımasına yol açar. Ulaşım sektörü, her gün milyonlarca insanın hayatını tehlikeye atan, sorumluluk gerektiren bir sektördür. Ancak denetim eksiklikleri ve sorumsuz yönetimler, kazaların ve can kayıplarının önünü açabilir.
Sonuç olarak, devletin ve ilgili tüm kurumların, toplumu güvenli bir şekilde yaşatmak için gereken denetimleri yapması, sektörlere yönelik daha sıkı kontroller uygulaması ve her alanda sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerekmektedir. Toplumun her bireyi, kendi alanında sorumluluk taşımalı ve bu sorumluluğu ihmal etmemelidir. Çünkü denetimsizlik ve sorumsuzluk, bir araya geldiğinde bedeli çok ağır olan felaketlere yol açabilmektedir.
Bir sonraki yazımızda, bilginin ışığında güzel günlerde görüşmek üzere…