"Çin'i durduracak hiçbir güç yok" dediğini unutmadık
Kim derdi ki normal bir soğuk algınlığı Çin de başlasın bütün dünyayı tehdit edecek duruma gelsin. Kış mevsiminin gelmesi ile soğuk havalarda insanların basit bir soğuk algınlık olarak bildiği nezle, öksürük insanların korkulu rüyası olsun...
Yoksa ilahi adalet mi demeliyiz. Doğu Türkistan’ı cehenneme çeviren Müslüman kadınların odalarına Çinli erkekler yerleştiren, direnenleri zindanlarda şehit eden “Çin Başkanı Şi Cinping’in, “Çin’i durduracak hiçbir güç yok” dediğini unutmadık. Allah Çin’i gözle görülmeyecek kadar küçük bir virüsle dize getirdi.
Çin’de başlayan SARS, Suudi Arabistan’da başlayan MERS, şimdide CORONA… Ocak ayında Çin’in Wuhan kentinde ortaya çıkıp hızla tüm dünyaya yayılan ve henüz tedavisi bulunamayan corona virüsü nedeniyle bugüne kadar 618 kişi hayatını kaybetti. Her bulduğu canlıyı yemeye kalkan Çinliler bundan sonra yediklerine dikkat ederler diye umut ediyorum. İşin kötüsü birçok ülkede corona virüsünün görülmeye başlamış olmasıdır. Türkiye sınırlarına dayanmasına rağmen Çin’ den gelen turistlerde sıkı tedbirler alınmadığını görüyorum. Diğer ülkeler uçak seferleri iptal ederken biz maske ile önlem alabiliyoruz. Bu önlemlerin yeterli olup olmadığını zaman bize gösterecektir.
2020’ye iyi başlamadık
Elazığ Sivrice ilçesi depreminde 37,malatyada 4 olmak üzere 41 vatandaşımız depremde hayatını kaybetti. Deprem anında insanların çaresizliği ölümler, yaralılar yıkılan binalardan insanları kurtarmaya çalışmaları çığlıklar… Kışın gelmesi ile birlikte -15 derecede çadırlarda yaşam mücadelesi verdiler. Millet olarak seferber olup yardım elini uzattık ama beklenen deprem için önlemler alınmazsa eğer bizi daha da büyük felaketler bekliyor demektir.
İdlib de kalleş saldırıda 8 askerimiz şehit oldu. Gelen şehit haberleri yüreklerimizi dağladı. Yine evlere kor düştü, yine anaların gözyaşı dinmedi. Yetim kalan çocuklar, ”Vatan sağ olsun” diyebildik. Esed muhaliflerinin sivil ve çocukları hedef alması ve okul, hastane, çarşı ve pazarları bombalaması ile birlikte İdlib’de geride kalanlar göç etmek durumunda kaldılar. Çatışmaların ardından başlayan göç dalgasında 1,5 milyon mülteci sınıra yaklaştı. Türkiye’nin yeni bir göç dalgası kaldıracak tahammülü kalmadı.
2019’un son dönemlerinde en büyük yangınlarından biriside Avustralya’da yaşandı. Binlerce canlı öldü binlerce hektar alan yandı. 480 bin hayvanın yanarak can verdiği yangında 24 vatandaşında öldüğü bildirilmektedir. Yapılan yanlışların geri dönüşümü çok acı oluyor. Beş bin devenin tüfeklerle öldürüldükleri yetmiyormuş gibi on bin deve daha katledeceklerinin açıklamasını yapıyorlar. Bununla da yetinmeyip zehirli sosislerle vahşi kedileri katledeceklerini açıklıyorlar. Neymiş efendim öldürmelerinin gerekçesi kuraklıkmış develer çok su içiyormuş. Dedik ya Allah’ın tokadı yok! Yeni Güney Galler ve Victoria’da birçok bölgenin elektriksiz kaldığı ve binlerce kişinin tahliye edildi. Doğanın bize geri dönüşü yaşananalar biz insanlara bir şeyler anlatmak istediği ortada doğa adaletini kendisi sağlıyor.
Van da çığ altında kalan, 2 kişiyi kurtarmaya giden askerlerimiz ve korumalarda çığ düşmesi sebebiyle şehit oldular. 41 vatandaşımız çığ altında kalarak hayatını kaybetti. Sabiha Gökçen havaalanında uçak faciasında dikkatsizlik ve ihmal hatasından dolayı 3 kişi yaşamını yitirdi çok sayıda kişi de yaralandı, Sabiha Gökçen Havalimanına yardıma giden polislerin geçirdikleri trafik kazasında 5 özel harekât polisinin yaralanması üstüne tuz biber oldu.
2020 yılına farklı zamanlarda girmiş olsak da tüm dünya olarak, 2019’u geride bırakıp yeni umutlar ve dileklerle karşıladık. Çünkü insanoğlunun yaradılış gereği içerisinde barındırdığı yaşamaya dair inanç ve umutlarını hayal etmekten başka bir yolu olmadığını biliyor. Bu hayaller kimi zaman bir ev bir araba, bazen de hayat standartlarını yükseltecek iyi bir maaş oluyor. Farklı dillerden ve kültürlerden de olsak dilekler ve istekler aynı 2020’den beklentilerin daha iyi olmasıdır. Şu kısa dönemde yaşadığımız bu felaketler son bulur da biz de millet olarak rahat bir nefes alırız.