Çözüm!!!
Krizler, yaşamın kaçınılmaz bir parçasıdır. Beklenmedik olaylar, zorluklar ve belirsizlikler, hem bireyler hem de toplumlar için ciddi tehditler oluşturabilir. Ancak kriz anlarında çoğu zaman ilk içgüdümüz sonuç odaklı düşünmektir; bu da genellikle panik, kaygı ve çaresizlik duygularını beraberinde getirir.
Oysa doğru yaklaşım, çözüm odaklı bir perspektif geliştirmektir. Kısacası kendinizi kriz durumunun içerisinde bulduğunuzda, tek odaklanmanız gereken çözümün ne olduğu olmalı. Krize sebep olan durum ya da kişiler ya da bu krizin sebep olacağı sonuç değil; çünkü bunun zamanı kriz anı değildir. Ama krize sebep olan etkeni çözüme kavuşturmak unutmamanız gereken bir nokta olarak, orada sizi bekler…
Unutmayalım! Krizler, hayatın en zorlayıcı anlarındandır. Karşımıza çıkan her tür zorluk, bazen kontrolümüz dışında gelişir, bazen de bir dizi küçük kararın birikimiyle şekillenir. Ancak her durumda değişmeyen bir gerçek vardır: Kriz anlarında doğru olan tek şey, çözüm odaklı düşünmektir. Kriz anında ne krize yol açan sebepleri sorgulamak ne de olan biteni hemen tartışmak bize çözüm getirmez. O anın amacı, sadece ve sadece çözümü bulmaktır.
Birçok insan kriz anında ilk olarak “Bu nasıl oldu?” ya da “Bunu kim yaptı?” gibi sorular sorar. Bu sorular, başlamak için doğal olabilir, ancak krizin ortasında zaman kaybetmek anlamına gelir. Kriz, geçici bir durumdur ve onunla başa çıkmak için geçmişi değil, şu anı çözümlemek gerekir. Krizin ortaya çıkmasına neden olan kişiler, koşullar veya dışsal faktörler, çözüm arayışına engel değildir; aksine, sadece dikkatinizi çözümden uzaklaştıran birer dikkat dağınıklığıdır. Krize sebep olan şeyleri tartışmak, o anda yapılacak en verimsiz şeydir. Kısacası, kendinizi bir kriz durumunun içinde bulduğunuzda tek odaklanmanız gereken şey, “çözüm” olmalıdır. Kriz anı, bir çözüm geliştirme fırsatıdır ve çözümün ne olduğuna karar vermek, bu fırsatı kaçırmamak adına kritik bir adımdır. Krizi tetikleyen faktörleri anlamak veya onlara odaklanmak, sadece daha fazla zaman kaybetmenize ve belki de krizin derinleşmesine yol açabilir. O yüzden kriz, sonuç değil, bir çözüm anıdır.
Kriz anı, duygusal tepkilerle değil, mantıklı ve soğukkanlı bir akılla başa çıkılacak bir süreçtir. Kriz ne kadar karmaşık görünürse görünsün, çözümü bulmanın yolu, yalnızca ortadaki sorunun ne olduğunu değil, onu nasıl aşabileceğimizi düşünmektir. Sorunun kaynağı ne olursa olsun, çözümün bulunduğu yer “şu andır”. O yüzden krizin nedenlerini tartışmak bir yana, bu durumu daha az zarar vererek nasıl aşacağımızı bilmek, o anki en değerli bilgidir. Özellikle liderlik pozisyonundaki insanlar için kriz anı, doğru yönlendirmeler yapabilme fırsatıdır. Kriz anında çözüm odaklı bir yaklaşım, yalnızca kişisel değil, organizasyonel düzeyde de büyük farklar yaratır. Çalışanlar ya da takım üyeleri, bir kriz anında çözüm odaklı düşünme becerisi sergileyen liderlerini örnek alır. Bu dağınık duygusal tepkilerden kaçınan bir lider, soğukkanlı bir şekilde ekibini yönlendirebilir ve durumu daha hızlı atlatabilir.
Krizlerin sebep olduğu olumsuzlukları anlamak ve bunları çözmek, önemlidir; ancak bu süreç, krizin ortasında derinlemesine analiz yapmaktan çok, durumu stabilize edecek adımlar atmakla başlamalıdır. Kriz anında çözüm bulma yeteneği, bireylerin ve organizasyonların gelecekteki zorluklarla başa çıkma becerisini de artırır. Kısa vadeli çözümler üretmek, uzun vadede daha büyük ve kalıcı çözümlere zemin hazırlar. Unutmamak gerekir ki, kriz durumunda karşılaştığımız engeller, bizi bekleyen fırsatların sadece birer parçasıdır. Krizleri, sadece bir tehdit olarak görmek yerine, bu dönemde öğrenme ve gelişme imkanı olarak değerlendirmek, bizi daha güçlü kılar. Krizlerin üstesinden gelmek için geliştirdiğimiz stratejiler, gelecekteki belirsizliklerle başa çıkmak için birer kılavuz olacaktır.
Sonuç olarak, kriz anları hayatın bir parçası olsa da, bu anların içinde kaybolmamak gerekir. Krizin etkileri ne kadar yıkıcı olursa olsun, önemli olan şey sadece ve sadece çözüm odaklı bir yaklaşım sergilemektir. Krizi çözmek için gereken her şey, yalnızca o anın içinde gizlidir. O anı doğru şekilde değerlendirmek, bizi zorluklardan daha güçlü çıkaracaktır. Krizler, geçici zorluklar olsa da, onlara nasıl yanıt verdiğimiz, bizi kalıcı olarak şekillendirecektir.
Unutmayın, kriz sadece bir geçiş dönemidir. Bu dönemi atlatmak için ihtiyacınız olan şey, geçmişin sorularında değil, geleceğin çözümlerinde saklıdır.
Bir sonraki yazımızda, bilginin ışığında güzel günlerde görüşmek üzere…